ANALİZ

Senden ne isteyebilirim Oray?

Senden ne isteyebilirim be Oray?.. Sende olup da bende olmayan neye sahipsin ki aptal bir mafya bozuntusu gibi üzerine çökeyim?..

Senden ne isteyebilirim Oray?

Sevgili Oray...
Kimilerinin pencerelerinden bakıldığında “feministlerin ‘çirkin, terli, lezbiyen’” olarak görüldüklerini ve bunun “kadına hakaret” olduğunu savunuyorsun?..

*

Ne yani?..
Çirkin olmak bir insanın suçu veya kusuru mudur?..
Çirkin olup olmamak bir insanın elinde midir ki “çirkin” diye tanımlanmak “hakaret” olsun…

*

Nice kadın, bir hastalık ya da kültüründen ötürü “terli” olamaz mı?..
Bu açıdan baktığında bir kadına “terli” demek hakaret midir?..
Yoksa bir durum tespiti mi?..

HALİFE’YE HAKARET MİYDİ?..

Abbasi Halifesi Mem’un’a, en yakınındaki sadrazamlar, vezirler bile korkularından ağzının koktuğunu söyleyemezken…
16 yaşında bir cariyenin söylemesi, Halife’ye hakaret miydi?..
Yoksa “iyilik” miydi?..
Hakaret olsaydı, Halife 16 yaşında bir kız çocuğunu ödüllendirir miydi?..

NİÇİN “HAKARET” OLSUN?..

Bir kadına “lezbiyen” demek niçin “hakaret” olsun?..
Yine meselâ sana birisi cinsel tercihini söylediğinde sen bunu bir “hakaret” olarak mı kabul ediyorsun?..
Bir insanın özgür tercihiyle yaşadığı bir hayatın açıkça yazılıp çizilmesini hakaret olarak kabul etmek sapkınlık değil mi?..

*

Ancak cinsel tercihinden utanan biri, açıkça söylendiğinde bunu “hakaret” olarak kabul eder…
Oysa…
Özgüveni olan biri için cinsel tercihini açıklamak sağlam karakterinin, güçlü kişiliğinin göstergesidir.
Meselâ Aile Arasında filminin Behiye’si (Ayta Sözeri)…
Filmin en sevilen karakterlerinden biri değil miydi?..

HAAAA…

Dersen ki “Türkiye’de kadına cinsel taciz bir gerçektir, bu sapıklığa muhatap olan her kadın bunu hiç yüksünmeden kamuoyu ve yargıyla paylaşmalıdır”…
Kabul…
Hem de ilk destekçilerinden biri olma taahhüdüyle kabul…

ALMAN ERKEĞİ ÇOK MU MÜŞFİK?..

Sevgili Oray…
Aynı yazında şöyle diyorsun…
“Türkiye’de filmin sonunda hep erkek kazanır.”…

*

Peki…
Amerika’da ya da “gelişmiş” AB’de filmin sonunda hep kadınlar mı kazanıyor?..
Öyleyse eğer…
Neden, haftalardır pehlivan tefrikası gibi Amerika’daki erkek tacizlerini anlatıyorsun?..

*

Türkiye’de kadınların sisteme güven sorunu olduğunu iddia ediyorsun…
İyi de…
ABD ve “gelişmiş” Avrupa kadını için sisteme güven sorunu yok mu?..
Alman erkeği çok mu müşfik?..
Fransız erkeği kadını hiç mi dövmüyor?..
İngiliz erkeği gerçek bir centilmen ve kadının karşısında süt dökmüş kedi mi?..

GEÇ BUNLARI ORAY GEÇ BUNLARI…

ABD ve AB ülkelerinde ne kadar “kıro, maço, şiddet yanlısı” erkek varsa…
Türkiye’de de o kadar var…
Sorun sadece Türk kadınının değil…
Dünya kadınlığının sorunu…
Eğer senin pencerenden bakarsak, ABD ve Avrupalı kadınlardan Türkiye’deki kadınlara nasıl bir destek bekleyebiliriz ki?..

