Serdar Turgut kazandı çünkü...
Bundan 100 yıl önce bir padişah ya da kralın 3 günde ancak gidebildiği bir yere bugün en fukara birey, 3 saatte ulaşabiliyor...
Haber kanallarında gerçekten tartışılmasına ihtiyaç duyulan o kadar çok konu var ki...
Ama tartıştıran yok...
Neden?..
Çünkü televizyon kanalları siyasetin dışında seslerin yükselebileceği ve reyting yapabilecekleri başka konu bulamıyorlar...
Çünkü...
A Gurubu haber kanallarının izleyicileri bile "kavga" izlemek istiyorlar...
Baksanıza...
"Ahmet Şık aşağı, cemaat yukarı" kafamız şişti...
Sözü Serdar Turgut'un Gazete HT'de başlığı altında yayımlanan makalesine getireceğiz...
Uzun uzun makaleyi anlatacak değiliz...
Kısaca ve bir kaç cümlelik alıntıyla vereceğiz sadece...
Diyor ki Turgut:
Çağımızda yeni teknolojiler, hayat tarzımızı radikal biçimde değiştiriyor. İş yapmak, dinlenmek, sosyal olmak, tek başına kalmak, üretim ilişkileri, sınıfların konumu ve sınıfsal ilişkiler baştan aşağıya değişiyor.
Bu tespite kim itiraz edebilir?..
Kİmse edemez çünkü harika!..
Ve devam edelim:
Bu süreçte iyi adapte olmanın mı yoksa olamamanın mı daha iyi olduğu ise tartışmalı, özellikle Türkiye'de bu durum daha da tartışmalı.
İşte burası da asıl tartışılması gereken bölüm...
Ve biz böyle bir tartışmayı "soluksuz" izleriz...
İnanıyoruz ki halkımızın geneli sosyologların yapacakları böyle bir tartışmadan çok şey öğreneceklerdir...
Evet...
Bugün en zor şartlarda yaşayan, en fukara bir birey ya da aile; bundan 100 yıl öncesinden servet sahibi bir bireyi veya ailesinden çok daha konfor içinde yaşıyor...
Bundan 100 yıl önce bir padişah ya da kralın 3 günde ancak gidebildiği bir yere bugün en fukara birey, 3 saatte ulaşabiliyor...
Ama ya huzur?..
Ama ya sosyal ilişkilerdeki samimiyet, sıcaklık?..
Uzatmayalım...
Böylesine nefis bir konuda yazarak "aklı başında" bir kesimi tartışmaya davet eden Serdar Turgut kazandı...