Serdar Turgut: 'Son Dakika Terörüne Hayır!'
Sayım Çınar Serdar Turgut ile son dönem Türkiye'sini, seçimleri, yeni medyayı konuştu, ortaya sürprizlerle dolu bir söyleşi çıktı.
SAYIM ÇINAR [email protected]
Serdar Turgut farklı yaklaşımları, yenilikçi bakış açısıyla medyadaki en ayrıksı isimlerin başında geliyor. Sayım Çınar Serdar Turgut ile son dönem Türkiye'sini, seçimleri, yeni medyayı konuştu, ortaya sürprizlerle dolu bir söyleşi çıktı.
Cizre'de olup bitenleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk bayrağı bir yanda, Kürtçe ağıtlar bir yanda.
Bizi doğallığımızdan sıyırmaya çalışıyorlar. Son dakika terörü dediğim şeyden çok rahatsızım, üst üste bu haberleri veriyoruz, beyinler kötü olandan yana olmaya başlıyor. Bir kısır döngü bu. Bu patlamaların çatlamaların ne anlama geldiğini düşünmeliyiz. Televizyon haberciliği ve dijital ortam buna uygun değil. Gazeteler en doğrusu.
Şiddet ekranlarda sürekli.
Başkalarının acılarından zevk almak durumu var. Şehit cenazesi var, üzülüyor insanlar, bunun haber değeri nerede? Allahtan bizim başımıza gelmedi demektir bu. Böyle haber yapmak ayıptır. Bizi bölmeye yönelik en ağır adımlardan biri bu haberlerdir.
"Hiçbir ülkenin mülteci kabul etme zorunluluğu yok"
Dünyada ve ülkemizde mülteci olayı devam ediyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Demografi değişiyor.
Üzülüyorum evet ama her ülkenin tartışmasız mültecileri kabul etme zorunluluğu var mı? Neden böyle bir sorumluluğu olsun? Vergisi veren insanlar var, kendi vatandaşlarına göre kurgulanmış bir kurallar sistemi var. Avrupa insan hakları geleneğinde ve sosyalist geleneğinde insana kötü yaklaşmayı anlayamam. Fakat sıradan insanlarla bu insanları bağdaştırmanın da bir yolu bulunmalı.
Almanya'nın gençleştirme politikası olarak mültecileri kabul ettiği seslendiriliyor.
Kapitalizmin böyle periyodik tepkileri vardır. Zamanında Türk köylerinden insanları alıp çalıştırdılar. Ucuz işçiydi. Suriyeliler için de aynı şey geçerli.
Nokta'nın kapağı çok tartışıldı.
Ağır olmuş evet. Medya gerçeğimiz belli, Erdoğan ile ilgili haberlerde bir duyarlılık var. Göze alarak yapıyor gazeteciler. Dünyada da böyle. Göze alabilenler var, alamayanlar var.
AKP kongresi yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz Tayyip Erdoğan gücünü?
Türkiye gerçeği denilen bir şey var. Fiilen değişmiştir bu sistem demişti. Türkiye'nin siyaset sistemi değişmiştir. Bunu göz önüne alarak pozisyonlarını belirlemeliler.
"Medya, ülkenin düzeyi neyse o düzeydedir"
Köşe yazarları birbirini tehdit ediyor. Düzey düştü.
Medya, ülkenin düzeyi neyse o düzeydedir. Avamlaşma, vasatlaşma her yerde. Tıpta, medyada, siyasette.
Kabalığı kontrol edemiyoruz.
Genel vasat ve genel avam prim yapıyor. Şerefsiz diye yazı yazıyor adam, bunun karşılığını alıyor, alkış alıyor.
Patronun mikrofonu olan yazarlar da var. Köşe yazarlığı bu mu?
Bu her dönemde vardı. AKP öncesinde de vardı. Özel ilişki kurmaya çalışanlar vardı, şimdi de var. Hiçbir patron kendi emrinde çalışana şunu yap demiyor. Biz kendi otosansür sistemimizle bunu yapıyoruz. Medya patronlarının üzerinde ne tür baskılar olduğunu görüyoruz ve ona göre konumlanıyoruz. Dışardan bakan borazan der. Bu binanın dönmesi diye bir konu var. Amerika'da başka bir sektörde medya patronu çalışmasın denilebilirdi, bizde ise denilemez. Durum bu.
Türk borsası da çok sorunlu.
