Serdar Turgut
Gazete HaberTürk
Serdar Turgut daha önce de yazmış; ben de kendisini hem alkışlamış hem de "Günün Köşe Yazarı" seçmiştim...
Ne mi yazmıştı Serdar Turgut?..
O halde bugün bir kez daha yayımlanan o yazısını hiç dokunmadan aynen aktaracağım; lütfen okuyun...
Ve...
Turgut'un o çok değerli haber ve yorumlarının hiçbir gazete ve televizyonda (kendi yazdığı gazete ve gurup televizyonlarında da) haber yapılmadığını bir de ben hatırlatayım...
Serdar Turgut'u bir kez daha "Günün Köşe Yazarı" olarak seçerken; kıçı kırık sokak fahişelerini "Star" diye her gün "tam sayfa" haber yapan meslektaşlarımızı kınıyorum...
Tüm liderlerin en büyüğü Atatürk
DAHA önce yayınlamış olduğum bu yazıyı özellikle bugün tekrar yayınlamak istedim. İlk yazıyı, "birçok gazete tarafından haber yapılır" inancıyla yazmıştım.
Çünkü herhangi bir ülkede, kendi liderinin dünyanın en büyüğü olduğunun anlaşılması mutlaka büyük haber olurdu.
Bu normal ülkelerde böyledir ama Türkiye artık normal değil, bu haberi bile veremiyor gazeteler.
Bu hem ilginç hem de acıklı.
Bu yüzden görmezden gelinmek istendiği için ben de bugün tekrar yayımlıyorum yazıyı.
Cumhuriyet Bayramı'nız kutlu olsun...
Türkiye'nin dinselleşmesi sürecine nedense onun itibarsızlaştırmasını da dahil ettiler.
Oysa buna hiç gerek yoktu. Atatürk'ün düşünce yapısı ile dinselleşen beyinler arasında uzlaşmaz çelişki olması gerekmiyordu.
Düşünmeyi bilenler, iyi niyetli olabilenler Atatürk'ün düşünce yapısı ile dinselleşen beyinler arasında uzlaşma, kesişme noktalarını gayet tabii ki bulabilirlerdi.
Dinselleşmenin popülist yandaşları ve liberal yol arkadaşları bunu yapmadılar; Atatürk ve düşüncesine acımasız, sürekli bir itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüler.
Sonunda Atatürk'ten bahsetmenin bile zoraki hoşgörüyle karşılandığı ve neredeyse otomatik suçlu gibi davranılmasına yol açan bir duruma geldik.
Çoğumuz artık onun kıymetini, ona neler borçlu olduğumuzu bilmeyebiliriz, ama neyse ki onun değerini bulup çıkaran, bağımsız ve özgür düşünebilen bilim adamları hâlâ var.
Şimdi size bir büyük araştırmadan bahsedeceğim.
ABD'li Psikiyatri Profesörü Arnold Ludvvig 'King of the Mountain' adlı bir kitap yayımladı.
2 bin etkin lider hakkında 18 yıl boyu süren bir araştırma yapmış.
Bunlar arasından 377 devlet adamı/lider tespit etmiş ve bunları ayırmış.
Aslında bu çok kapsamlı ve zor bir istatistik çalışması.
200 kriter tespit etmiş ve bu 377 devlet adamına/lidere bu kriterleri tek tek uygulamış.
Sonra onlara 1 'den 31 'e kadar puan vermiş.
PGS (Political Greatness Scale-Siyasi Büyüklük Ölçütü) olarak tanımladığı bu sıralamaya göre Nehru 25, Roosevelt 30, Fidel Castro 23, Lenin 28, Churchill 22, Golda Meir 12, Kennedy 15 puan almışlar.
Bilin bakalım 31 puanı alan tek ve en büyük lider kim?
Umarım bu satırları ilkesiz yandaşlar ve onların sözde liberal yol arkadaşları iyi okurlar. Okusunlar da biraz kendilerine çekidüzen versinler.
Evet, 31 puanla ve 'Visionary' (büyük vizyon sahibi) sıfatıyla 20'nci yüzyılın en büyük devlet adamı/lideri sıfatına Atatürk layık görülmüş.
Bunu biz biliyorduk ama bir tarafsız bilim adamının, tamamen bilimsel çalışmasında bizim bildiğimiz bu gerçeğin de teyit edilmesi güzel bir gelişme.
