Şirin Payzın için...
Siyasal iktidar ve iktidar yanlısı gazetecilerin, adını duydukları anda sinirlerini bozan Fazıl Say....
İnanılmaz bir performans…
Müthiş…
Hafta arası iki gece…
Ve…
Her bir gece yaklaşık iki buçuk saat…
Hem de kontrolü, söz geçirmesi çok zor, sesi çok çıkan, arkaları güçlü konukları yönetmek…
Bir gece de “Her Şey”in boşluğunu doldurmak…
Ve…
İşini yaparken hiçbir konuğunu azarlamamak…
Bütün hırçınlıklarını gülümseyerek ve zarif esprilerle karşılamak…
Sonunda…
Onları da sakinleştirmek, akıllarını başlarına getirmek…
Bütün bunları kim mi yapıyor?..
Şirin Payzın…
Dün gece yine mükemmel bir iş yaptı…
Yok, hayır…
Russell Crowe ile söyleşi yapması değildi mükemmel olan…
Hiçbir üst yönetici onu “Neden Russell Crowe’u konuk ettin?” diye sorgulamayacağı gibi teşekkür bile eder…
Ama…
Siyasal iktidar ve iktidar yanlısı gazetecilerin, adını duydukları anda sinirlerini bozan Fazıl Say’ın hem de evine kadar giderek söyleşi yapması kolay iş değil…
Hatta…
“Çok Riskli” olduğunu söylemek bile imkân dâhilinde…
Efendim…
Say’ın siyasi fikirleri çok fazla kişiseldir…
Sadece kendisini ilgilendirir…
İnanan inanır, inanmayan güler geçer...
Ki…
Ben bilhassa çok seyrek de olsa ekonomiyle ilgili yorumlarına gülüp geçiyorum…
Ama sanatı…
Ama parmakları…
Ama müzik dehası muhteşem…
Şirin de işte o muhteşem insanı evinde ziyaret etti…
Hem arada verdiği nefis müzik ziyafeti…
Hem Fazıl’ın kendisini anlatma imkânı bulması…
Ve hem de “çok hırçın” olduğu iddia edilen Fazıl’ın, hukuka saygılı (Görülmekte olan davaya ilişkin hiçbir yorum yapmaması) olduğunu görmek mükemmeldi…
Harika…
Teşekkürler Şirin…
Ve alkışlar…
Not: Editör arkadaşımın Şirin Payzın'ı "Günün Televizyoncusu" seçmesi, dün geceki programından sonra kendisini alkışlamama engel değildir...
Zira...
Şirin değil de başka biri yönetseydi bir gece önceki programı; konuklar birbirlerini yumruklayabilirlerdi...
