Sırada Kandil mi var Nuray Mert?
Çarkediler de bu kadar mı çarkedilir. Dönülür de bu kadar mı dönülür? Bu ne telaş Nuray Mert? Ne işin var orda?
GAZETECİLER.COM - Nuray Mert "dönüşümün" kitabını yeniden yazıyor.
Hızlı çarkedişin...
Bir tarafa yamanmanın dersini veriyor...
Duble yolların onu çıkardığı yer BDP otobüsünün üstü oldu...
O lafların semeresi de zafer turu...
İşaret çekiyordu o duble yolda giden otobüsten:
"Zafer işareti"...
Demeye getiriyordu ki sanırız:
-"Muhafazakar Türk istemiyorsa Kürt'e 'Mert'lik ederim bende"..
Sırada ne var N.Mert?
KANDİL mi?
Yürü be!...
Kim tutar seni bu "açılmış" halinle...
Dile! Kampanya da açalım senin için bu siteden...
"Hükümet Kandil'e duble yol yapsın
Nuray Mert o yoldan Kandil'e gitsin!"
Neydin?
Ne oldun be "Mert"!..
Şu haline Genel Yayın Yönetmeni olsaydı Ertuğrul Özkök nasıl bir manşet
atardı, bir desen:
"Vay N.Mert vay!" der miydi, Ahmet Kaya'ya yaptığı gibisinden!
Sahi...
Nuray "Mert" miydin gerçekten?
Yoksa Başbakan haklı mıydı bilmeden?..
Bilmiyoruz...
Bildiğimiz:
Sözümüzü tüketen bir garabetlik...
Kelime ziyanına hacet bırakmayan bir tablo...
[photos]
Gözü kör, aklı tutulmuş medyamız da yine sus-pus...
Bir Ahmet Kekeç demiş:
"Ne işin vardı o otobüste?" diye...
Sonra da eklemiş:
"Hayrola?
Bir gazeteci değil miydi bu hanımefendi? Aynı zamanda “bilim”le iştigal etmiyor muydu? Hadi bindin otobüse. Binilir...
Peki, “zafer işareti” de nerden çıktı?
Hanımefendi, kendinden geçmiş bir vaziyette, bir de zılgıtlar ve ıslıklar eşliğinde, zafer işareti yapıyor.
İyi de, hangi sıfatla otobüsün tepesindesin?
Hangi kimliğinle?
Hangi hususiyetinle?
Kendisini Kürt siyasetinin bekasına adamış bu hanımefendi, daha bir yıl öncesine kadar Kürt açılımını “ti”ye almıyor muydu? “Kürt meselesini halledelim” diyenlere, “Kürt sorununu çözelim derken, bir Türk sorunu yaratmayalım” diye şarlamıyor muydu? Böyle dediği için de Ertuğrul Özkök’ten “aferin” almıyor muydu?
Nasıl oldu bu geçiş, bu dönüşüm, bu başkalaşım?
Yazının tamamı için
