Şamil Tayyar kazandı çünkü...
Bu söylem, Türkiye genel kamuoyunun, milyolarca ve iktidarı tayin eden "Makul" yurttaşların özlediği söylemdir...
Dün; ÜLKE TV'de, Şamil Tayyar ve Turgay Güler'in konuğu olarak sürekli polemik konusu olduğu Ahmet Kekeç'le tartışan ve kendi mahallesinden gelen tepkilere göğüs gererek:
"Birbirimizi anlamak için, bir süre 'rakip sahada yuhalanmayı' göze almalıyız. Almalıyız ki, derdimizi anlatalım, dertlerini dinleyelim" diyerek "demokratik olgunluk" dersi veren Ertuğrul Özkök için "kazandı" demiştik....
Bugün, söz konusu programın moderatörlerinden Şamil Tayyar'a "Kazandın" diyoruz çünkü...
Bugünkü yazısının bir yerinde şöyle diyor Tayyar:
"Kekeç de ben de (Özkök'ün benzeri saldırılara) maruz kaldım. Bazı izleyiciler, 'Özkök’e neden haddini bildirmediniz?' diye serzenişte bulundular.
İki mahalleyi etkisi altına alan bu ruh halinden çıkarmamamız gereken çok ders var. İvedilikle bu kutuplaşmayı aşmamız, TV programlarını horoz ringi formatından kurtarmamız, Özkök’ün dediği gibi birbirimizin arasına daha sıkça karışmayı sağlamamız gerekiyor."
Bu söylem, Türkiye genel kamuoyunun, iktidarı tayin eden milyonlarca "Makul" yurttaşın özlediği söylemdir...
Kısa bir zaman öncesine kadar kulladığı sert, acımasız, kırıcı üslûbunu eleştirdiğimiz Şamil Tayyar'ın bu hoşgörülü söyleminin bundan sonra da devam edeceğini umuyoruz...
Ve yine umuyoruz ki; bütün anayasal kurumlarla kavga eden, sanatçıları inciten, gazetecilerin kalplerini kıran, işadamlarını azarlayan, üniversite öğrencilerine "huysuz çocuk" gözüyle bakan Başbakan Erdoğan'a da tercih ettiği "kavgacı, kırıcı, itici, bölücü" tarzın "yanlış" olduğunu anlatacaktır makalelerinde...
Ahmet Altan kadar açık yürekle değilse bile en azından "Sakin ol Tayyip Bey" diyecektir...
Umarız...
"Birbirimizi anlamak için, bir süre 'rakip sahada yuhalanmayı' göze almalıyız. Almalıyız ki, derdimizi anlatalım, dertlerini dinleyelim" diyerek "demokratik olgunluk" dersi veren Ertuğrul Özkök için "kazandı" demiştik....
Bugün, söz konusu programın moderatörlerinden Şamil Tayyar'a "Kazandın" diyoruz çünkü...
Bugünkü yazısının bir yerinde şöyle diyor Tayyar:
"Kekeç de ben de (Özkök'ün benzeri saldırılara) maruz kaldım. Bazı izleyiciler, 'Özkök’e neden haddini bildirmediniz?' diye serzenişte bulundular.
İki mahalleyi etkisi altına alan bu ruh halinden çıkarmamamız gereken çok ders var. İvedilikle bu kutuplaşmayı aşmamız, TV programlarını horoz ringi formatından kurtarmamız, Özkök’ün dediği gibi birbirimizin arasına daha sıkça karışmayı sağlamamız gerekiyor."
Bu söylem, Türkiye genel kamuoyunun, iktidarı tayin eden milyonlarca "Makul" yurttaşın özlediği söylemdir...
Kısa bir zaman öncesine kadar kulladığı sert, acımasız, kırıcı üslûbunu eleştirdiğimiz Şamil Tayyar'ın bu hoşgörülü söyleminin bundan sonra da devam edeceğini umuyoruz...
Ve yine umuyoruz ki; bütün anayasal kurumlarla kavga eden, sanatçıları inciten, gazetecilerin kalplerini kıran, işadamlarını azarlayan, üniversite öğrencilerine "huysuz çocuk" gözüyle bakan Başbakan Erdoğan'a da tercih ettiği "kavgacı, kırıcı, itici, bölücü" tarzın "yanlış" olduğunu anlatacaktır makalelerinde...
Ahmet Altan kadar açık yürekle değilse bile en azından "Sakin ol Tayyip Bey" diyecektir...
Umarız...