MEDYA KÖŞESİ

Samanyolu dizisinin romanıyla alakası yok!

'Ne ilgisi olacak canım? Olmak zorunda mı zaten? Adı aynı ya işte, yeter de artar bile.' Taraf'ta Telesiyej'in dizi avı sürüyor. Son kurban: Samanyolu

Samanyolu dizisinin romanıyla alakası yok!

GAZETECİLER.COM

Taraf'ın medya takibi sürüyor. Telesiyej köşesinde yapılan dizi kritiklerinin son kurbanı ise ATV'nin Samayolu adlı dizisi oldu. Telesiyej dizinin orjinal romanla alakasız olduğunu iddia etti.

Ne ilgisi olacak canım?

Olmak zorunda mı zaten?

Adı aynı ya işte, yeter de artar bile.

Bir de, Kerime Nadir’in büyük eserinden uyarlama dendi mi, bitti gitti.

Eh, birkaç karakterin adı da tutturuldu mu romandakiyle, başka bir sadakate ihtiyaç yoktur ki bu topraklarda.

Parayı bastıran, romanın dizi haklarını satın alır, dizi haklarını satın alan da, oturup yeniden yazar hikâyeyi.

Gayet meşrudur bu durum ülkemizde.

Her seferinde aynı yutturmacayı izletiyorlar bize ya.. yine de bekledim biraz, ilk bölümden sonra. Birkaç bölüm izleyip iyice emin olmak istedim.

Ama artık söyleyebilirim, atv’de izlediğiniz Samanyolu dizisinin Kerime Nadir’in romanıyla ad benzerliğinden öte pek bir ilgisi yoktur arkadaşlar.

Neredeyse sadece romanın ve karakterlerin adları aynıdır.

O da hepsinin değil; zira dizideki birçok karakter romanda yok zaten. Yani romanda Melek’i aramaya başlarsanız mesela; bulamazsınız. Melek diye bir karakter yok romanda, babası da yok; dizide annesi diye bellediğimiz Evsed’in, yani romandaki Evsed kalfanın bir kocası da yok hatta.

Belli ki, Nejat’a olan aşkı yüzünden Zülal’le çatışsın, çelişki çıksın, dizi bir de bu sebepten uzasın da uzasın diye yaratılmış bir karakter Melek. Kerime Nadir’in böyle fazladan bir çelişkiye ihtiyacı olmadığından Melek’i yaratmak aklına gelmemiştir tabiatıyla.

Ayrıca dizide Zülal’i, Feride’nin evlat edindiğini, onun aslında Evsed’in kızı olduğunu sanıyorsunuz değil mi? Senaryonun ana çelişkisi de, Zülal’den gizlenen bu gerçek zaten.

Ama külliyen uydurma!

Zülal, Feride Hanım’ın yani Nejat’ın teyzesinin özbeöz kızı romanda. Sonradan dizide olduğu gibi gerçek babasının ortaya çıkma ihtimali de yok bu yüzden.

Ayrıca Nejat’ın babası öyle hanlar hamamlar, ya da bugüne tercüme edecek olursak holding sahibi varlıklı biri değildir romanda. Dolayısıyla da şeytan karısı tarafından miras yüzünden öldürülmez. Adamcağız eceliyle ölür yatağında; karısı da fena bir kadıncağız değildir. Babanın bir emekli maaşı vardır, o da kızlarına ve dul karısına kalır.

Nejat, vakti zamanında, annesi ölüp de babası yeni bir evlilik yaptığında teyzesinin köşküne bırakılmış, ama Zülal’e aşkı yüzünden okuyamamış, liseden terk, işi gücü olmayan cebi delik, kara sevdalı bir delikanlıdır romanda. Şiir filan yazar, kalemi kuvvetlidir, hatta günün birinde meşhur olacaktır.

Evet, diziden de bildiğiniz çapkın Namık, Nejat’ın arkadaşıdır ve Zülal’e meyli vardır, hatta... (Bundan sonrasını söylemeyeyim, bakarsınız bu husus tutar, sürpriz bozulmasın.)

Hadi diyelim ki, Kerime Nadir’in mirasçıları pek titizlenmiyorlar, ya da maddi kaynaklarını kaybetmemek için susuyorlar.

Peki, edebiyatı korumayla yükümlü çevreler (dernekler), otoriteler, akademisyenler filan yok mu, bu duruma karşı çıkacak, sesini duyuracak?

Dizi yapımcılarının, Türk edebiyatından diledikleri romanları seçip, uyarlama aldatmacasıyla –aslında sadece yazarın ve romanın adını kullanma amaçlı- ters yüz etmelerine; hem seyirciye, hem de Türk edebiyatını henüz tanımamış genç kuşaklara bunları bir edebî esermiş gibi sunmalarına karşı çıkacak kimse yok mu?

Bu ticari cambazlığa engel olacak bir merci yok mu yavu bu topraklarda?

Yorumlar