POLEMİK

Şehir Tiyatroları'nda istifa düellosu! Neler oluyor?

İstanbul Şehir Tiyatroları’nın 100 yıllık tarihinde ilk kez genel sanat yönetmeni ile tiyatro müdürü birbirlerini suçlayan açıklamalar yaptılar.

Şehir Tiyatroları'nda istifa düellosu! Neler oluyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının yüz yıllık tarihinde ilk kez sanat yönetmeni ile tiyatro müdürü birbirlerini suçlayan açıklamalar yaptılar. Bu beyanların basınla paylaşılması da Şehir Tiyatroları'ndaki huzursuzluğu bir kez daha su yüzüne çıkardı.

Star Gazetesi'nden Gülcan Tezcan, Erhan Yazıcıoğlu'nun isyanının ardından Şehir Tiyatları'nda yaşanan olayların perde arkasına dair bir haber hazırladı. Yazıcıoğlu'nun sözlerine karşı Şehir Tiyatroları Müdürü Salih Efiloğlu'nun açıklamalarına da dikkat çekilen haberde konuyla ilgili farklı yorumlara yer verildi.

EFİOĞLU'NDAN MİSYON AÇIKLAMASI

Efiloğlu'nun açıklamasında "Sayın Erhan Yazıcıoğlu'nun ''Ciğerimi Yediler'' demeci talihsiz ve utanç verici olmuştur. Kurumumuzun hiç haketmediği ve gerçekleri yansıtmayan bu demeç Şehir Tiyatroları'nın misyon ve vizyonuyla uyuşmamaktadır. Kurum sanatçılarımıza, çalışanlarımıza ve seyircilerimize duyurulur." denildi. Efiloğlu'nun açıklamasının hemen ardından gazetecilerin mailine aşağıdaki basın daveti düştü:

"Muhsin Ertuğrul'dan devralıp gururla bugüne taşıdığımız 102 senelik kurumumuzun, 50 yıllık duayen sanatçısı Erhan Yazıcıoğlu'nun açıklamalarından 'cımbızlanan' cümlenin ve göz ardı edilen tüm diğer cümlelerin beraberce konuşulabilmesi; günümüz koşullarında 'Utanç', ' Talih', 'Misyon' ve 'Vizyon' 'Gerçek'lerini tartışmak üzere, sanatçılarımız ve kurum çalışanlarımızın katılacağı bir açık oturuma, 'Ciğerimizi sağlam' tutmak kaydıyla, bahsi geçen mesajın muhataplarını davet ettiğimizi bildirir, tüm çalışanlarımıza şerefli bir ömür dileriz."

Bu gerilimli ortamda hiç kuşkusuz göreve geldiğinden bu yana dengeleri korumak adına gösterdiği çaba kadar sık aralıklarla 'istifa' söylentilerine kapı aralayan Erhan Yazıcıoğlu'nun payı da büyük. İki ay öncesine kadar Büyükşehir Belediyesi'nin bir dediğini iki etmediği yolunda röportajlar veren Yazıcıoğlu, bu kez de yönetmelik değişikliğinin yapılmayışı, teşvik primlerinin ödenmeyişi ve kadro verilmeyişini gerekçe göstererek istifa edeceğini açıkladı. Bu kez istifa tarihi de veren Yazıcıoğlu, 30 Aralık'a kadar talepleri yerine getirilmezse ekibiyle birlikte görevi bırakacağını söyledi.

