MEDYA KÖŞESİ

Şaka gibi! Oktay Ekşi'den 'andıç' eleştirisi!

'Andıç' denince akla ilk gelen isimlerden olan Oktay Ekşi'nin bir de sağa sola 'andıç' eleştirisi yapması hayli tepki çekecek gibi gözüküyor.

Şaka gibi! Oktay Ekşi'den 'andıç' eleştirisi!

GAZETECİLER.COM

 

Hürriyet yazarı Oktay Ekşi bugün yine Balyoz ve medyadaki yankıları üstünde durmuş. Başta 'Balyoz' olmak üzere darbe haberlerine olan mesafesi ve tepkisiyle bilinen Ekşi bu sefer de ipin ucunu kaçırmış gibi. Ekşi Balyoz haberlerinin medyada bir 'Andıç' olarak yer aldığını iddia

 

Ekşi Türk medyasının tarihine utanç sayfaları olarak geçen 28 Şubat sürecinin önde gelen andıççısı olarak biliniyor. Meşhur 'Alçakları tanıyalım' başlıklı yazıda meslektaşlarına kurulan tuzağa ortak olmuş sonra da özür dilemek zorunda kalmıştı. Haliyle ülkede 'andıç' denince akla ilk gelen bir kaç isimden biri olan Oktay Ekşi'nin bir de sağa sola 'andıç' eleştirisi yapması hayli tepki çekecek gibi gözüküyor.

 

Andıççılar

 

(...)

 

Biliyorsunuz son günlerde bir “Balyoz” hikâyesi kamuoyunu işgal ediyor.

Birinci Ordu’nun 2003 yılında hazırladığı bir hükümet darbesi planı” varmış da, onun içindeki bir listede 137 gazeteci “Darbe için yararlanılacaklar” olarak saptanmış. “36 gazeteci de tutuklanarak” susturulacakmış.

Demokrasi tarihimize “darbe karşıtı” olarak adı altın harflerle yazılacak bu 36 değerli “demokrasi mücahidi” konuyu çok ciddiye almış olmalı ki, tuttular savcılığa bir suç duyurusunda bulundular.

O mene bir suç duyurusu idi, doğrusu anlayamadık ama yaptılar. Bunlardan biri, “Diğer 137 gazeteci de biz darbeciler tarafından kullanılmaya karşıyız diyerek savcılığa başvursun” istedi.

Tamam, kullanılmak istemiyorsan dikkat edersin. Nitekim biz bir tarihte Genelkurmay kökenli bir habere inanıp “Alçakları tanıyalım” dedik diye adımız “Andıççı”ya çıktı. Gerçeği öğrenince, bizi aldatanlara demedik laf bırakmadık. Mağdur olanlardan özür diledik, yine de iyi niyetimizi kabul ettiremedik.

Ama son iki senedir hemen her gün en az 10 adet “Andıç” türü yani el altından gelen, “doğruluğu kontrol edilmemiş” haber yayınlayanlar, kendilerine bir saniye için dönüp bakmadan başkalarını “Andıççı” olmakla suçluyorlar.

Hele bu yaptıklarını bir de “ilkelere bağlı gazeteciliğin gereği” diye yutturmaya kalkmaları yok mu, insan “Güleyim mi ağlayayım mı?” demeye mecbur kalıyor.

Gördünüz, yine olmadı. Necdet Açan’ın istediği yazıyı yazamadık.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar