Serkan Ocak
Radikal
GAZETECİLER.COM - İzmir, Gaziemir'deki eski kurşun fabrikasının arazisi zehrini kusmaya devam ediyor. Radikal'in ortaya çıkardığı skandalın üzerinden tam 4 ay geçti. Bakanlık, çareyi zehirli ve radyoaktif içeren maddelerin üzerine toprak atmakta buldu. Ancak bu kez zehir başka noktalardan çıkıp yeraltı sularına ve dereye karışmaya başladı. Bölgedeki dere önce Melez Çayı'na, oradan da İzmir Körfezi'ne karışıyor.
Radikal muhabiri Serkan Ocak, zehirlenen bölgede akan suyu Çevre Bakanlığı'na akredite bir laboratuvara analiz ettirdi. Sonuçları değerlendiren Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, içerdiği ağır metaller nedeniyle kansere kadar birçok hastalık riski taşıyan suyun insan sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
Günün muhabiri olmaya hak kazanan haberde imzası olan Serkan Ocak dün CNN Türk'te Nevşin Mengü'nün konuğu oldu, haberini nasıl yaptığını anlattı.
BAŞKA BİR HABER İÇİN GİTMİŞTİM
Nevşin Mengü: Sen bir gazeteci olarak gittin, uzmanlarla konuştun, tehlikenin farkına vardırdın… Ama senden önce kimse farketmemiş mi bu durumu… Yetkililerden söz ediyorum tabi…
Serkan Ocak: Aslında Radikal'in haberi nasıl oluştu onu anlatmak istiyorum. Ben oraya giderken tellerin altından sürünerek geçeyim, sızan sulardan örnek alayım, laboratuvara götüreyim, analiz ettireyim, haber yapayım diye gitmedim. İzmir'e başka bir iş için gitmiştim ve Gaziemir'de ne yaptılar diye, çünkü duymuştum tellerle çevrildiğini, neler oluyor diye bakmaya gittim.
Nevşin Mengü: Gazetecilik dürtüsünün peşine düştün yani…
Serkan Ocak: Tabi tabi, Gaziemir'in önünden geçip de bu fabrikaya bakmamak olmaz. En azından çevredekiler ile görüşmeye, ne durumdasınız demeye gittim. Sonra baktım ki, güvenlik kulübesi var ama boş… Tellerle çevrilmiş ama boşluklar var. Ben de fabrikaya gireyim dedim. İlk haberi biz Aralık ayında yapmıştık Radikal'de. Aralık'ta nerelerde atıklar var, nerede neler oluyor onu biliyordum. Oraları toprakla örttüler. Ancak bu sefer başka yerlerden dumanlar çıkıyor, başka yerler patlamıştı. Daha da vahimi konuştuğum bütün uzmanlar şunu söylüyordu, buradaki toprağı örtmekle olmaz. Yağmur suları, yer altı suları dolaylı olarak insanları etkileyecektir, sağlığı tehdit edecektir diyordu. TAEK orada inceleme yaptı, bulunan radyasyon insan sağlığını etkileyecek kadar yüksek, ancak, bölgedeki yerleşim yerleri için tehlike yok demişti ama yağmur suları sızmış ve sular kabuk bağlatmış.
Nevşin Mengü: Bunu kimse görmüyor mu, yerel yöneticiler, atanmışlar, seçilmişler? Kimse görümüyor mu?
Serkan Ocak: Bizim asıl vurgu yapmak istediğimiz, suda ağır metaller var, insan sağlığı açısından zararlı ama en önemli skandal, herkesin olayı görüp de görmezden gelmesi, duyup da duymazdan gelmesi…
Nevşin Mengü: Neden böyle yapıyorlar? Çok mu maliyetli?
Serkan Ocak: TAEK başkanı ile resmi olarak görüşüyorum. Ancak bir takım bilgiler de alıyorum. TAEK için bu bölge büyük bir sorun, kaldırılıması düşünülüyor, bunu öğrendim. Ancak nasıl kalkaacağını kimse bilmiyor. Gözünüzün önünde canlanması için söyleyeyim. 90 metreye 90 metre boyutlarında ve 12 metre derinliğinde bir alan. TAEK'in emri var, bu alana kesinlikle izin olmadan üzerinde hiç bir tasarruf yapılamaz deniyor.
