MEDYA KÖŞESİ

Sen neymişsin be Hakan!..

Ayten Alpman’a öykünerek; “Kahretsin!.. İşte ben böyle bir şövalyeyim” demesine gerek var mı?..

Sen neymişsin be Hakan!..

TARAF’ın unutulmuş gerçek gazeteciliğinin ardında durmak…

Fethullah Gülen Cemaati’ne sempatiniz olmasa da düzmece iftiralarla karalanmasının, haksızlığa uğramasının önünde set olmak…

Hükümetle muhabbetiniz yoksa da halkın oyuyla geldiği iktidardan, askeri darbe ile götürmek isteyenleri lânetlemek için…

Bir insanın kendisini övmesine…

Ayten Alpman’a öykünerek; “Kahretsin!.. İşte ben böyle bir şövalyeyim” demesine gerek var mı?..

Varsa eğer siz o kişinin samimiyetine inanır mısınız?..

Sanık sizin sevgili okur…

Ahmet Hakan’ın bugünkü köşesine geçmeden önce birkaç çift lâf edelim dedik de…

 

Ben böyleyim

 

HİÇ kimse benden...

AK Parti’den ve Fethullah Gülen’den pek hoşlanmıyorum diye...

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bünyesinde yapılan “kara plan”a karşı ses çıkarmamamı beklemesin...

Hiç kimse benden...

AK Parti’den ve Fethullah Gülen’den pek hoşlanmıyorum diye...

“Işıkevleri”ne silah yerleştirip, “İşte Fethullah’ın silahlı örgütü” diye veryansın edilmesi planı karşısında...

“Bravo! Bu Fethullahçılar ancak böyle bitirilir... Atın iftiranızı... Çalın karanızı...” diye goygoyculuk yapmamı beklemesin...

Hiç kimse benden...

AK Parti’den ve Fethullah Gülen’den pek hoşlanmıyorum diye...

AK Parti’yi içerden karıştırma...

Medyadaki dost unsurları kullanma...

Sahte ses kayıtları düzenleme...

Kara propaganda yapma...

Planına alkış tutmamı beklemesin...

 

* * *

 

Çünkü...

Benim bu tür durumlarda çok basit bir ilkem vardır: Eğer günlerden bir gün...

Liderinden nefret ettiğim ve hiç mi hiç hazzetmediğim bir siyasi hareket...

“Belinde silah olan güçlerin karanlık oyunları” aracılığıyla bitirilmek isteniyorsa...

Böyle bir durum karşısında...

Ben hiç ama hiç düşünmeden, “hop” diye yerimi, o siyasi hareketin ve o siyasi liderin yanında alırım...

 

Ta ki...

“Belinde silah olan güçlerin karanlık oyunları” geri tepinceye, onların yaratacağı tehlike ortadan kalkıncaya kadar...

Tezgâhın ortaya çıkarılıp tehlikenin bittiği anda ise... Ben yeniden eski pozisyonuma döner... “Ey Tayyip Erdoğan... Dinle beni...” falan diye yazılar döşenerek mücadelemi kaldığım yerden sürdürürüm...

* * *

Sözün kısası...

Huyum şudur:

Ben bir iktidarı, bir siyasi lideri, bir siyasi hareketi, bir sivil toplum örgütünü...

Ancak tam anlamıyla “muktedir” olduğu dönemlerde dövmekten haz alırım...

Eğer “belinde silah olan güçlerin karanlık oyunları” devreye girerse...

Hemen o iktidarın, o sivil toplum örgütünün yanında hizalanıveririm...

Lütfen kızmayın... Alınmayın... Darılmayın...

Kahretsin, ben böyleyim...

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar