Sana hiç yakışmadı Ahmet Kekeç!..
STAR’dan kovulan hangi arkadaşın için gözyaşı döktün ki şimdi kalkmış bir küfürbazın ardından ağlıyorsun?
Sevgili Ahmet (Kekeç);
“Bir hafta da ben dinleneyim” dedim ama ne mümkün?..
Öyle baş döndürücü bir medya gündemi var ki Betaserc içmeden kendime gelemiyorum…
Ve bu arada bir şeyi yeni fark ettim Ahmet…
Meğer gazeteciler.com’u başarıyla yayına hazırlayan kardeşlerimin “Alkış – Kazandı –Kaybetti; “Günün Köşe Yazarı – Günün Muhabiri – Günün Televizyoncusu” pencereleri benim baktığım pencerelere ne kadar da uzaktaymış…
Meselâ ben olsaydım; seni “Günün Köşe Yazarı” seçmez, “Kaybeden” ilân ederdim…
Çünkü anlayıp dinlemeden (eskiden benim de öyle büyük birkaç hatam olmuştu) Bekir Coşkun’u savunmuşsun…
Sen de onun gösterdiği kovulma gerekçesine aldanmışsın…
Bekir ve Emin ikilisinin kovulma gerekçesi göstermede ne kadar “mahir” olduklarını belli ki halen öğrenememişsin…
Hatırlarsan Bekir Coşkun, 500 Bin Lira transfer ücreti ve 25 bin lira aylık maaş karşılığı Gazete HT’ye geçmeden önce de Hürriyet’ten Başbakan tarafından kovdurulduğunu söylemişti…
Hürriyet’te yaklaşık 25 yıldır yazı işleri müdürlüğü ve yazarlık yapan Tufan Türenç ise (ki dürüsttür, yalana tenezzül etmez, muknidir) Bekir’in asla kovulmadığını, geleceğini garanti altına alabilmek için Gazete HT’ye gittiğini yazmıştı…
Sevgili Ahmet;
Bekir, patron tarafından kovulmayı en çok hak edenlerden biridir medya dünyasında…
Gir arşivlere ve bak…
Bekir’in, Emin’in kovulması hariç tek bir meslektaşının arkasından “bir köşe yazarının özgürlüğü kısıtlanamaz” kıvamında bir yazı döktürdüğünü göremezsin…
Nice kalemler geldi gitti Hürriyet’ten…
Hiçbiri için ağıt yazmadı…
Merhum Yavuz Gökmen’in “28 Şubat” denilen o zulüm sürecinde Tansu Çiler’i koruyan her makalesinden sonra rahmetli ile nasıl alay ettiği o günü yaşayanların akıllarındadır…
Ve Hürriyet’e yakışmadığını fısıldayışları…
Çünkü Yavuz merhum demokrattı…
Çünkü Yavuz merhum her ne kadar modern hayat düşkünü olup, kafayı çekmekten keyif alsa da "göbeğini kaşıyan, bidon kafalıları" da sever, korurdu...
Kim ki “göbeğini kaşıyan, bidon kafalı adam”a yakın dururdu, o kişi Bekir için “Allah’ına yakın, kendisine uzak” durması gereken bir kişiydi…
Ahmet kardeş;
Bekir'i kovan patronu Turgay Ciner'in açıklamasını okudun mu?..
Bak ne diyor Ciner:
"Üzerimde Allah var. Hükümet ve AK Parti'den baskıyı bırakın, telkin bile olmadı. Bu benim patron olarak tasarrufum. Bir kişi benimle ilgili üst üste yüz tane yazı yazarsa ve bunu adeta bir kan davası zihniyetiyle yazarsa, ben empati yaparım ve bundan rahatsız olurum. Basın meslek ilkelerine uygun hareket etmeyen bir kişiyi çalıştırmak zorunda değilim. Bekir Coşkun, gazetedeki işine son verilen ne ilk ne de son kişi. Kan davası zihniyetiyle yazan yazar varsa ben o kişiyi gazetede tutmam."
Demek ki neymiş Sevgili Ahmet;
Bekir'i ne Başbakan kovdurmuş...
Ne de bir başka siyasi güç...
Bekir, kovulurken bile kendisine aktarılanları saptıran, istismar eden bir zihniyetin temsilcisi...
Evet...
Hem de "kindar" bir zihniyet...
Dünyanın hiçbir medya patronu bir yazarına, sürekli aynı kişi veya kuruma küfür ve hakaret etmesi, bütün kişisel kin ve nefretini kusarak kendi egosunu tatmin etmesi için onbinlerce Dolar maaş ödemez...
Ödememeli de....
Canım kardeşim;
Bir zamanlar sen de gazete yönettin…
Bir gazete Hilal-i Ahmer (Kızılay) tarafından çıkarılmaz…
Şimdiye kadar kâğıdı için denizden topladığı çakıl taşlarını veren bir patron tanımadım ben…
Ya da çalışanlara aybaşı geldiğinde kapıya geçip “öpücük”le ödeme yapanına rastlamadım…
Gazeteler de bir “ürün”dür nihayet…
Hem de çok pahalı bir ürün…
Ve asıl amaçları okurlarını bilgilendirmektir…
Yani hiçbir yazarın, hiçbir gazete patronuna, “sen milyon dolarlarını harca, ben canımın çektiği siyasetçi ve işadamına küfür edeceğim” deme hakkı yoktur…
Diyorsa Bekir gibi kapının önüne konur, konmalıdır da…
Ne Turgay Ciner, ne Aydın Doğan, ne Ahmet Çalık, ne senin patronun ve ne de bir başka medya patronu, bir köşe yazarı kişisel kin, nefret ve öfkesini kussun, futboldan zevk almadığı için edemediği küfürlerini ellerinde kalem gücü olmayan siyasetçilerin ve işadamlarının üstüne boşaltsın diye milyonlarca Dolarlık yatırım yapmaz…
Lütfen unutma değerli kardeşim;
Bir gazetenin patronu da en az yazarı kadar özgürdür istediğiyle çalışıp çalışmamakta…
Sürekli kendi kalesine gol atan bir futbolcu alkışlanır mı?...
Rakip takım oyuncularına devamlı küfür eden, hakemlere hakaretten vazgeçmeyen bir futbolcu takımdan kovulunca nasıl olur da sahiplenilir?..
Neden akılcı değil de mazlumcuyuz?..
Ya da velev ki Bekir mazlum…
Peki Bekir’in sürekli aşağıladığı Başbakan, bakanları ve sıradan vatandaşlar mı ZALİM?..
STAR’dan kovulan hangi arkadaşın için gözyaşı döktün ki şimdi kalkmış bir küfürbazın ardından ağlıyorsun?..
Sana yakıştıramadım Ahmet…