BAK ORAY KARDEŞ…

Hıncal Usta’dan kaptığın “hiç kimseyi beğenmeme, herkesi (Her sanat eserini) aşağılama” huyun çok kötü…

*

Sana naçizane bir ağabey hatta “amca, dayı” tavsiyesi…
Şu kibirli huyundan bir an önce vazgeç…
Ve…
Çok daha açık ol…
Yani: Şeffaf ol…
Yani: Transparan ol ki ne demek istediğin net olarak anlaşılsın…

SENDEN NE İSTEYEBİLİRİM BE ORAY?..

Biliyorum yine kızacaksın…
Biliyorum yine şikâyet edeceksin…
Biliyorum: “Ne istiyor benden?” diyeceksin?..
Ama…
Yine de kaybettiğini söylemekten vazgeçmeyeceğim…

*

Senden ne isteyebilirim be Oray?..
Sende olup da bende olmayan neye sahipsin ki aptal bir mafya bozuntusu gibi üzerine çökeyim?..
Hem, doğru şeyler yazdığında seni taltif etmiyor muyum?..
O zaman neden hiç sesin çıkmıyor?..

DİN ÖLÜMÜ YÜCELTİR, YAŞAMAYI AŞAĞILAR…

Şu bizim gazeteci milleti ne kadar da savaş meraklısı…
Savaş haberleri ve fotoğrafları çok sattığı (İzlendiği) için midir nedir, “kavga kaşıyıcılığı” yapıyorlar.

*

Kendinize gelin efendiler…
Savaşlarda insanlar ölür insanlar…
Ve…
Giden de geri gelmez…
Arkalarında milyonlarca gözleri yaşlı, mutsuz, umutsuz, acılı insan bırakırlar…

*

Ve savaşlarda…
Ölenlerden çok daha fazla yaralı olur.
Ömürlerinin kalanını bacaklarından, ellerinden, kollarından, gözlerinden yoksun olarak yaşarlar…

*

Ve…
Her savaşın ardında da ne yazık ki mutlaka ve mutlaka ya bir din vardır ya bir mezhep ya da bir ırk
Çünkü…
Din, ölümü (“Şehitler ölmez” lafı ölümü kutsamak içindir) yüceltir, yaşamayı aşağılar…

HALKA DOĞRULARI SÖYLEMİYOR…

Halkımın çektiği acılara kahroluyorum.
İçim yanıyor…
Fillerle (İktidar) atlar (Muhalefet) tepişiyor olan çimenlere (Halk) oluyor.

*
Daha da fenası; kavga, çimenlerin ezilmemesi, daha da güçlü ve yeşil çıkması için yapılıyormuş gibi gösteriliyor.
Oysa…
Ezilen çimler, kavgayı edenlerin umurlarında değil…

DAVA AÇMAYACAĞIMI TAAHHÜT EDİYORUM…

Gelecekle ilgili bir öngörüde bulunayım mı?..
O halde lütfen not edin:

*

Erken ya da zamanında…
Ne zaman yapılırsa yapılsın…
Cumhurbaşkanı kim olura olsun…
- Hiçbir parti mecliste salt çoğunluğu oluşturamayacak.
- Ak Parti ve İYİ Parti Mecliste ortak hareket edecekler.
- CHP – HDP muhalefette kalacak.
- MHP barajı (Baraj % 7’nin altına düşürülmezse) aşamayacak…

*

Bugünden bağırıp çağırmayın…
Seçimin ertesi sabah ise…
Yanılmışsam eğer…
Her türlü hakareti kabul edeceğimi ve hiç kimseye dava açmayacağımı taahhüt ediyorum.

GÜNÜN SÖZÜ…

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin özel danışmanlığını yapan, Roma merkezli Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci dedi ki:
“AB-Türkiye ilişkileri kopma noktasına gelemeyecek kadar güçlü.”…

*

Bence son günlerin en haklı, en doğru, en güçlü tespiti…

Yorumlar