MEDYA KÖŞESİ

Salih Tuna o şakayı yedi mi?

Önce "o haber nasıl manşet olmaz" diye sordu, ardından da "madem fake bir haber, neden tam bir sayfa ayrıldı?" diye Taraf'ın editoryal seçimini sorguladı.

Salih Tuna o şakayı yedi mi?

Dün Taraf gazetesinin birinci sayfasında yer alan Şebnem İşigüzel imzalı ve "Obama Taraf'a Konuştu" başlıklı haber herkesin aklını karıştırdı.

Gazetenin birinci sayfadan küçük, içeride ise tam sayfa gördüğü yazıda, Türkiye'nin önemli edebiyatçılarından Şebnem İşigüzel Taraf için kaleme aldığı Obama söyleşisi vardı.

"ABD Başkanı ve eşiyle 1993'te İstanbul'da bir tesadüf sonucu tanıştığını ve yıllarca kart ve e-maillerle süren ilişki sonucunda geçen ay Beyaz Ev'de Obama'yla 10 dakika görüştüğünü" yazan İşigüzel,  Obama'ya Hasan Cemal sansürüne ilişkin de bir şeyler sormuş ve çarpıcı bir yanıt almıştı.

1 Nisan için Taraf'ın bu şakası, bazı haber sitelerine manşet oldu. Bazı TV kanalları da İşigüzel'i Beyaz Ev'de yaşadıklarını anlatması için canlı yayına çağırdı!

Röportajı bugün köşesine taşıyan yazarlar da oldu. Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, köşesinde Oral Çalışlar'ı  "Herkes Ahmet Altan'dan sonra bu gazete artık iflah olmaz derken dolu dolu bir gazete çıkarmayı başardı. Üstüne üstlük tirajı da arttırdı" diye överek başladığı yazısında önce "o haber nasıl manşet olmaz" diye sordu, ardından da "madem fake bir haber, neden tam bir sayfa ayrıldı?" diye Taraf'ın editoryal seçimini sorguladı.

"Taraf gazetesinin dünkü nüshasını görünce şaştım kaldım. Hatta, hiç kusura bakmasın, bu nasıl 'editoryal zeka' dedim.

'Obama Taraf'a konuştu' haberi nasıl oluyor da manşet değeri kazanmıyor, sadece ön sayfadan görmekle yetiniliyor.

Bundan daha çarpıcı bir manşet mi bulmuşlar peki?

Nerdeee!

(...)

'Obama Taraf'a Konuştu' haberini bu kadarcık gördüklerine göre haber devamını, Allah bilir, üç beş satırla geçiştirmişlerdir dedim.

Felaket yanılmışım!

Koskoca sayfayı boydan boya ayırmışlar. Sayfa başlığına da 'Obama'yla one minute' manşetini çekmişler.

(...)

Sizin anlayacağınız, 'Obama Taraf'a konuştu' haberine kaynaklık eden görüşmenin süresi bir dakika.

Görüşmeyi gerçekleştiren hanımefendi (Şebnem İşigüzel) vaktiyle (1993) eşiyle birlikte turist olarak geldikleri İstanbul'da cüzdanını kaybeden Obama'yla nasıl tanıştıklarını uzun uzun anlattıktan sonra, Obama'nın bir dakikalığına Oval Ofis'te kendisini kabul ettiğini söylüyor.

(...)
Obama'nın ne cevap verdiğini çok orijinal anlatıyor, dinleyelim: 'Bunları kendi başbakanınıza soracaksınız ben Amerika Birleşik Devletleri Başkanıyım' dedi, güldük…'

Hanımefendi niye güldüyse artık, ben olsam ağlardım. Hayır yani, Obama hangi ülkenin başkanı olduğunu söylemek zorunda kaldığı için olsa gerek gülmüş, sen niye gülüyorsun?!

Gülmekle kalsa iyi; Başbakan Erdoğan'a neden sormadığını durduk yere Obama'ya anlatmaya koyulmuş: 'Tayyip Erdoğan şakadan pek hoşlanmayabilir..' dedim. Erdoğan'dan korktuğumu ona itiraf ettim.. 'Niye' diye sormadı. Uğurlamak üzere ayağa kalktı…'

Meğer Türkiye'ye dair 'epeyce' sorusu da 'şakadan' ibaretmiş; Obama ayağa kalkmasın da ne yapsın. İşi yok da bir de, 'niye' diye mi sorsun?!

Sevgili Oral Çalışlar'a bu haberi niye manşet yapmadın demekle yanılmışım ki ne kadar, özür diliyorum.

İmdi, başka bir soru soracağım: Bu haberin nesini 'Obama Taraf'a konuştu' şeklinde verdin?

Dahası bu haberi niye ön sayfadan gördün?

Hadi bize acımadın 'fake' haber okuttun, hanımefendinin kendini bu kadar rezil etmesine de mi acımadın?