MEDYA KÖŞESİ

Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim

Tam 28 yıldır, “Askerlerin yaptığı Anayasa ile yönetiliyoruz” diye şikâyet edip, sonra “Şimdi de benim yapacağım Anayasa ile idare edilin”

Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim

GAZETECİLER.COM

Ertuğrul Özkök bugün eski liderlere açık mektup yazmış…

Bu liderlerin ikisi hakkın rahmetine kavuştu…

Birine Allah uzun ömürler versin turp gibi…

Hakkın rahmetine kavuşanlar; Özal ve Ecevit

“Turp” gibi olup her sabah kahvaltıda 250 gram pastırmaya terminatörlük yapan ise Demirel…

Ama…

Mektubun aslında bugünkü Başbakan Erdoğan’a yazıldığı net…

Bakın nasıl…

 

Arkadaşlar.

Bugün “Yersen” diye önümüze konan bu paketin samimi bir “Anayasa değişikliği” ile yakından uzaktan hiçbir ilgisi yoktur.

Bu paketin, “yargı reformu” ile bırakın yakın uzağı, zerre kadar alakası yoktur.

Nasıl bu kadar açık ve net, kendimden bu kadar emin, kendimi bağlayarak konuşuyorum mu diyorsunuz.

İsterseniz önce “Anayasa değişikliği” iddiasından başlayalım.

Arkadaşlar, anayasa nedir?

Toplumun bütün vatandaşlarının ve kurumlarının, toplumsal hayatı düzenlemek üzere üzerinde anlaştığı temel ilkeler bütünü değil midir?

***

Siz eğer, bugün iktidarda olup belki yarın Meclis’e bile giremeyecek bir partinin, partinin de değil, bir liderin çıkıp, “Ben böyle istiyorum” diyerek empoze ettiği bir metne “anayasa” diyebilir misiniz?

Ayıp değil mi...

Tam 28 yıldır, “Askerlerin yaptığı Anayasa ile yönetiliyoruz” diye şikâyet edip, sonra “Şimdi de benim yapacağım Anayasa ile idare edilin” zihniyetiyle yapılan bir anayasa, toplumun ortak metni olabilir mi?

Söyleyin, olabilir mi?

Önce işin mantığını ortaya koyalım.

Anayasalar, insanlara zorla kabul ettirilen, empoze edilen metinler değildir.

“Canım ben hazırlayayım, halk oylarsa oylar, oylamazsa oylamaz” diyecekseniz, sakın ha o cümleyi ağzınıza dahi almayın.

Zararlı çıkarsınız.

Çünkü size derler ki; 1982 yılında Asker işte tam bu aynı zihniyetle bir Anayasa yaptı ve halkın yüzde 92’si ona “EVET” dedi.

Ama bak, aradan 30 yıl geçtiği halde, ona hâlâ “askeri anayasa” diyoruz.

Nerede öyleyse, günde beş vakit ağzınızdan düşürmediğiniz o “milli irade...”

 

Bu okuduklarınız sadece alıntı…

Özkök’ün makalesinin tamamını

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar