Sahte içki ölümleri köşe yazılarında
Türkiye’de 9 Ekim’den bu yana 51 kişinin ölümüne neden olan sahte içki vakaları bugün birçok köşe yazarı tarafından gündeme getirildi.
Sahte içki nedeniyle ölümler artmaya devam ediyor. Kısa bir sürede 50 kişiden fazla insanın hayatını kaybetmesi sonrasında ölümlerin yeteri kadar gündemde yer bulmaması tepkilere neden oldu. Birçok köşe yazarı da konuyu bugünkü köşelerine taşıdı. İşte detaylar:
Habertürk-Kübra Par:
"Sahte içki yüzünden 1 hafta içinde 55 kişi can verdi. Yani tam 55 yuvaya ateş düştü... Başka bir nedenle bu kadar kişi hayatını kaybetse ülke teyakkuza geçerdi. Yetkililerden açıklama üstüne açıklama gelirdi. Ama bakıyoruz beklenen düzeyde tepki gelmiyor hükümetten. Ve insanlarda “Alkole karşı olduklarından içenlerin hayatını umursamıyorlar. Zaten bu kadar fahiş vergi zammı yapmalarının gerekçesi de sağlık değil yaşam tarzı dayatması” düşüncesi oluşuyor.
Üstüne bir de AK Parti Muğla İl Gençlik Kolları Üyesi olduğu ileri sürülen Fettah Can Türk isimli kendini bilmez, "Laikler; Recep Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak istiyorsanız bol bol sahte içki için" diye adice bir paylaşım yapınca sinirler iyiden iyiye geriliyor. Tamam, emniyet bir operasyon başlattı ama her konuda konuşan bakanlar, siyasetçiler en azından “Durumun takipçisiyiz, vefat edenlere rahmet diliyoruz” falan diyemez miydi?"
Habertürk-Murat Bardakçı:
"Korkuları gerçek olmadı, olması da zaten mümkün değil fakat vaktiyle İran’ın çektiği sahte içki belâsı şimdi bizim başımıza geldi ve son birkaç gün içerisinde elli küsur kişi can verdi!
Ama, ölümlerin sebebi bakımından İran ile aramızda büyük bir fark var: İranlılar içerken yakalandıkları takdirde başlarına bir iş gelmemesi, “şallak”, yani “kırbaç” yememek için içkilerini evlerinde imal edip gizlice içiyorlar; bizde ise tam tersi: Gözünü para hırsı bürümüş ve tam mânâsı ile profesyonel katil olan herifler metil alkolü yahut metanolü dayıyor, imal ettiği zehiri şişeleyip üzerine bir de “viski”, “votka”, her ne menemse onun etiketini yapıştırdıktan sonra piyasaya veriyor, bunlar etrafta şakır şakır satılıyor, alıp birkaç yudum içen de doğru öbür tarafa!..
Sahte içki imâline bahane mi istiyorsunuz? Alkolden alınan vergi yüksekmiş de, içki Türkiye’de bu yüzden pahalı imiş de, millet kendi içkisini evinde kendisi yapmak zorunda kalıyormuş da...
Lâf! Polisin ele geçirdiği sahte içkilerin fotoğrafları gazetelerde ve internetteki haber sitelerinde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Bu fotoğraflara bakın, ölümlere sebebiyet veren zıkkımların neredeyse tamamının evlerde imal edilenler değil, dükkânlarda ve mekânlarda satılmaları maksadıyla gizliye yapılıp şişelenmiş sahte müskirat olduğunu hemen farkedersiniz...
Tuhaflık şimdi başka şekilde devam ediyor, sahte içkinin sebep olduğu cinayetler sadece haberlerde kalıyor ve siyasetin gündemine gelemiyor. Türkiye günlerdir son senelerin en münasebetsiz tweetini, yani “ışıkların yanıp yanmadığı” meselesini tartışıyor, tamam, böyle bir boşboğazlığın tartışılıp bir neticeye bağlanması şart ama vahim, hattâ vahimden de öte sahte içki faciaları sadece haberlere konu oluyor ve gerektiği kadar konuşulmuyor."
Yeni Akit-Abdurrahman Dilipak:
"Hükümet içki ve sigara konusunda bir dizi önlemler aldı. Mesela faiz konusunda herkes çok daha fazla duyarlı gibi. Ama yapacak fazla bir şey yoktur. Para, banka, enflasyon, konuşuruz sadece. Kumar konusunda gelince o “yerli ve milli”dir. Milli Eğitim, Milli Savunma gibi bir de “Milli Piyango”muz vardır. İçkide reklamlar yasaklandı, vergiler yükseltildi, etil alkol satışı yasaklandı. Fakat alkole olan talep hâlâ yüksek. Birileri sahte içki üretip piyasaya daha uygun fiyatla sunuyorlar, birileri de alkolü evde üretip kendi içkisini üretmeye başladı.
Aslında sonuçlara müdahale etmeye çalışıyoruz, önemli olan sebepleri ortadan kaldırmak. İnsanlarımızı bu konuda bilinçlendirmemiz lazım. Acaba son yıllarda alkol tüketimi konusunda pazar verisi dışındakileri verileri kapsayacak şekilde bir çalışma yapıldı mı? Kaçak içki tüketim oranları nedir? Evde alkol üretimleri nedir? Kişi başına tüketim nasıl etkilenmiştir? Bu soruların cevabını bulmalıyız."
Yazının tamamına gitmek için tıklayınız
Türkiye-Fuat Uğur:
"İçki ve sigara üretimini tekel olarak elinde bulunduran devlet bu yetkisini özel şirketlerle paylaşmaya başladığında içki tüketicileri sevindi ama hesaba katamadıkları bir durum vardı ortada. Devlet, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) adı altındaki uygulamasıyla içki fiyatlarına tarihî zirveler yaptırmaya başladı. Devletin ÖTV’yi sigara ve içkiye bindirdikçe bindirmesinin bir nedeni vardı. Hem tüketiminden caydırmak, hem de “Caymayanlar varsa da bedelini ödesinler. Hiç olmazsa devletin kasasına da böylece para girer” anlayışı. Nitekim ilk şaşkınlıkla içki satışları düştü ama yüksek ÖTV nedeniyle devletin geliri azalmadı. Ama bu yaklaşımın doğru olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Bu ülkenin vatandaşlarının istatistiklere göre ezici bir çoğunluğu alkol kullanmıyor. Ama kullananlar da var ve bu istesek de istemesek de bir gerçek. Eğer bu yöntemle insanları alkolden vazgeçirmek planlanıyorsa ben size olan biteni anlatayım. Google’dan kısa bir araştırma yapın, evde içki yapımı ile ilgili o kadar çok site var ki... Ev reçeli tarifi verir gibi evde içki yapımı tarifleri havada uçuşuyor. Bir tanesine göz gezdirdim. Bu işten çok iyi anladığı belli bir uzman hazırlamış siteyi. Bir hayli de cafcaflı bir site. Her çeşit içkinin evde nasıl yapılacağı son derece basit bir dille anlatılıyor. Soru yönelten yüzlerce kişiye ise site sahibi tek tek cevap veriyor kimlik bilgilerini gizli tutarak. Yüksek içki fiyatlarını gören ve içkiye bir haftada 500-600 lira vermek istemeyen vatandaş da bu tarifleri bir güzel uyguluyor. Ben size söyleyeyim. En iyimser tahmine göre on binlerce kişi evde içki yapıyor. Adam alkolü bile evinde üretiyor. ÖTV ile devlet kasasına girmesi beklenen para da böylece düştükçe düşüyor. Bir de istatistiklere bakıp “Aaa, ne güzel alkol tüketimi azalıyor” diye seviniyorsun. Anlatsam inanamazsınız, gelir durumu iyi olanlar bile bunu yapıyor. Yapamayanlar, uğraşamayanlar ya da kendini gözü açık zannedenler de “Abi bak yeni kaçak içki geldi, fiyatı diğerinden 100 lira daha ucuz” diyen tekel bayisinin dolduruşuyla metil alkollü sahte içkiyi alıp gövdeye indirince bu dünyada kör olan gözlerini öteki dünyada açıyor. Bu durumda ne oluyor? Devletin “sağlığını kaybetmesin” diyerek alkolden yüksek fiyatla korumayı amaçladığı vatandaş, bağımlılığının tetiklediği hırsına yenilerek hayatını kaybediyor. İronik ama hem hayatını kaybediyor hem de günahkâr bir kul olarak bu hayata veda ediyor. Birileri “Zıkkım içsinler, ölürlerse ölsünler” diyebilir ama devletin birinci görevi kim olursa olsun vatandaşını korumak olmalı."