Sarsıcı medya raporu: ‘Yalan haber mesleğin itibarını öldürüyor’
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ve TARMER ortaklığı ile düzenlenen ‘Bir sosyal uzlaşı aracı olarak Halkla İlişkiler ve Toplumsal Etik’ adlı çalıştayın sonuç bildirgesi yayınlandı.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ve İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ortaklığıyla düzenlenen “Bir Sosyal Uzlaşı Aracı Olarak Halkla İlişkiler ve Toplumsal Etik” başlıklı çalıştayın sonuç bildirgesi yayınlandı.
Bildirgede, iletişim profesyonelleri, toplumsal ve kurumsal güven inşasının yakın gelecekte iletişim yönetimi için önemli sorunlardan biri haline geleceği vurgulandı. İletişim profesyonelleri ‘yalan haberlerin’ mesleğin itibarını etkilemeye başladığının altını çizdi.
İAÜ İletişim Fakütesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yenğin ve Bersay İletişim Onursal Başkanı Ali Saydam’ın açılış konuşmasını yaptığı çalıştayın moderatörlüğünü Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Akbulut gerçekleştirdi. Çalıştayda Türkiye’nin önde gelen Halkla İlişkiler ajanslarının sahipleri de söz aldı.
‘MEDYA PATRONLARI KAMU İHALELERİNE GİRMEMELİ’
Çalıştayda, özellikle artan yalan haberlerin kurumsal itibarı tehdit etmeye başladığı dolayısıyla bu tür haberlerin engellenmesi konusunda gazetecilerle halkla ilişkiler çalışanlarının hem toplumsal uzlaşı adına hem de halkla ilişkiler mesleğinin itibarı ve saygınlığı adına iş birliği içinde çalışması gerektiği dile getirildi. Yalan haberlere yönelik medya, siyaset, finans, kapital sorunun çözülmesi, mesleği gazetecilik olan patronajların sağlanması, bu patronların sermaye alanında, finans alanında, bankacılık alanında, enerji alanında faaliyet göstermemesi, kamu ihalelerine girmesinin yasaklanması gibi öneriler sunuldu.
‘MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMLERİNE İHTİYAÇ VAR’
İletişim profesyonelleri, toplumsal ve kurumsal güven inşasının ve sürdürebilirliğinin yakın gelecekte iletişim yönetimi için önemli sorunlardan birisi haline geleceğini belirtirken, iletişim sektörüne yeni dâhil olacak çalışanların bu tür ortamlarda ne söylemeleri, nasıl hareket etmeleri, temsil ettikleri kurumu yalan haberler/krizler karşısında nasıl savunabileceklerine dair eğitimler almalarının önemine değinildi. Buna paralel olarak da halkla ilişkiler mesleğinin gelişimi için medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı gibi eğitimlere ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
‘ULUSLARARASI KURALLARA UYULMALI’
İletişim profesyonellerinin kurumlardan çıkan haberin doğruluğu ve güvenilirliğine dayanmadan, haberi bülten haline getirme ve paylaşma riskine girmemeleri, bu tür etik konularda kurallara uymak için sıkı bir şekilde çalışmaları gerektiği vurgulanan çalıştayın sonuç bildirgesinde, özellikle Atina Protokolü, Helsinki Protokolü, IPRA’nın kuralları gibi hükümlere uyulmasının önemine dikkat çekildi. İletişim profesyonellerinin halkla ilişkiler mesleğini gerçekleştirebilmek için bir sözleşme yaptıkları ve sözleşmenin şartlarına uyarken aynı zamanda sosyal paydaşlara karşı güven duygusunu da aşılamak zorunda oldukları belirtildi.
‘SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNİN ÖNEMİ ARTIYOR’
Dünyanın çevre, ekonomi ve iklim gibi sorunlarının arttığı günümüzde, markaların ve halkın sorunlara yönelik duyarlılıklarının arttığı, bu sebeple kurumların sosyal sorumluluk çalışmalarına daha fazla önem verdikleri belirtildi. Yapılan araştırmaların sonuçlarında toplumsal uzlaşı ortamının sağlanmasında sosyal sorumluluk projelerinin önemli olduğu, tüketicilerin, toplumsal duyarlılık gösteren kurumlara daha sempatiyle baktıkları, sosyal projelerin kurumların itibarını, inandırıcılığını arttırdığı vurgulandı.
‘HALKLA İLİŞKİLER REKLAM İLE KARIŞTIRILIYOR’
Halkla İlişkiler mesleğinin saygınlığına değinilen çalıştayda söylemde reklamın yerine halkla ilişkiler ‘PR’ sözcüğünün kullanıldığını insanların ‘reklamını yapıyor’ ifadesinin yerine ‘PR’ını yapıyor’ sözünü kullandığı belirtildi. Halkla ilişkiler mesleğinin yanlış tanımlandığı, satış, danışma gibi alanlarla karıştırıldığı, “halkla ilişkiler” isminin, mesleğin içeriğini karşılama noktasında yetersiz kaldığı, bölüm öğrencilerinin ve ailelerinin de mesleği tanımlamakta zorluk çektikleri, bu bağlamda, halkla ilişkiler mesleğinin isim değişikliğine yönelik mesleki örgütlerin birtakım çalışmalar yapması gerektiği ifade edildi.