Şebnem Bursalı'dan Esra Erol tartışmalarına tepki
Sabah yazarı Şebnem Bursalı, Esra Erol'un programında büyük tepki çeken o anlara ilişkin yapılan tartışmayı eleştirerek "Esra Erol'da programındaki örnekte kadının ahlaki erozyonu değil; bunu yayınlayan programcı ve televizyon suçlu öyle mi?" diye sordu.
Sabah gazetesi yazarı Şebnem Bursalı, ATV'de yayınlanan Esra Erol'da programında bri kadının çocuğunun gerçek babasının komşusu olduğu yönündeki iddiasını DNA testiyle kanıtlamasının ardından yaptığı sevinç gösterisine gelen tepkilerin ardından kanalın, programın kapatılması yönüne doğru evrilen yorumları kasıtlı bulduğunu söyledi. Bursalı, "Esra Erol'da programındaki örnekte kadının ahlaki erozyonu değil; bunu yayınlayan programcı ve televizyon suçlu öyle mi?" diye sordu:
ATV'nin en çok izlenen programları arasında olan Esra Erol'da programında geçtiğimiz günlerde, Esra Karakuş isimli bir kadın, canlı yayında çocuğunun babasının eşi değil, komşusu Cengiz Koraltan olduğunun ortaya çıktığı DNA test sonucu açıklandığında yaşadığı sevinci sergilemesi ile sosyal medyada en çok tartışılan konulardan biri oldu. Aile yapısı ve ahlaki dejenerasyonda en uç örneklerden biri sayılabilecek bu durumun; sosyal medyada tartışılması gereken boyutu; tam da biraz önce sıraladığım iki ana konu üzerinde olması gerekirken; olay programın kaldırılması ve hatta ATV'nin kapatılması kampanyasına kadar vardı! Yani; üzüm yemekten çok bağcıyı dövmek isteyenler sahneye çıktı ve malum çevreler olduğu apaçık belli olan sosyal medyada klavye üzerinden ahkam ve hüküm kesmeye yeminli bir grup; ATV üzerinden belli yerlere mesaj vermek üzere harekete geçti...
Esra Erol'da programındaki örnekte kadının ahlaki erozyonu değil; bunu yayınlayan programcı ve televizyon suçlu öyle mi? Sosyal medyada ya sahte hesaplar üzerinden ya da önceki paylaşımlarına baktığınızda ideolojik olarak nerede durdukları belli kişilerin amacı da hedefi de hesabı da çok açık; rezaleti yapanların yanına kar kalsın ama bunu teşhir eden program ya da kanal kapatılsın! Bu meseleleri ele almak yerine, bu meseleleri gündeme getireni suçlamak sadece yanlış değil, kasıtlı ve kötü niyetliliktir. Tedavi için hem yüzleşmek hem teşhis şarttır.