MAHALLE BASKISI İSİM VERDİRTMİYOR

Şehir Tiyatrolarındaki pek çok sanatçı kurum imajının bütün bu olanlardan olumsuz etkileneceği konusunda hem fikir. İlk kez kurum müdürü ile sanat yönetmeninin birbirini suçlayan mesajlarına şahit olduklarını söyleyen sanatçılar mahalle baskısından dolayı isim vermekten kaçınırken, tek taraflı suçlamalarla bir yere varılamayacağına dikkat çekiyorlar. Kurum içi tartışmaların basına bu şekilde yansımasını doğru bulmayan sanatçılar, kurumun son bir buçuk yıldır göründüğü kadar iyi yönetilmediğini söylüyorlar. "Kişiler gelip geçer. Hiç kimsenin yeri doldurulmaz değildir. Mühim olan kurumun söylenen sözlerle zedelenmemesidir." diyen bir başka isim ise, "Erhan bey daha önceki beyanlarına göre belediyeyle çok iyiydi de niye birdenbire kötü oldu" sorusunu sorarak, Yazıcıoğlu'nun düne kadar övdüğü belediye ile nasıl bir anlaşmazlık yaşandığını merak ediyor. "Kurum içinde çok büyük sıkıntılar var bazen belediyeden yansıyan şeyler olabiliyor. Bazen de belediyeciler bizimkilerden daha iyi davranmış olabiliyor. Şehir Tiyatroları Müdürü Salih Efiloğlu da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen de yanlış adım atmayacak kadar dikkatli ve seviyeli isimler" şeklindeki sözler de uzun süredir kurum içinde süregiden olumsuzlukların, yapılan yanlışların belediye yönetimine ihale edilmek istenildiğini gösteriyor. İnsanlar belli bir noktadan sonra kurumu kendi şirketi gibi görmeye başlıyor diyen bir sanatçı da "Her istediğim yerine getirilsin diyen şımarık çocuk davranışı bunlar. Bir takım insanların yanlış politikaları yüzünden biz emek verenler zor durumda kalıyoruz. Herkes küsüyor, motivasyonumuz düşüyor." diyerek iyi giden bir sezonun tam ortasında bu tür gerilimlerin kurumu ve çalışanları olumsuz etkilediğinin altını çiziyor.

KİMSE BİZE KARIŞMIYOR DEMİŞTİ

Geçen yıl Abbas Güçlü'nün Genç Bakış programına katılan Yazıcıoğlu, "Kimse bize karışmıyor bunu temin ederim. Sansürle sanat olmaz ben bunu her zaman savunurum ama denetim şarttır. Otokontrol şarttır. Parayı verir denetler. Bu para nereye harcandı? Hangi öğrenciye ne ödendi? Hangi dekora ne kadar harcandı? Devlet bunları denetlemek zorundadır. Bu dünyanın her yerinde vardır. Sınırı başındaki adam koyar. Sansürün sınırını ben koyarım benim işime fazla karışıldığında ben bir dakika derim. Bu benim bildiğim iş senin bildiğin iş değil! Kendi içimde otokontrolü ele alırsak bizi kimse uyaramaz."

Tiyatroda gerilemenin sebebi iktidarlar değil!

Tiyatronun son 10-15 yıldır gerilemeye gittiğini görüyordum. Ve de bunu iktidarlara bağlamıyordum. Tiyatro yönetilemez durumdaydı. Ben bu göreve gelmeseydim belki de bu tiyatro bu kadar canlanmayacaktı. Kovulsam da bu tiyatronun kapısında yatacağım gitmeyeceğim ta ki emekli olana kadar. Ben bu cehaletimle bu tiyatronun başına geldimse, böyle bir aileye sahip oldum ise ve de bunu keşfeden Kadir Başkan ise ona teşekkür etmek gerekiyor.

10 YILLIK HATA HEMEN DEĞİŞMEZ

Erhan Yazıcıoğlu 27 Temmuz 2014'te Ceren Çıplak'a verdiği röportajda ise "Bu yönetmelik Tanrı'nın bir buyruğu değil. Bu yönetmelik değişecek. Belediyeden, Başkan Kadir Topbaş ile Kültür İşleri Daire Başkanı Abdurrahman Şen olmak üzere kimse aslında sanata karışmak istemiyor. Bunu da söylüyorlar. "Karışmak zorunda kaldık" diyorlar. Bunu çözeceğim. "Ben bilirim" diyeceğim. Tiyatrocuların elinden alınan yönetim hakkı yavaş yavaş geri dönecek, ama bu dönüş pat diye olmayacak. Biz iyi işler yaptıkça onlar bize haklarımızı geri verecek. Buna inanıyorum." demiş ve "Bu işler 10 yılda bu hale geldi, bir günde mucize yaratamam. Ben, Muhsin Ertuğrul ekolünden geldim, yapılması gereken çok şey var, ama 10 yıllık hata hemen değiştirilemez. Gördüğüm desteği ve alakayı tiyatronun ve gençlerin lehine kullanacağım ve kimse önümü kesemeyecek." şeklinde konuşmuştu.

