Sen nasıl bir Müslümansın ey gazeteci?..
Gelin size farklı yaşam tarzlarına saygıyı, kendisi gibi olmayana tahammüllü Hz. İbrahim'den bir örnekle anlatayım...
Hz. İbrahim, sofrasında misafir olmadan yemek yemezdi.
Misafir gelmezse, evinin önüne oturur, beklerdi.
Bir akşam yine misafir beklerken bir adam geldi.
“Misafirin olmak istiyorum” dedi.
“Sadece Allah’a iman edenlerden misin?” diye sordu Hz. İbrahim…
“Hayır” dedi adam, “Mecusi’yim”.(Ateşe tapan.)
“Gel sen de benim inandığım tek Allah’a iman et de seni misafir edeyim” dedi Hz. İbrahim...
Adam Müslüman olmayı kabul etmedi.
O Müslüman olmayı kabul etmeyince, Hz. İbrahim da onu misafirliğe kabul etmedi.
Mecusi çekip gitti.
Bunun üzerine Hz. İbrahim’e bir vahiy geldi:
“Ya İbrahim! O kulum bana ibadet etmediği halde ben yetmiş senedir ona rızık veriyorum. Hiç bir zaman iman etmediği için rızkını kesmedim. Sen hemen onun imansızlığını yüzüne vurdun ve onu misafirliğe bile kabul etmedin”.
Hz. İbrahim utandı yaptığından…
Hemen adamın peşinden gitti, aramaya başladı. Onu buldu ve:
“Gel aman benim misafirim ol”, diye yalvardı.
Mecusi:
“Daha önce beni iman etmediğim için misafir etmemiştin. Şimdi ise misafir etmek için yarıyorsun. Sebebi nedir?” diye sordu.
Hz. İbrahim durumu anlattı
“Allah Teala, seni misafir etmediğim için beni ikaz etti”, diye meseleyi anlattı.
Bunun üzerine, hislenen Mecusi:
“Bu ne yüce Rab ki, kendine iman etmeyen benim gibi bir kimse için kendi peygamberini ikaz ediyor”, diye derhal imana geldi.
*
Ali Eren’den alıntıladım…
Bir dinî fıkra bu…
Mutlaka yaşanmış olabileceği gibi…
Hiç yaşanmamış da olabilir…
Ama…
Tek İlah’a yani, sadece Allah’a iman edenler tarafından anlatılıyor olması bile yeterli değil mi?..
Farklı yaşam tarzlarına saygıyı anlatmıyor mu?..
Kendisi gibi olmayana tahammüllü anlatmıyor mu?..
Yakup MURAT
[email protected]