Bu 29 Ekim gününde tekrar hatırlatayım dedim.
Ne mi yazmıştı Serdar Turgut?..
O halde bugün bir kez daha yayımlanan o yazısını hiç dokunmadan aynen aktaracağım; lütfen okuyun...
Ve...
Turgut'un o çok değerli haber ve yorumlarının hiçbir gazete ve televizyonda (kendi yazdığı gazete ve gurup televizyonlarında da) haber yapılmadığını bir de ben hatırlatayım...
Serdar Turgut'u bir kez daha "Günün Köşe Yazarı" olarak seçerken; kıçı kırık sokak fahişelerini "Star" diye her gün "tam sayfa" haber yapan meslektaşlarımızı kınıyorum...
Tüm liderlerin en büyüğü Atatürk
DAHA önce yayınlamış olduğum bu yazıyı özellikle bugün tekrar yayınlamak istedim. İlk yazıyı, "birçok gazete tarafından haber yapılır" inancıyla yazmıştım.
Çünkü herhangi bir ülkede, kendi liderinin dünyanın en büyüğü olduğunun anlaşılması mutlaka büyük haber olurdu.
Bu normal ülkelerde böyledir ama Türkiye artık normal değil, bu haberi bile veremiyor gazeteler.
Bu hem ilginç hem de acıklı.
Bu yüzden görmezden gelinmek istendiği için ben de bugün tekrar yayımlıyorum yazıyı.
Cumhuriyet Bayramı'nız kutlu olsun...
Türkiye'nin dinselleşmesi sürecine nedense onun itibarsızlaştırmasını da dahil ettiler.
Oysa buna hiç gerek yoktu. Atatürk'ün düşünce yapısı ile dinselleşen beyinler arasında uzlaşmaz çelişki olması gerekmiyordu.
Düşünmeyi bilenler, iyi niyetli olabilenler Atatürk'ün düşünce yapısı ile dinselleşen beyinler arasında uzlaşma, kesişme noktalarını gayet tabii ki bulabilirlerdi.
Dinselleşmenin popülist yandaşları ve liberal yol arkadaşları bunu yapmadılar; Atatürk ve düşüncesine acımasız, sürekli bir itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüler.
Sonunda Atatürk'ten bahsetmenin bile zoraki hoşgörüyle karşılandığı ve neredeyse otomatik suçlu gibi davranılmasına yol açan bir duruma geldik.
Çoğumuz artık onun kıymetini, ona neler borçlu olduğumuzu bilmeyebiliriz, ama neyse ki onun değerini bulup çıkaran, bağımsız ve özgür düşünebilen bilim adamları hâlâ var.
Şimdi size bir büyük araştırmadan bahsedeceğim.
ABD'li Psikiyatri Profesörü Arnold Ludvvig 'King of the Mountain' adlı bir kitap yayımladı.
2 bin etkin lider hakkında 18 yıl boyu süren bir araştırma yapmış.
Bunlar arasından 377 devlet adamı/lider tespit etmiş ve bunları ayırmış.
Aslında bu çok kapsamlı ve zor bir istatistik çalışması.
200 kriter tespit etmiş ve bu 377 devlet adamına/lidere bu kriterleri tek tek uygulamış.
Sonra onlara 1 'den 31 'e kadar puan vermiş.
PGS (Political Greatness Scale-Siyasi Büyüklük Ölçütü) olarak tanımladığı bu sıralamaya göre Nehru 25, Roosevelt 30, Fidel Castro 23, Lenin 28, Churchill 22, Golda Meir 12, Kennedy 15 puan almışlar.
Bilin bakalım 31 puanı alan tek ve en büyük lider kim?
Umarım bu satırları ilkesiz yandaşlar ve onların sözde liberal yol arkadaşları iyi okurlar. Okusunlar da biraz kendilerine çekidüzen versinler.
Evet, 31 puanla ve 'Visionary' (büyük vizyon sahibi) sıfatıyla 20'nci yüzyılın en büyük devlet adamı/lideri sıfatına Atatürk layık görülmüş.
Bunu biz biliyorduk ama bir tarafsız bilim adamının, tamamen bilimsel çalışmasında bizim bildiğimiz bu gerçeğin de teyit edilmesi güzel bir gelişme.
Bu 29 Ekim gününde tekrar hatırlatayım dedim.