Serdar Turgut için
"Bu ülke, cumhuriyeti sevmeyi Kuvay-ı Milliye ruhuyla savaşa girmekten ibaret sayan ulusalcı hareketlerden çok çekti"
Emin Çölaşan'ın Ak Parti Hükümeti'ne hakaretler yağdırması yadırganır mı?..
Hayır...
Aksine, olağan karşılanır...
Engin Ardıç'ın Ak Parti Hükümeti'ne övgüler düzmesine şaşırır mısınız peki?..
Tabii ki şaşırmaz, "normal, sıradan bir övgü" olarak kabullenirsiniz...
Pekiiii...
Emin Çölaşan'ın Hükümeti takdir edip Engin Ardıç'ın ise küfrettiğini görseniz ne olur?..
Gözlerinize inanamaz, rüyada olup olmadığınızı anlamak için kendinizi çimdiklersiniz...
Bu iki "marijinal" örneği neden mi verdim?..
Bu iki tür yazarın ortasında (sayıları az da olsa) yazarlar da olduğunu hatırlatmak için...
Bunlardan biri de sadece kendi durduğu yerden gördüklerini yazan;
başkasının gözlüklerine ihtiyaç duymayan, duygularının da esiri olmayan Serdar Turgut...
Bugünkü gazete HaberTürk'de başlığı altında yayımlanan makalesi gelecekte "ne kadar doğru ve haklı yazılmış bir yazıymış meğer" diye hatırlanacak kadar gerçekçi ve güzel...
Evet...
CHP, Ergenekon'un tuzağına düştü...
Turgut'un yazısının bir yerinde; "Bu ülke, cumhuriyeti sevmeyi Kuvay-ı Milliye ruhuyla savaşa girmekten ibaret sayan ulusalcı hareketlerden çok çekti" deyişi ise medyada hiçbir kanatta göremediğimiz kadar gerçekçi ve doğru bir hüküm cümlesi...
O kadar da değil...
Serdar Turgut CHP'ye, "dindara hitap etmeyi öğrenin" diyor...
Bu önerme, bu tavsiye, CHP'ye yapılabilecek en büyük dostluk ama tabii ki anlayan olursa...
Neyse, çok uzattık...
Bugün, Serdar Turgut'u alkışlıyoruz...
Çünkü, medyamızda mideden değil de Serdar Turgut gibi beyinden yazan o kadar az kalem erbabı kaldı ki...
Hayır...
Aksine, olağan karşılanır...
Engin Ardıç'ın Ak Parti Hükümeti'ne övgüler düzmesine şaşırır mısınız peki?..
Tabii ki şaşırmaz, "normal, sıradan bir övgü" olarak kabullenirsiniz...
Pekiiii...
Emin Çölaşan'ın Hükümeti takdir edip Engin Ardıç'ın ise küfrettiğini görseniz ne olur?..
Gözlerinize inanamaz, rüyada olup olmadığınızı anlamak için kendinizi çimdiklersiniz...
Bu iki "marijinal" örneği neden mi verdim?..
Bu iki tür yazarın ortasında (sayıları az da olsa) yazarlar da olduğunu hatırlatmak için...
Bunlardan biri de sadece kendi durduğu yerden gördüklerini yazan;
başkasının gözlüklerine ihtiyaç duymayan, duygularının da esiri olmayan Serdar Turgut...
Bugünkü gazete HaberTürk'de başlığı altında yayımlanan makalesi gelecekte "ne kadar doğru ve haklı yazılmış bir yazıymış meğer" diye hatırlanacak kadar gerçekçi ve güzel...
Evet...
CHP, Ergenekon'un tuzağına düştü...
Turgut'un yazısının bir yerinde; "Bu ülke, cumhuriyeti sevmeyi Kuvay-ı Milliye ruhuyla savaşa girmekten ibaret sayan ulusalcı hareketlerden çok çekti" deyişi ise medyada hiçbir kanatta göremediğimiz kadar gerçekçi ve doğru bir hüküm cümlesi...
O kadar da değil...
Serdar Turgut CHP'ye, "dindara hitap etmeyi öğrenin" diyor...
Bu önerme, bu tavsiye, CHP'ye yapılabilecek en büyük dostluk ama tabii ki anlayan olursa...
Neyse, çok uzattık...
Bugün, Serdar Turgut'u alkışlıyoruz...
Çünkü, medyamızda mideden değil de Serdar Turgut gibi beyinden yazan o kadar az kalem erbabı kaldı ki...