BELEDİYE ÇOK EL VERDİ

Şehir Tiyatroları'ndaki disiplinsiz ortamı göreve geldiği ilk günlerde Kulis Tiyatro dergisine "Bazı arkadaşlar geliyordu 'Bana üç ay dokunma' diyorlardı. Git üç ay ücretsiz izin kullan. Ya da 'Ben emekli olurum bunu oynamam' Ol kardeşim! Bu duvarı örmek zorundasın, çünkü herkes o kadar istediğini yapmış ki... Herkes o kadar kendine uydurmuş ki bu tiyatronun kurallarını. İster istemez bu duvarı öreceğiz" şeklinde anlatan Yazıcıoğlu, "Hiçbir konuda baskı görmedim. Verilen sözlerin birçoğu tutuldu diğerleri de zaman içinde tutulacak. Buna inanmasam bu ateşin altına elimi koymazdım" demiş ve "Belediye özellikle çok el verdi. Masraftan kaçınmadı. Tabi biz de hiçbir zaman onu istismara girmedik. Bu anlamda tiyatroyu durağanlıktan çıkarıp inanılmaz bir genişlemeye, büyümeye gidiyoruz. Kapatılma korkusu yaşamıyoruz. Aksine büyük destek görüyoruz." sözleriyle Belediye yönetiminin en büyük destekçisi olduğuna dikkat çekmişti.

Zihni Göktay: "Herşey güllük gülistanlık bunlar düzelir"

Şehir Tiyatroları sönmüş bir volkandır. Zaman zaman fokurdar sonra durulur. Bir yirmi sene durulur sonra yine harekete geçer. O arada lavlar altında kalanlar olur Pompei gibi. Sonra yeniden faal olur. Ama hiçbir zaman tamamen işler duruldu denilecek noktaya gelmez. Burası siyasal bir müessesedir. Özerk değildir. Bazı çalkantılar, hadiseler olabilir, 1930'da oldu, 1984'te oldu. Politikadan soyutlayamayız tiyatroyu. Onlar veriyor maaşımızı. Yönetmelikte yapılacak değişiklikler vardı. 16 aydır birtakım şeyler bekleniyor. Erhan Yazıcıoğlu bu koşullar altında geldi yönetime. Ona verilen sözler gecikince bizim kadronun da tahammülü kalmadı. Anayasa'da da aynı şey sözkonusu. Araya koalisyon girdi, seçimler oldu, tekrar hükümet kurulsun yapacağız, dediler. Fakat bu uzun süreli bir şey olmayacaktır. Derhal bunun çaresine bakılacaktır. Bu yaralar sarılacak. Neticede Putin'le Erdoğan arasındaki bir sorun değil bu. Kendi aramızda kol kırılır yen içinde kalır, hallolur. Fakat biraz tantana oldu, basına intikal etmiş. Biraz zaman istedi karşı taraf. Objektif bakacak olursak Erhan Yazıcıoğlu da haklı karşı taraf da haklı. Ocak kısık ateşte değil biraz harlıydı çaydanlık çabuk taştı. Ama biz büyükler olarak Toron Karacaoğlu, ben ve birçok sanatçı bu kurumun geçmişini çok iyi biliyoruz. Bu tür şeyler zaman zaman olmuştur ve durulmuştur. Bunu fazlaca başkalarının ağzına sakız vermeye lüzum yoktur. Repertuarımız güzel, doluluk oranımız yüzde 90'ın üstünde. Herşey güllük gülistanlık bunlar düzelir.

ÇOK OKUNANLAR