Serdar Turgut kazandı çünkü...
Bugün medyamızda bu satırları yazmak isteyen çok sayıda "muhalif" ve "muvafık" yazar olduğunu biliyoruz...
"Türkiye eğer dünya sisteminin kurallarına uygun hareket ederse ona herkes destek verecekti.
Ancak bu inanç ve destek en büyük darbeyi Davos'ta yaşanan 'one minute' krizinde ve daha sonraki Mavi Marmara krizinde yedi.
Daha sonra Türkiye'nin dış politikasında gösterdiği eğilimler ve bölgenin ve dünyanın yeni lideri olmak amaçları Arap Baharı'nda alınan tek başına tavırlar ve Başbakan Erdoğan'ın o ülkelere yaptığı ziyeretlerde aldığı tavırlar, dünya sisteminin düzen koyucularında aslında çok güvenmek istedikleri Başbakan Erdoğan'ın geleceğe yönelik tavrı hakkında kuşkuların doğmasına neden oldu.
Yeni dünya düzeninin bulunduğumuz bölgede İsrail ile iyi ilişkiler içinde olan seküler demokratik bir İslam ülkesine ihtiyacı vardır. Türkiye bu rolü oynayabilecek belki de tek ülkedir.
Başbakan bazen bu role uygun konuşup davranmaktadır ama bazen de seküler demokratik düzene uygun düşmeyen davranış ve tavırlar da almaktadır. Ve bu dünyanın düzen koyucuları İsrail hakkında olduğu kadar sekülarizm ve demokrasi hakkında çok duyarlıdırlar.
Bu satırları Serdar Turgut'un bugünkü Gazete HT'de "Düşürülen uçaktan sonra Türkiye için korkuyorum hem de çok korkuyorum" çok uzun başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık.
Bugün medyamızda bu satırları yazmak isteyen çok sayıda "muhalif" ve "muvafık" yazar olduğunu biliyoruz...
Ama...
Yazmıyorlar...
Veya...
Yazamıyorlar...
Dış politikanın bu "acımasız" gerçeklerini yazabilme cesareini gösteren Serdar Turgut kazandı...
Ancak bu inanç ve destek en büyük darbeyi Davos'ta yaşanan 'one minute' krizinde ve daha sonraki Mavi Marmara krizinde yedi.
Daha sonra Türkiye'nin dış politikasında gösterdiği eğilimler ve bölgenin ve dünyanın yeni lideri olmak amaçları Arap Baharı'nda alınan tek başına tavırlar ve Başbakan Erdoğan'ın o ülkelere yaptığı ziyeretlerde aldığı tavırlar, dünya sisteminin düzen koyucularında aslında çok güvenmek istedikleri Başbakan Erdoğan'ın geleceğe yönelik tavrı hakkında kuşkuların doğmasına neden oldu.
Yeni dünya düzeninin bulunduğumuz bölgede İsrail ile iyi ilişkiler içinde olan seküler demokratik bir İslam ülkesine ihtiyacı vardır. Türkiye bu rolü oynayabilecek belki de tek ülkedir.
Başbakan bazen bu role uygun konuşup davranmaktadır ama bazen de seküler demokratik düzene uygun düşmeyen davranış ve tavırlar da almaktadır. Ve bu dünyanın düzen koyucuları İsrail hakkında olduğu kadar sekülarizm ve demokrasi hakkında çok duyarlıdırlar.
Bu satırları Serdar Turgut'un bugünkü Gazete HT'de "Düşürülen uçaktan sonra Türkiye için korkuyorum hem de çok korkuyorum" çok uzun başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık.
Bugün medyamızda bu satırları yazmak isteyen çok sayıda "muhalif" ve "muvafık" yazar olduğunu biliyoruz...
Ama...
Yazmıyorlar...
Veya...
Yazamıyorlar...
Dış politikanın bu "acımasız" gerçeklerini yazabilme cesareini gösteren Serdar Turgut kazandı...