Son dakika terörü budur. Sürekli durmadan rekor kırma hissi var, rasyonel ve irrasyonel beklentiler var. Ecevit döneminde çok büyük bir kriz yaşanmıştı, devamında dövizin borsanın durumunu hatırlıyoruz, şimdi yine iyi bence durum. Olumlu haberler de görüyorum ekonomi ile ilgili. Geçmişi hemen silmeyelim, AKP'nin de böyle başarıları oldu.
Paralar kaçırılıyor bir yandan da ülkeden.
Herkes kendi parasıyla istediğini yapma hakkına sahiptir.
Seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kesin olacak seçimler, olmaması gibi bir durum olmayacak. AKP daha yüksek alacak bence. CHP de yükselişte. Oranların ne olacağını bilemiyorum. Türkiye'nin darboğazdan çıkması için AKP'nin sistemi değiştirecek kadar olmasa da iyi oy alması belki de daha iyi olacaktır. HDP'nin bu seçimlerde meclise girememesi felaket olur. Türkiye'nin meclisinde bu insanlar olmalı. Olmazlarsa felakete gider.
"Dijital medyayla uğraşıyorum"
Kitaplarınız büyük ilgi çekiyor. Yakın zamanda yine bir kitap çalışması olacak mı?
Dijital medyayla uğraşıyorum. Dijital dönüşümün içindeyim.
Gazete tirajları düşüyor. E-book satışları yükseliyor.
Öyle ama gazetenin de temsil ettiği başka bir şey var. Güven duygusunu yaratmak çok önemli. Rakama, tiraja, reytinge vuramazsınız.
Ali Taran'la CHP'nin ayrılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Parada anlaşamamışlar. Bunu söylemesi yeterli. Devlet yardımı almadan giriyorlar partiler, bazı şeylerden kesme yoluna girmeleri normal. Reklam popüler kültürün bir parçası. Yaratıcı reklam çok önemli, limon sıkma reklamı vardı zamanında, bende o imaj kaldı, müthiş bir reklamdı o. AKP çok yaratıcı olamıyor, milliyetçi cenaha yönelik şeyler yapıyor.
Tuğrul Türkeş olayını, MHP'yi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Milliyetçi bir tepki var ama nereye kadar sürer onu göreceğiz.
Hürriyet baskınını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Neden özellikle Hürriyet bunu düşünmek lazım. Bazı çevreler onu düzene sokarsak tüm medya düzene girer diye düşünüyor. Hürriyet'in de kendi konumu itibariyle hazırlıklı olması lazım bu tepkilere. Bu tepkiyi örgütleyenler sonunda örgütleyenlere dönebilir. Bunu bilmek gerekiyor.
Sakin günler yaklaşıyor mu sizce?
Bence yaklaşıyor. Panik yaratıcı, korkutucu haberlerden uzak durmalı. Gazetelere çok önemli görev düşüyor.
İnternet gazeteciliğinin temel felsefesi nedir?
Cizre'de patlama oldu, 15 kişi öldü haber değildir, bilgilendirmedir. 15 ölü neden oldu, Türkiye nereye gidiyor, analiz haberdir. O haber o bilgilerle olunca anlamlı, diğer türlüsü tahriktir. Beklemeyi bilmek gerekiyor.
"Gazete oturup düşündürmek, anlamlandırmak için"
Medya eleştirisi yapan siteler dikkat çekiyor. T24, zete.com gibi siteleri nasıl buluyorsunuz?
Hem güven unsuru, hem haber, işleri zor tabii. Bazı haberleri yapmamak önemli. Üzerinde düşünmek önemli. Washington Post'ta iki buçuk gazete sayfası analiz yazıları çıkıyor. Güncel haberleri internet sitesinde veriyor, gazete oturup düşündürmek ve anlamlandırmak için. Bu sisteme geçmekte fayda var bence. Ben de bunun üzerinde düşünüyorum.
Özkök geçen gün bir yazı yazdı. Devamında yaptığı ironinin anlaşılmadığını söyledi.
Eski arkadaşım, severim sayarım, o akıllı bir insan. O yazıyı yazdığı an nasıl anlaşılacağını tabii ki biliyordu. Düşünüp göze aldıysa elini öperiz. Bunu kastetmedim demek yakışmaz. Bir laf çıkıyorsa ağızdan sahip çıkacaksınız. Son derece akıllı birikimli biri sonuçta.
Habertürk'te yazarlık devam ediyor. Akşam'a, yayın yönetmenliği döneminize, geriye dönüp bakıyor musunuz?
Bakmıyorum. Haberdar da olmak istemiyorum.