Salih Tuna'nın Özdemir İnce hayranlığı niçin depreşti?
Sakın bırakmasın, hep yazsın, hatta daha çok yazsın. Haftada 3 mü yazıyor 5 yazsın; 5 mi yazıyor 7 yazsın.
Gözünüzle görseniz inanmaz mısınız?..
O halde Salih Tuna'nın bugünkü yazısını bir okuyun lütfen...
Okuyun da görün nasıl bir "Özdemir İnce hayranı(!) olduğunu"...
Bir insan hayran olmadığı bir yazarın haftalık yazılarını üçse, beşe; bşse yediye çıkarmasını niçin istesin ki?..
Okuyun lütfen...
Hürriyet gazetesinden bir ricam var
Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu'nu şahsen de tanırım. Çok mütevazı, saygılı, beyefendi bir insan.
Umarım şu naçizane ricamı geri çevirmez:
"Başörtülülere 'hastalıklı' diyen köşe yazarı" (25 Kasım, 2010, Yeni Şafak) başlıklı yazımda, Hürriyet gazetesi yazarlarından Özdemir İnce'nin gitgide zıvanadan çıktığını, köşe yazarlığından ne kazanıyorsa bir yolunu bulup muntazaman kendisine ödenmesini ama köşe yazarlığını bırakmasını istemiştim.
Pişmanım!
Sakın bırakmasın, hep yazsın, hatta daha çok yazsın. Haftada 3 mü yazıyor 5 yazsın; 5 mi yazıyor 7 yazsın.
O yazsın ki, Türkiye "çağdaş muasır medeniyet seviyesi"ne ulaşsın.
O yazsın ki, "İslam terakkiye engel midir?" gibi naftalin kokulu sorular tedavülden kalkmasın.
O yazsın ki, biz de neşemizi bulalım.
Vaktiyle "Özdemir İnce'yi aldığı yere bıraksın..." diye Ertuğrul Beyciğime bir vesileyle şart koşmuştum.
Yanılmışım ki ne kadar!
Şayet kendisi (ifade buyurduğu gibi) bir sit-com karakteriyse, Özdemir İnce bizzat "sit-com" demektir.
Salih Tuna'nın yazısının tamamını
