Serdar Turgut
Erdoğan ve Hükümetine yaptığı övgülerdeki samimiyete dikkat çekerken, yapacağı eleştirilerin ve hatta uyarıların
ADNAN BERK OKAN
Ülkemizde “aydın” ve “elit” olabilmenin temel şartlarından birinin atasözleriyle dalga geçmek olduğuna inanan insanlar var…
Oysa beğenilmeyen, “amiyane” bulunan ama her biri derin manâlar içeren o sözlerin öyleleri var ki; binlerce yıl geçse de bir kutup yıldızı gibi gösterecek insanlığa yolunu…
Örnek mi?..
Buyurun:
“Dost acı ama doğru söyler”…
Bunun mefhumu muhalifi olarak, “düşman tatlı ama yalan söyler” denilebilir mi peki?..
Hayır…
Dost acı da söylese tatlı da söylese mutlaka “doğru” söyler…
Yani…
Gerçek dostların övgüleri de yol gösterir, yergileri de…
Yeter ki “samimiyet” olsun…
Yeter ki içinde “menfaat” olmasın…
Bu kadar giriş yeter…
Sözü, Serdar Turgut’un bugünkü (15.12.2011) Gazete HT’de “Erdoğan’ın yolundaki tehlikeler” başlığı altında yayımlanan makalesine getireceğim…
Turgut, temiz bir akademisyen ahlâkı ile yazıyor makalesini…
Erdoğan ve Hükümetine yaptığı övgülerdeki samimiyete dikkat çekerken, yapacağı eleştirilerin ve hatta uyarıların (iktisatçı olarak) da aynı içtenliğin ürünü olduğunu hatırlatıyor bir bakıma…
"Sosyalist plânlamacı" görüşü hariç uyarılarının hepsinin altına imzamı atarım…
Ülke ekonomilerinde tehlikeli olan cari açık değil, cari açığın karşılandığı kaynak ve kullanım biçimidir…
Cari açık öyle bir iktisadi kurumdur ki; banka kredisi ile tatil yapan aile ile, aynı krediyi otomatik dikiş makinesi satın alıp evinde üretim yapan aile arasındaki farka benzetebiliriz…
Ülke vardır; cari açık ile yurt içi ve ille de enerji üretimini arttırır…
Ülke vardır; cari açığı oto yol, köprü ve hızlı tüketim mallarında kullanır…
Birinci ülke cari açık tehlikesi değil, cari açık gerçeğiyle yüz yüzedir…
İkinci ülke ise cari açık batağının içine düşmüştür…
Örnek mi?..
Yunanistan…
Cari açık ile dağları delip oto yollar yaptı, emeklilerine Alman emeklisinden fazla aylık maaş verdi ve bu arada günde 5-6 saat çalışmakla yetindi…
Sonuç hepimizin malûmu…
Türkiye ise cari açığı daha çok üretim için kullandı, kullanabildi…
Ama...
Biz de itiraf edelim ki o cari açığın büyükçe bir kısmını inşaatlarda (yol ve bina), hızlı tüketim mallarında, yani geri dönüşü olmayan harcamalarda kullandık…
Şimdilik sıkıntımız yok gibi görünüyor…
Ama…
Sadece görünüyor…
Tedbir alınmazsa, Yunanistan’ın düştüğü cari açık krizinden daha beteri yutar bizi de…
Yani…
Serdar Turgut’un uyarıları önemli…
Önemli olduğu kadar da değerli…
O halde Turgut’un bugünkü makalesi okunmalı…
Yani…
Serdar Turgut “Günün Köşe Yazarı”…