Serdar Turgut günün yazarı...

Daha ilk uygulamaya konulduğunda demokrasinin “fukara ve ezilmiş” halk kitlelerinin lehine olmayacağı biliniyordu…
Zira halkın içinden çıkıp gelecek olan fukaraların, varlıklı egemenlerin rızası ve izni olmadan ülkeyi yönetemeyeceklerinden herkes emindi.
Politika pahalı bir meslekti…
Seçilebilmek için olağanüstü para harcamak gerekiyordu…
Varlıklı egemenler kendileri aktif politika yapmasalar bile, kendi adamlarını parlamentolara sokacaklar; diledikleri kanunları çıkaracaklardı…
*
Derken…
Demokrasi umulmadık kadar çok özgürlükle birlikte umulmadık kadar çok eğitim zenginliği, zihin zenginliği ve düşünce özgürlüğü getirdi…
Ve yine derken…
Halkın eğitimli kesiminin nüfusu hızla arttı…
*
Artık halk daha çok etkin oluyordu ülke yönetiminde…
Halkın genelinin aleyhine, sadece varlıklı egemenlerin lehine olan kanunlar çıkarılamıyordu parlamentolardan…
*
Ve yine derken…
Yeni bir kapitalizm, yeni bir eğitim sistemi getirdi egemenler…
Halk sadece iş ve aş peşinde koşacak; sorgulamayacak, dini ve geleneksel ahlâkı ön planda tutacak, ülkeyi yönetenlere kayıtsız şartsız biat edecekti…
*
Ama…
Ülkeyi yönetenler halkın dini inançlarına ve çıkarlarına ters işler yaparsa da ilk seçimde bir öncekinden daha çok refah, daha çok özgürlük vaat edenlere oy vereceklerdi…
Ülkeyi yönetirken ekonomik gerçekliklerin neyi emrettiği önemli değildi halk için…
*
Uzatmayayım…
Bu kadar şeyi Serdar Turgut’un bugünkü HaberTürk’te “‘Görevimiz Uyarmak’ hareketi” başlığı altındaki yazıyı okuduktan sonra yazdım…
*
Çünkü…
ABD’de tam da bu anlattıklarım oldu…
Amerikalılar, Demokrat Clinton’dan çok daha fazla şey vaat eden Cumhuriyetçi Trumph’ı seçerken, ekonomik gerçeklikler ve dünya halleri umurlarında bile değildi…
*
Ve Trumph da ekonomik gerçeklik ve dünya haline ters gelen ne kadar şey varsa yapmaya çalışıyor…
Amerikan elitleri de bu maceraperest, bu popülist, seçim kazanmaktan başka hiçbir şey düşünmeyen bu adamı devletin başından atmaya çalışıyorlar…
*
Hâsılı…
Harika bir haber analiz…
Ve…
Serdar Turgut “Günün Yazarı”…