ANALİZ

Şehit vermeden zaferi paylaşanlar...

Savaş işte böyle bir şey ey savaş kaşağısı gazeteci!..

Şehit vermeden zaferi paylaşanlar...

Ey savaşmadan zafere ortak olan gazeteci!..

Ey savaş çığırtkanı kalemşor!..

Sana bir filmden kısaca söz edeceğim.

Kısaca…

*

Filmin adı “Alone in Berlin”…

2. Dünya Savaşı sürecindeki Berlin ve bir şehit anne (Emma Thompson) - babası (Brendan Gleeson) anlatılıyor.

*

Fransa’yı işgal eden Alman askerlerinden biri öldürülüyor filmin ilk sahnelerinde…

Bir sonraki sahne…

Berlin'de, halkın cephe görmemiş, şehit vermemiş olanları coşkuyla sokaklara dökülüyor.

Zafer marşları söyleniyor.

"Çok yaşa Hitler!" naraları atılıyor.

Berlinliler ordularının Fransa’ya girişini kutluyor.

*

Bir sonraki sahne…

Almanlar komşu ülkeyi işgal etmenin zafer sarhoşluğuyla coşarken…

Bir postacı, bir eve resmi bir zarf bırakıyor.

Adam alıyor zarfı…

Karısına uzatıyor.

Kadın titreyen elleriyle zarfı açıyor.

*

Adam, "oğlumuz mu?” diye soruyor endişeli bir ses tonu ve bakışlarla...

Kadın dudakları titreyerek okuyor mektubu...

Buruşturuyor.

Parçalayıp yere savuruyor.

Sıkılı yumruklarla kocasına bakarak ağlıyor.

"Suçlusu sensin" diyor. "Sen ve aşağılık führerin..."

*

Savaş işte böyle bir şey ey savaş kaşağısı gazeteci!..

Bir yanda ölenler.

Diğer yanda…

Cepheyi görmeden…

Şehit de vermeden zaferi sahiplenen ve bayram edenler.

*

Sen ey savaş tellâlı gazeteci!..

Sen…

Cepheyi…

Akan kanları…

Kopan kolları bacakları…

Akan gözleri görmeden…

Şehit de vermeden zaferi paylaşanlardansın...

*

Senin adını vermiyorum…

Çünkü sen…

Kim olduğunu biliyorsun…

KEŞKE ÖYLE DESELER BE AHMET...

Ahmet Hakan’ın savaş karşıtlığından şüphem yok…

Ama…

Bir küçük “espri” yapabilmek için nasıl da en zayıf yerinden ve nasıl da acımasızca vuruyor politikacıları…

*

Bugünkü yazılarından birinde şöyle diyor:

*

Bir süre sonra...

‘ABD ağır silahları PKK’ya vermiyor ki... YPG’ye veriyor’ falan demeye başlanabilir. Herkes buna hazır olsun.”

*

Keşke öyle deseler be Ahmet...

Keşke öyle deseler…

*

İnan ki…

Son 15 yılın en muhteşem dış politika atağı olur...

*

Ama...

Sen ve senin kafandaki CHP'liler bu tür tahriklerini arttırdıkça demezler...

Diyemezler...

*

Çünkü...

Ve nihayet...

Onlar da politikacı...

Gıdaları oy pusulaları…

İFRİT OLUYORUM İFRİT…

Bizim gazeteci milletinin, siyasetçiyi tahrik etmesini…

Duygularını kaşımasını…

Savaş çığırtkanlığı yapmasını sevmiyorum…

Hatta…

İfrit oluyorum ifrit…

AĞLAŞIR DURURUZ…

Sevgili Ertuğrul Özkök…

Hani “ÜSTÖ/İllegal Üzüm Suyu Tadım Örgütü...” diyorsun ya…

Bir daha deme…

“Şaka” olduğunu hemen açıkla…

*

Yoksa…

Vallahi “sahi” sanan savcı çıkar aralarından…

Billahi sabahın köründe gidip yataklarından alır götürürler…

“İllegal örgüt Üyeleri” deyip içeri tıkarlar…

Sonra da hep birlikte “şaka yapmıştık” diye ağlaşır dururuz…

ALAY EDECEK KADAR ACIMASIZ…

Demek ki yanılmışım…

Demek ki Salih Tuna’yı yanlış tanımışım…

Demek ki “rikkat-i kalp” bildiğim Salih aksine, “taş kalpli” imiş…

Hatta…

Kendisi gibi düşünmeyenlerin ölümüne sevinecek, alay edecek kadar acımasızmış…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar