POLEMİK

Sana yakıştı mı Fehmi Bey?

En başta da Fethullah Gülen ve onun dava arkadaşları gizli dinlemeler yüzünden, imzasız ihbar mektupları kullanılarak

Sana yakıştı mı Fehmi Bey?
ADNAN BERK OKAN - POLEMİK

Değerli dostum Fehmi Koru, Hanefi Avcı'nın "Haliç'teki Simonlar" isimli kitabını "öfke" ile yazdığını savunuyor ve bir de Avcı'nın niyetini okuyor:
"O yüzden habbeyi kubbe yapıyor, tekil olayları genelliyor. Kendisine ve dostlarına zarar verenlere daha büyük zararlar vermek istiyor."

Oldu mu ya Fehmi?.
Sana yakıştı mı bu sözler?..
Avcı'nın dostlarına "zarar vermek" istediğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?..
O durumda, yllardır sizin niyetlerinizi okuyan ve "bunlar şeriatçı" diyen Emin Çölaşan zihniyetiyle ne farkın kalıyor?..

Sevgili Fehmi...
O kızgınlıkla biz de hata yapmayalım

Öfke çoğu kez gözü kör eder, o kızgınlıkla her şeyi yıkıp yakabilirsiniz; Hanefi Avcı'ya 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' kitabını yazdıran da öylesine derin bir öfke olmalı. O yüzden habbeyi kubbe yapıyor, tekil olayları genelliyor. Kendisine ve dostlarına zarar verenlere daha büyük zararlar vermek istiyor.

Bu tamam. Ancak iddiaları öfkesine mal edilerek bütünüyle göz ardı edilmeli mi?

Kitabın yazılması sürecini başlatan, birilerinin keyfi telefon dinlemeleri... Dinleyenler bunu meraklarından yapmamış; iddiasına göre, sonuç alıcı bazı işlerde kullanılan bilgiler o dinlemelerde elde edilenlermiş... Dinlemelerden öğrenilenler isimsiz ihbar mektuplarına dönüşmüş; pek çok polis şefinin canı bu yüzden yanmış...

İki Emniyet genel müdür yardımcısı, birkaç ilin Emniyet müdürü, bazı önemli daire başkanları bu yolla koltuklarından olmuş, bazısı cezaevlerine düşmüş...

Tespit ettiği yasadışılığı, bunları yapan memurlara mal etmek yerine, Avcı, yapılanları bir dinî grubun günah hanesine yazma kolaycılığına sapıyor. Bir başka yanlışı da şu: Ergenekon sürecinin, 'Balyoz' dahil olmak üzere darbe planlarının, hatta Hrant Dink suikastı ve Danıştay baskını gibi olayların, gözlediği yanlışlıklardan hareketle, 'uydurma' veya 'saptırma' oldukları sonucunu çıkartıyor.

Koru'nun yazısının tamamını


Devletin keyfiliğinden şikâyetçi ola geldik hep beraber...
Devletin, düşünce ve inançlarımızdan korkuyor olmasının acılarını çektik...
En başta da Fethullah Gülen ve onun dava arkadaşları gizli dinlemeler yüzünden, imzasız ihbar mektupları kullanılarak çilehanelere dolduruldular...
Gözlendiler...
Sıkıştırıldılar...
Hayatları zindan edildi...
Ve şimdi sen kalkıyor, Hanefi Avcı'nın karşı çıktığı o dinlemelerin "keyfi ve meraktan" olmadığını, onlara dayanılarak yazılan imzasız mektuplar nedeniyle "sonuca gidildiğini" ileri sürüyorsun...
Oldu olacak, şu gidilen sonuçları da yazsaydın bari...

