ANALİZ

Şimdi karar verme sırası eylemci arkadaşlarda!..

Hukukun üstünlüğü ilkelerini benimseyen bir devlet özlemi içinde olduklarını da hepimiz biliyoruz…

Şimdi karar verme sırası eylemci arkadaşlarda!..

ADNAN BERK OKAN

Taksim Dayanışması’nda bir gurup “Tüm talepler karşılanmadan gitmeyelim” diyor…

Bir diğer gurubun kararı ise şöyle:

“Taleplerimizi arttırarak sıkıştıralım. Valiler ve emniyet müdürleri görevden alınmadan sonlandırmayalım”.

Peki, Başbakan ne düşünüyor?..

O da şunları söyledi:

“Yargı kararını bekleyeceğiz. Sonuç projenin iptali yönünde çıkarsa karara aynen uyacağız. Lehinde çıkarsa da halk oylamasına götüreceğiz…”

 

Başbakan’ın bu açıklaması; Gezi Park’ın içinde konaklayan eylemcilerin başarısıdır…

Tüm talepleri karşılanabilir mi?..

Hayır…

Karşılanamaz, karşılanmamalı da…

Bu arada hemen bir not düşeyim:

Eylemcilerin entelektüel birikimleri yüksek…

Hukukun üstünlüğü ilkelerini benimseyen bir devlet özlemi içinde olduklarını da hepimiz biliyoruz…

O nedenle; 3. Boğaz Köprüsü ve 3. Havaalanı inşası konusunda hükümetin işine karışmalarının doğru olmadığını kabul edeceklerdir…

Çünkü…

3. Boğaz Köprüsü ve 3. Havaalanı inşası yerel bir karar değildir…

Ulusal bir karardır…

Hükümetler her ulusal kararda referanduma giderler veya her itiraz protestosunun etkisiyle her projeden vazgeçerlerse, o ülkede demokrasi ve hukuk devleti ilkesinden söz edilemez…

Siyasal iktidarların ulusal icraatlarla ilgili kararları meydanların tekeline bırakılamaz…

Gezi Park’taki eylemcilerin içinde böylesine absürt bir talepte olanlar bulunabilir ama sayıları parktaki eylemcilerin yüzde bir ya da ikisini geçmez…

Ancak…

 

Bu, her iki inşaatın yapılmasını da kabul etmek zorunda oldukları anlamına gelmez…

Tabii ki itiraz etmek en doğal haklardır…

Ki…

O itirazlarını sadece Türkiye değil bütün uygar dünya kamuoyu öğrendi…

Peki; “Taleplerimizi arttırarak sıkıştıralım. Valiler ve emniyet müdürleri görevden alınmadan sonlandırmayalım” söylemi için ne düşünüyorum?..

Söyleyeyim:
İpe un sermektir...
Gezi Park'ta "otonomi ilânı" için bahanedir...
Dünyanın ileri demokrasilerinde gülüp geçilecek bir taleptir...
Bir kentin valisi ve belediye başkanının her eylemden sonra görevden alınması demektir ki bunun adı "idari kaostur"... 

Taksim Gezi Parkı’na yapılacak inşaata gelince…

Eylemci arkadaşların tek ve yerden göğe haklı oldukları konu budur…

Yerel bir karardır…

Öncelikli karar verme yetkisi yargınındır…

Ki;

Başbakan yargı iptal kararı alırsa aynen uyacaklarının sözünü verdi…

Yargı lehte karar verse bile o zaman da halk oylamasına götürüleceğini taahhüt etti…

 

Hâsılı ey eylemci arkadaşlar!..

Başardınız…

Yerel yönetimlerin özerk olması gerektiği konusunda Türkiye kamuoyuna muhteşem bir ders verdiniz…

Hatta…

Böylece, Barış Sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için hükümetin ve muhalefet partilerinin de ellerini güçlendirdiniz…

Yerel özerklik yasasının muhalefet partileri tarafından engellenmek istemesinin ne kadar garip ve gereksiz olduğunu kanıtladınız…

O halde; lütfen bu işi tadında bırakın…

Yargı kararını bekleyin…

Eğer o gün Başbakan dün sizlere ve haliyle Türkiye ve dünya kamuoyuna verdiği sözü tutmazsa bilin ki o gün eyleminizi yeniden başlattığınızda Türkiye’nin yarısından çoğunu yanınızda bulacağınızdan emin olabilirsiniz…

 

Not: Lütfen unutmayınız...

Dünyanın, geri adım atmamasıyla tanıdığı bir Başbakan’ın inadını kırdınız…

Bu, o Başbakan’ın sizlere karşı sarf ettiği bazı yakıştırmalardan dolayı özür dilemesinden daha değerlidir…

Yani; ayrıca özür beklemeyiniz lütfen…

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR