MEDYA KÖŞESİ

Salih Tuna'dan Taha Akyol'a hiciv dersleri!

Akyol'un yazarlık uslubu olarak daha önce hiciv gibi bir yönteme başvurmadığını hatırlatan Salih Tuna "Hayırdır; bu hiciv sevdası da nerden çıktı?" diye sordu.

Salih Tuna'dan Taha Akyol'a hiciv dersleri!
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Taha Akyol'un geçtiğimiz günkü yazısının girişinde bir garip "hiciv" girişiminde bulunması günün en ironik yazısına konu oldu. Akyol yazısında Başbakan'a seslenerek "başlıkta yer olmadığı için AKP Parti değil AKP diye yazdım" diyerek alay konusu olmuştu. Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Taha Akyol'un bu notunu daha sonra "hivic yaptım" demesini çok fena "hicvetti".

Akyol'un yazarlık uslubu olarak daha önce hiciv gibi bir yönteme başvurmadığını hatırlatan Salih Tuna "Hayırdır; bu hiciv sevdası da nerden çıktı?" diye sordu. "Malumunuz “hiciv” en çok baskıcı ortamları sever." diyen Tuna, Taha Akyol'un alay konusu olan "AK Parti" notuna yaptığı "hiciv" açıklamasıyla dalga geçti.

İşte yazıdaki ilgili bölüm:

Lafı daha fazla dağıtmayalım; şunu diyorduk: Taha Akyol yazılarında hicve yer vermeyen bir yazardır.

Ne olduysa oldu, "AKP ve CHP" başlıklı geçen günkü yazısına, "Sayın Başbakan'a önce şunu belirteyim, AKP diye yazmamda bir kasıt yoktur. Yazımın başlığı tek satır olsun diye öyle yazdım.." notunu düşerek başladı.

Herkes hayrete düştü.

"Yeminli Başbakan düşmanları" da bu fırsatı kaçırmadılar tabii. "Vay canına! Başbakan insanları ne kadar korkutmuş; Taha Akyol'un şu haline bakın.." dediler.

Taha Akyol da naçar şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: "İktidar partisinin adının kısaltılmış hali, resmi tüzüğüne göre 'AK Parti'dir. Buna rağmen AKP denilse ne olur? Fakat Başbakan, AKP denilmesini düşmanlık sayıyor! Ben onun bu sert tavrını, 'Başlığın tek satır olması için AKP yazdım' diyerek hicvettiğimde, bazı keskin muhalifler, Başbakan'dan korktuğum falan için böyle yazdığımı zannettiler, çünkü önyargıları öyle... Halbuki 'başlığın tek satır olması' gibi ciddiyetsiz bir gerekçe hicivden başka ne olabilir?.." (07. 09. 2012, Hürriyet)

Sayın Akyol "şuncacık hicvi de mi anlamadınız; şaşarım aklınıza" demeye getiriyor ama biraz haksızlık yapıyor.

Şimdiye değin hiç "hiciv" yapmamış bir yazarın birdenbire "hiciv" yapması, ister istemez kafa karışıklığına neden olabilir.

Benim kafam karıştı, ne yalan söyleyeyim.

Malumunuz "hiciv" en çok baskıcı ortamları sever. Rahmetli Cemil Meriç'in ifadesiyle, "düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı" ortamlarda en çok başvurulan yöntemlerdendir.

Taha Akyol üstadımız 28 Şubat'ın ufunetli günlerinde (en sağlam duran aydınlarımızdan biri olarak) 28 Şubatçı paşaların canını çok sıkan onca yazısında bir kez olsun "hicve" başvurmadı da şimdi mi başvuruyor?

Hayırdır; bu hiciv sevdası da nerden çıktı?

Sayın Akyol, Başbakan'dan korktuğu için o notu düştüğünü söyleyenlerin yanı sıra

"Sen de mi hükümete düşmanlık kervanına katıldın!" diyenlerden şekvacı.

Diyor ki: "İki 'taraf' değil, adeta iki 'cephe' tablosu!"

Ne zaman bitaraf oldu da "iki taraf, iki cephe"den bahsediyor, bilmiyorum.

Benim bildiğim şudur: Taha Bey'in durduk yere bu "hiciv" sevdası, Cemil Çiçek'in nevzuhur "mutabakat metni"ne benziyor.


Yazının tamamı için
ÇOK OKUNANLAR