Sami Kohen
Sonra da aşağıladığı ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı veya dışişleri bakanına (herkes kendi mevkidaşına) telefon açıp...
Dış politika, ülkelerin ve devletlerin; hâsılı milletlerin gelecekleri için yapılır…
İç politika ise seçim kazanmak için…
Dış politika iç politikada en az din kadar kullanılan bir konudur…
Dış politikayı iç politikada en iyi kullanan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibidir…
Halklar, devlet adamlarının (Devlet Başkanları, başbakanlar, bakanlar) kapalı kapılar ardında başka, kapı önünde başka, kendi ulusal medyalarına başka konuştuklarını bilmezler…
Meselâ, kapalı kapılar ardında bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı veya dışişleri bakanı, mevkidaşıyla kavga etmişse; kapıya çıkınca, görüşmenin çok başarılı ve dostça geçtiği, iki ülke arasındaki ilişkilerin geçmiştekinden bile daha sıcak olacağı açıklanır…
Bazen de ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı veya dışişleri bakanı kendi kamuoyuna gaz vermek için müttefiklerden birini “düşman” gibi gösterir, ağzına geleni söyler…
Müttefik ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı veya dışişleri bakanını gıyabında çok fena fırçalar…
Sonra da aşağıladığı ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı veya dışişleri bakanına (herkes kendi mevkidaşına) telefon açıp “halkımın gazını aldım, gururunu okşadım, merak etmeyin uygulamada her şey mutabık kaldığımız şekilde devam edecektir” der…
Bunları neden mi anlattım?..
Sami Kohen ustanın dünkü Milliyet’te “AB ile ipler kopar mı?” başlığı altında yayımlanan yazısını okuyunca aklıma geldi…
Kohen Usta, “siz Cumhurbaşkanımızın sert demecine bakıp da moralinizi bozmayın, AB ile ilişkiler bozulmaz; devlet bozmaz” demek istiyor…
Ve…
Dürüst, açık, samimi analiziyle kazanıyor…