Biliyorum ki bana kırılıyorsun...
Biliyorum ki incitiyorum seni...
İyi ama Fehmi; adına "Devlet" denilen ve başı sıkışan her siyasetçinin topu üstüne attığı kurum yüzünden işte tam da bu yüzden çekmedik mi onca acıyı?..
Beni önce hapse atıp 183 gün sonra "pardon yanlış oldu" diyen Devletle; Paşaları ve kişisel olarak nefret ettiğimi açık açık defalarca yazdığım iki gazeteciyi önce hapse tıkıp sonra sadece paşaları tutuksuz; gazetecileri ise tutuklu yargılamayı sürdüren Devlet aynı Devlet değil mi?..
Ben, işte o Devlet'in "Yargı" isimli kurumu yüzünden eşimden ve çocuklarımdam 6 ayı aşkın süre ayrı kaldım ve sonunda aldığım tazminat sadece "Pardon" oldu ya...

Konuyu dağıttım gibi görünse de dağıtmadım çünkü...
Hanefi Avcı da benim düşündüklerimi düşünüyor olabilir...
Nitekim Cüneyt Özdemir'le yaptığı söyleşide "Benim Devlet anlayışım da değişti" diyor...
Herkes değişirken, Başbakan değişirken, Cumhurbaşkanı değişirken, bakanları, milletvekilleri ve hatta CHP bile değişirken Hanefi Avcı değişemez mi?..

Sevgili dostum;
Eğer Hanefi Avcı'nın bugün yayımlanan kitabında yazdıklarının "Yalan - Yanlış" şeyler olduğunu söyleyeceksen o zaman geri dönüp Susurluk rezaletini ortaya çıkardığı süreçteki açıklamalarını da silip atmamız gerekecektir ki o durumun, "İlk insan Adem değildir" iddiasından farkı yoktur...

Değerli kardeşim;
"Ülke herkesin başkalarını dinlediği bir büyük kulak sanki" diyorsun yazının bir yerinde...
Çok haklısın...
O koca kulaklar yüzünden insanlar tutuklu yargılanarak mahkum olmadan cezalandırılıyorlar...
Ama..
Paşaları ve gazetecileri dinleyenler, "meraktan mı dinlediler sanki?.. Sayelerinde sonuca gidildi" diye övülüp ödüllendirilirken; Başbakan'ı da dinleyip, kızına bir işadamından para istediğini kendi sesinden kamuoyuna duyuranlar yargılanıyorlar...
Sevgili Fehmi;
Sonuç alınacaksa işte bu dinlemeden alınmalıydı...

Sevgili dostum;
Nixon
ve ekibi DP yöneticilerini dinledikleri için istifa etti Amerika'da ama maşallah bizimkiler yıllardır kıllarını kıpırdatmıyorlar...
Aman ha!..
Sakın "bizdeki dinlemeleri devlet yapıyor" deme zira gına geldi...
Pardon...
Bir Başbakan, evlâtlarından birine bir işadamından burs isterken yakalansaydı başka bir ülkede, mutlaka istifa ederdi...
Ama burası Türkiye Fehmi'ciğim...
Burada yargı bile dengi dengine vurur...

Şimdi de geleyim seni diğer birçok meslektaşımızdan ayıran o mükemmel zekâna...
O da işte şu satırlarında yatıyor:

"Hanefi Avcı'nın öfkesi, kendisini, her önemli olayın arkasında telefonlarını dinleyen birilerinin bulunduğu noktasına, dinleyenleri de bir dinî grupla irtibatlamaya götürmüş; bu vahim bir hata. Ancak onun hatası bizleri de yanlışlıklara kulak tıkamak gibi bir başka hataya sürüklemesin.
"

Önce Hanefi Avcı'nın bütün yazdıklarının bir "Hata" olduğunu söylüyorsun...
Sonra da "onun hatası bizleri de yanlışlıklara kulak tıkamak gibi bir başka hataya sürüklemesin" diye uyarıyorsun...
İsthbarat hatalı ise niçin uyarıyorsun?..
Hatasızsa neden Avcı'nın emeklerini ve (muhtemel) iyi niyetini hor görüyorsun?..


Sevgiyle gözlerinden öperim
Adnan


[email protected]


ÇOK OKUNANLAR