Nevşin Mengü: İflas etmiş bir fabrika mıydı.
Serkan Ocak: 1940'larda kurulmuş fabrika. 2000'li yıllarda kurucusu ölünce çocuklarına miras kalmış. Kurşun üreten bir fabrika. Maliyetten kaçmak için yıllarca atıklarını gömmüşler.
Radikal muhabiri Serkan Ocak, zehirlenen bölgede akan suyu Çevre Bakanlığı'na akredite bir laboratuvara analiz ettirdi. Sonuçları değerlendiren Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, içerdiği ağır metaller nedeniyle kansere kadar birçok hastalık riski taşıyan suyun insan sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
Günün muhabiri olmaya hak kazanan haberde imzası olan Serkan Ocak dün CNN Türk'te Nevşin Mengü'nün konuğu oldu, haberini nasıl yaptığını anlattı.
BAŞKA BİR HABER İÇİN GİTMİŞTİM
Nevşin Mengü: Sen bir gazeteci olarak gittin, uzmanlarla konuştun, tehlikenin farkına vardırdın… Ama senden önce kimse farketmemiş mi bu durumu… Yetkililerden söz ediyorum tabi…
Serkan Ocak: Aslında Radikal'in haberi nasıl oluştu onu anlatmak istiyorum. Ben oraya giderken tellerin altından sürünerek geçeyim, sızan sulardan örnek alayım, laboratuvara götüreyim, analiz ettireyim, haber yapayım diye gitmedim. İzmir'e başka bir iş için gitmiştim ve Gaziemir'de ne yaptılar diye, çünkü duymuştum tellerle çevrildiğini, neler oluyor diye bakmaya gittim.
Nevşin Mengü: Gazetecilik dürtüsünün peşine düştün yani…
Serkan Ocak: Tabi tabi, Gaziemir'in önünden geçip de bu fabrikaya bakmamak olmaz. En azından çevredekiler ile görüşmeye, ne durumdasınız demeye gittim. Sonra baktım ki, güvenlik kulübesi var ama boş… Tellerle çevrilmiş ama boşluklar var. Ben de fabrikaya gireyim dedim. İlk haberi biz Aralık ayında yapmıştık Radikal'de. Aralık'ta nerelerde atıklar var, nerede neler oluyor onu biliyordum. Oraları toprakla örttüler. Ancak bu sefer başka yerlerden dumanlar çıkıyor, başka yerler patlamıştı. Daha da vahimi konuştuğum bütün uzmanlar şunu söylüyordu, buradaki toprağı örtmekle olmaz. Yağmur suları, yer altı suları dolaylı olarak insanları etkileyecektir, sağlığı tehdit edecektir diyordu. TAEK orada inceleme yaptı, bulunan radyasyon insan sağlığını etkileyecek kadar yüksek, ancak, bölgedeki yerleşim yerleri için tehlike yok demişti ama yağmur suları sızmış ve sular kabuk bağlatmış.
Nevşin Mengü: Bunu kimse görmüyor mu, yerel yöneticiler, atanmışlar, seçilmişler? Kimse görümüyor mu?
Serkan Ocak: Bizim asıl vurgu yapmak istediğimiz, suda ağır metaller var, insan sağlığı açısından zararlı ama en önemli skandal, herkesin olayı görüp de görmezden gelmesi, duyup da duymazdan gelmesi…
Nevşin Mengü: Neden böyle yapıyorlar? Çok mu maliyetli?
Serkan Ocak: TAEK başkanı ile resmi olarak görüşüyorum. Ancak bir takım bilgiler de alıyorum. TAEK için bu bölge büyük bir sorun, kaldırılıması düşünülüyor, bunu öğrendim. Ancak nasıl kalkaacağını kimse bilmiyor. Gözünüzün önünde canlanması için söyleyeyim. 90 metreye 90 metre boyutlarında ve 12 metre derinliğinde bir alan. TAEK'in emri var, bu alana kesinlikle izin olmadan üzerinde hiç bir tasarruf yapılamaz deniyor.
Nevşin Mengü: İflas etmiş bir fabrika mıydı.
Serkan Ocak: 1940'larda kurulmuş fabrika. 2000'li yıllarda kurucusu ölünce çocuklarına miras kalmış. Kurşun üreten bir fabrika. Maliyetten kaçmak için yıllarca atıklarını gömmüşler.
