'Sivillik yan gelip yatma yeri değil!'
Felaket tellallarının gazına gelmemek ama iktidarın "bilmediğiniz şeyler var", "şimdi zamanı değil", "bekleyelim, görelim" konforunun tadını çıkarmasına da müsaade etmemek lazım.
GAZETECİLER.COM - Savcı Zekeriya Öz'ün "sözde bir terfiyle" görevinden alınmasını köşesine taşıyan Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, dava süreciyle ilgili ilginç bir de yorum yaptı:
"...gerçekçi olalım, bir kere açtıysanız "hesaplaşma" kutusunun ağzını, arkası çorap söküğü gibi gelir. Şimdiye kadar başımıza gelen hükümetler bunu yapmadıysa, sadece uluslararası konjonktür el vermiyor diye yapmamış değil. Bu kutuyu açarsam keser döner sap döner, yarın bir gün beni de yaralar endişesi de hesaplandığı içindir."
Karaca yazısında Ergenekon davasının teorisi ile pratiği arasındaki çelişkiler can sıkıcı boyutlar alırken, bu sürece demokrasi ve vicdan adına itiraz edenler çelişkiye düşmüyor mu sanıyorsunuz? sorusunu ise şu çarpıcı cümlelerle yanıtladı:
"Kitaptan korkulmaz!" diyen "Kitaptan korkan adam değildir" mealinde çıkışmalar yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisi hakkında yazılan "Yemuş Hanımın Oğlu Çarkçı Kemal" kitabından feci halde korkmuş olduğu, kitabın basımının ve yayımının durdurulması için dava açtığı da ortaya çıkmadı mı misal? Üstelik haksız da değil Kılıçdaroğlu.
Demek istiyorum ki, süreci taraflar üzerinden okumak her koşulda bizi zora sokacak. Bizzat doğruların iç referansları üzerinden düşünmeye alışmamız gerekiyor.
Felaket tellallarının gazına gelmemek ama iktidarın "bilmediğiniz şeyler var", "şimdi zamanı değil", "bekleyelim, görelim" konforunun tadını çıkarmasına da müsaade etmemek lazım. Çünkü sivillik yan gelip yatma yeri değil.
"...gerçekçi olalım, bir kere açtıysanız "hesaplaşma" kutusunun ağzını, arkası çorap söküğü gibi gelir. Şimdiye kadar başımıza gelen hükümetler bunu yapmadıysa, sadece uluslararası konjonktür el vermiyor diye yapmamış değil. Bu kutuyu açarsam keser döner sap döner, yarın bir gün beni de yaralar endişesi de hesaplandığı içindir."
Karaca yazısında Ergenekon davasının teorisi ile pratiği arasındaki çelişkiler can sıkıcı boyutlar alırken, bu sürece demokrasi ve vicdan adına itiraz edenler çelişkiye düşmüyor mu sanıyorsunuz? sorusunu ise şu çarpıcı cümlelerle yanıtladı:
"Kitaptan korkulmaz!" diyen "Kitaptan korkan adam değildir" mealinde çıkışmalar yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisi hakkında yazılan "Yemuş Hanımın Oğlu Çarkçı Kemal" kitabından feci halde korkmuş olduğu, kitabın basımının ve yayımının durdurulması için dava açtığı da ortaya çıkmadı mı misal? Üstelik haksız da değil Kılıçdaroğlu.
Demek istiyorum ki, süreci taraflar üzerinden okumak her koşulda bizi zora sokacak. Bizzat doğruların iç referansları üzerinden düşünmeye alışmamız gerekiyor.
Felaket tellallarının gazına gelmemek ama iktidarın "bilmediğiniz şeyler var", "şimdi zamanı değil", "bekleyelim, görelim" konforunun tadını çıkarmasına da müsaade etmemek lazım. Çünkü sivillik yan gelip yatma yeri değil.
