Sevilay Yılman amirallere seslendi: Ne bekliyordunuz?
Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman, 104 amiralin bildirisine benzer bir bildirinin geçen yıl 126 emekli diplomat tarafından daha sert bir dille yayınlandığı ve gündemi işgal eden bir tartışma konusu yaratmadığını belirterek, İki bildiriyle ilgili kamuoyu nezdinde oluşan algı farkını açıkladı.
Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman, geçen yıl 104 amiralin bildirisine benzer bir bildirinin 30 Ocak 2020’de 126 emekli diplomat tarafından yayımlandığını ve o bildiride kullanılan dilin daha sert olmasına rağmen bu kadar tartışma konusu olmadığını söyledi. İki bildiriyle ilgili kamuoyu nezdinde oluşan bu farkı, bir tarafta emekli sivil diplomatlar diğer tarafta emekli askerlerin bulunmasına bağlayan Yılman, militarizm geçmişi olan bir ülkede emekli asker kimliği ile yayımlanmış ortak bildirinin antidemokratik çağrışımları ister istemez gündeme getireceğini ifade etti.
Sevilay Yılman, söz konusu bildirinin bir darbe tehdidi ya da sivil iktidara parmak sallayan bir ifadeye sahip olmadığı belirtirken, militarist konularda oldukça travmatik bir geçmişi olan ülkede karşılaşılacak manzaranın tahmin edilmesi gerektiğini söyledi. Yılman, iktidarın bu bildiriyi kendi lehine çevirerek seçmen kitleleri nezdinde mağduriyet yaratma gayretinde olduğuna yönelik eleştirilere karşı tepki gösterdi ve “Ne bekliyorlardı ki?” diye sorup, “kalenin tam önündeyken, topu rakibin ayakucuna ellerinle koyduktan sonra gole çevirmemesini falan mı?” yorumunda bulundu.
İşte o yazı...
Esasında TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Habertürk TV’de katıldığı yayında; “Türkiye Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden çekilecek!” diye bir sözü yok.
Şentop o günlerde gündemde olan İstanbul Sözleşmesi konuşulurken programın moderatörü Muharrem Sarıkaya’nın; “Yani Cumhurbaşkanı istese Montrö'den çekilebilir mi?” sorusuna karşılık hukuki olarak Cumhurbaşkanı’nın bunu yapabilme yetkisinin olduğunu söylediği için başladı bu tartışma.
Farazi bir ifadeydi yani.
Ancak farazi de olsa o ifadeler üzerine Montrö ile ilgili tartışmalar aldı başını gitti.
Tabii şu hususu atlamamak lazım.
Bu konu esasında Kanal İstanbul Projesi gündeme geldiğinden beri kamuoyunun önünde ki bir konu.
Uzun zamandır tartışıyoruz yani.
