MEDYA KÖŞESİ

Serdar Turgut bunu aslında hiç yazmayacaktı!

Serdar Turgut, "Parasını kendimizin ödediği Four Seasons Oteli’nde kendi odamızın içindeki bara karışılmasını da istemem" dedi

Serdar Turgut bunu aslında hiç yazmayacaktı!

GAZETECİLER.COM - Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut, bir grup gazeteciyle birlikte katıldığıkları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan ziyaretinde, kaldıkları otelde odalardaki içkilerin boşaltıldığını söyledi.

Turgut, “Aynı otelde kalıyoruz diye, paramı kendim ödediği odamda nasıl yaşayacağıma, neyi tercih edeceğime bazılarının bana sormadan karışması kabul edilir bir şey değil” yazdı.

Serdar Turgut’un, Habertürk gazetesinde “Aslında bunu yazmayacaktım ama…” başlığıyla yayımlanan yazısında şunları kaydetti:

ASLINDA BUNU YAZMAYACAKTIM AMA...

“Başlıkta dediğim gibi, aslında bunu hiç yazmayacaktım, özelimde bırakacaktım, ama aradan geçen zamanda öyle gelişmeler oldu ki yazmam gerekiyor.

Kısa bir süre önce Başbakan Erdoğan ile bir grup gazeteci Azerbaycan’a gittik.

Başbakanlık uçağında içki verilmemesi birçok meslektaşıma normal, rutin geliyor, bunu biliyorum, ama ben onlardan birisi değilim. Çünkü ben inançlı bir kişinin, tercihleri farklı olan insanların hayat tarzı alışkanlıklarına hoşgörülü bakmasının onu daha da saygınlaştıracağını düşünürüm. Ancak bu konuda Başbakan eleştirisi yapacak değilim tabii ki. Dünyanın sorunuyla boğuşan Başbakan’ın kafasında bununla meşgul edecek değilim tabii ki.

BAŞBAKAN'IN FARKLI OLMASI BİZE YAKIŞIR

Galiba, “Başbakanlık uçağındayız, onlar bize neyi uygun görürse onu kabul etmemiz gerekiyor” dememiz bekleniyor. Eğer bu konuda bekleniyorsa ben de bunu söyler geçerim, olayın üstünde durmam. Ama yine de gerçek fikrim hakkında bir ipucu vermeliydim. Ben Türkiye’de dindar bir Başbakan’ın dünyaya model olmasını isteyen bir insanım. “Bizim Başbakan’ımızın farklı olması yakışır bize” diye düşünüyorum.

Dindar bir başbakan’ın uçağında içki verdirmemesi, son derece rutin, ondan beklenen, bölgemize uygun bir davranış, ama ben Müslüman Türkiye’nin diğerlerinden farklı davranan, büyük ve başkaları tarafından arzulanan bir model olacağını düşünüyorum.” (…)

UÇAKTA NE İKRAM EDİLECEĞİNE BAŞBAKAN KARAR VERECEK DEĞİL YA

“Yeri geldiğinde şunu da söylemeliyim: Kafası daima meşgul ve dünyanın sorunlarıyla boğuşmakta olan bir Başbakan’ın, uçakta ne ikram edildiğini, ikiyi yasaklama fikrini düşüneceğine, buna vakti olacağına hiç inanmıyorum. Ama sonuçta Başbakanlık’tan bahsediyoruz; onların kuralları koyduğu bir yerde sonuçlarından Başbakan’ı da işin içine çekmemiz kaçınılmaz oluyor.

Asıl sorun uçakta olanlar değil. Bakü’ye vardık. Four Seasons Oteli’ndeyiz. Her gazeteci otel parasını kendi ödüyor. Odamıza çıktık. Kıyafetimi değiştirdim, televizyonu açtım; biraz rahatlamak, yol yorgunluğunu atmak için odanın mini barını açtım, ama barın içindeki tüm içkiler çıkarılmıştı.

UÇAKTA OLANLAR HADİ NORMAL AMA

Uçakta olanları normal bulmasam da anlarım; kendi hayat tarzı seçimime bir saygı görmesem de başkalarının hayat tarzına saygı gösteririmi o insanı anlar ve kabul ederim. Ama parasını kendimizin ödediği Four Seasons Oteli’nde kendi odamızın içindeki bara karışılmasını da istemem.

Başbakan’ın onca sorunun ortasındayken bizim odalarımızdaki meseleyle ilgileneceğini tabii ki düşünmüyorum. Ama birisi bunu otel yönetimine söylemiş olmalı. Eğer otel yönetimi bunu kendiliğinden yaptıysa da yine sorun bizde. Dünyada bizi en tanıması gereken Azerbaycanlılar bile, “Bunlar bugünün Türkiye’sinden Başbakan’la birlikte geliyorlarsa o zaman içki içmiyorlardır” diye düşünüp odamızdaki içkileri boşaltıyorsa bunda büyük bir sorun var.” (…)

PARASINI KENDİM ÖDEDİĞİM OTEL ODASINDA NE YAPACAĞIMA...

“Aynı otelde kalıyoruz diye, paramı kendim ödediği odamda nasıl yaşayacağıma, neyi tercih edeceğime bazılarının bana sormadan karışması kabul edilir bir şey değil. Bu aynı zamanda “oteli Türkiye, odamızı da evimiz” olarak düşünmemize, bazı sevimsiz benzetmeler yapmamıza neden olabilir.”