Selahattin Yusuf Ahmet Hakan'a mı öykünüyor?
Onunla anılmayı hakaret kabul ediyormuş... Öykünürsün, kıskanırsın ama sorulduğunda alakan olmadığını anlatmaya çalışırsın
Tuğçe Tatari'nin ididası böyle Selehattin Yusuf aslında Ahmet Hakan olmaya çalışıyor ama belli edemiyor... Bu durum Ayşe Arman için de geçerli diyen Akşam yazarı "'Neeee Ayşe Arman mı? Asla' tadında cevap verenler, 'o olmak' için ölüp bitenlerdir." diye ekliyor...
- (...) En büyük kin Ayşe Arman'adır. Sürekli hakkında kötü konuşulur, röportajları küçümsenir, yaşam tarzı beğenilmez... Sorulduğunda 'Neeee Ayşe Arman mı? Asla' tadında cevap verenler, 'o olmak' için ölüp bitenlerdir. 'Bizim' dünyada Arman neyse, 'o' dünyada da Ahmet Hakan odur. Meslekteki başarıları tartışılmaz. İkisi de kendi alanının yenisi olmuş ve taklitlerini çıkartmıştır. Basın dünyasında kendine yer edinmek isteyenler onlara benzetilmekten ancak kıskançlık yüzünden rahatsızlık duyar. Çünkü henüz onunla isim isme rekabet edebilme gücüne kavuşamamışlardır.
İşte Selahattin Yusuf da Ahmet Hakan'a öykünür ama belli edemez. Zaten öykünecek başka da örneği yoktur... Ne acıdır ki tüm bu sergilediği tavır içinde 'beğenmediği' adamın adını geçirdiği için okunur, ilgi görür röportajı!
