Şamil Tayyar'ın bu 'SON SÖZÜDÜR'
Valla anladığımız kadarıyla bu kez kararlı... Gerçi daha önce de benzer laflar etmişti ama...
GAZETECİLER.COM - Hakkında açılan davalar nedeniyle bunalmış durumda.
Daha önce de benzer restler çekmiş...
ADLİYELER NASRETTİN HOCANIN KABRİ GİBİ... |
Bilinir ki Nasrettin Hoca'nın Akşehir'deki kabrinin dört tarafı açıktır ama tek bir kapıya kilit vurulmuştur. Türkiye adliyesi Nasrettin Hoca'nın kabri gibidir... Kanunlarla, devam etmekte olan bir kovuşturma ve soruşturma hakkında yayın yapmak yasaklanır ama o gizli kovuştrma ve soruşturma dosyalarına ulaşmak, sokak çeşmesinden su almaktan daha kolaydır... Çünkü gerek savcılar ve gerekse de kalemde çalışanlar gizli dosyaları gazetecilere vermeyi bir görev addederler... Hükümet ise gazeteciyi korumaktansa, Adalet Bakanlığı memurunu veya savcıyı korumayı (yani gerçek suçluları) ercih ediyor... Ve "itiraz" defterini kapatacağını açıklıyor... |
Köşe yazarlığını bırakma noktasına gelmişti.
Yine aynı havayı hissettik.
Üstelik diyor ki "bu son sözümdür"...
Oldu oldu, olmadı...
Namık Kemal'in meşhur satırları ile ifade edecek olursak "izzet ü ikbal ile çekilmeyi düşünüyor Bab-ı Ali'den...
Son sözleri mi?
Buyrun köşesinden okuyalım;
"Emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök de Balyoz tartışmaları sırasında Gazeteci Fikret Bila’ya “Ben de izzet ü ikbal ile gündemden çekildim. Şimdi bahçede torun kovalıyorum” demişti.
Biz “torun sevme” çağında değiliz, yine
nefesimiz yettikçe, kalemimiz elimizde kaldıkça yazmaya, çizmeye devam ederiz.
Olmazsa baba mesleğine döner, rızkımızı kazanırız. Hesabı da rızkımızı veren Allah’a öderiz. Başka bir hesap yeri bilmedik, bilmeyiz.
Son sözüm...
Yazının tamamı için