Şahin Alpay "Zaman'da yazdığım için pişmanlık duyuyorum"
Zaman gazetesi davasında savunma yapan yazar Şahin Alpay, duruşmada itiraflarda bulundu
Zaman gazetesi davasında savunma yapan yazar Şahin Alpay, "Zaman’da yazdığım için de pişmanlık duyuyorum. Bu hareketin karanlık yüzünü göremediğim için fena halde yanıldım” dedi.
Şahin Alpay, öteki gazetelerin hiçbirinde yazarlık yapma imkanı bulamadığı, ek gelire ihtiyacı olduğu için ve muhafazakâr kesimlerin demokrasinin ve hukuk devletinin erdemlerini kavramalarına bir katkısı olabileceği düşündüğü için Zaman gazetesinde yazdığını söyledi.
Şahin Alpay'ın savunmasından öne çıkan kısımlar şöyle:
'Yanılmışlık duygusu'
“Gülen hareketi ile ilgili hayal kırıklığım ise 15 Temmuz 2016’daki askerî darbe girişimiyle patlak verdi. İtiraf edeyim ki, o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Tabiî ki, idari bir kararla FETÖ/PDY olarak nitelenen ve silahlı terör örgütü olarak suçlanan Gülen hareketinin, hangi mensuplarıyla ve ne ölçüde gayrimeşru işlere ve 15 Temmuz darbe girişimine karıştıkları yargılamalar sonunda ortaya çıkacak. Ne var ki, kimi Gülen hareketi mensuplarının şu veya bu ölçüde 15 Temmuz darbe girişimine karışmış olduklarına dair emareler bütün yazarlık hayatım boyunca sivil yönetimi savunmuş, askerî darbelere, askerî vesayete karşı yazmış ve konuşmuş bir liberal demokrat olarak beni şok etti ve derin bir yanılmışlık duygusuna boğdu.”
'Fena halde yanıldım'
“Şurası muhakkak ki, Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı, bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim. Aynı ölçüde muhakkak ki Gülen hareketi mensuplarının bir askeri darbe girişiminde şu veya bu ölçüde rol alabilecekleri aklımın ucundan geçseydi, asla Zaman gazetesinde yazmazdım. 15 Temmuz darbe girişimini lanetliyorum, bu nedenle Zaman’da yazdığım için de pişmanlık duyuyorum. Bu hareketin karanlık yüzünü göremediğim için fena hâlde yanıldım.”
'Daha önce bir soruşturma yapılmadı'
“İddia edilen suçların hiçbiriyle ilgim yoktur. Gerek yaşam tarzım gerekse dinî inançlarım gereği herhangi bir dinî cemaat ya da gruba üye olmam söz konusu değildir. Aynı şekilde demokratik ve barışçı görüşlerim gereği herhangi bir yasa dışı terör örgütüne üye olmam da söz konusu olamaz. İddianamede söz konusu suçları işlediğimin delilleri olarak 19 Aralık 2013– 29 Mart 2014 tarihleri arasında Zaman’da yayımlanan yedi yazıma gönderme yapılıyor. Bundan üç- dört yıl önce yayımlanan bu yazılarım hakkında ya da herhangi bir yazım hakkında, gazetelerde yazmaya başladığım günden bugüne, herhangi bir soruşturma yapılmamıştır.”
'Tutukluluğum cezaya dönüştü'
“Tekrar etmek isterim ki, anayasal düzene yani demokrasiye ve onun ayrılmaz parçası olan hukuk devletine her zaman, bütün yazı ve konuşmalarımda bağlı oldum. AK Parti hükümetine yönelik eleştirilerim hiçbir zaman ifade özgürlüğünün anayasa ve insan hakları sözleşmeleriyle çizilen sınırları dışına çıkmamıştır. Aksine, Türkiye’de ifade özgürlüğünün güvence altında olduğu inancıyla kaleme alınmıştır. Yaklaşık 14 aydır tutukluyum. Tutukluluğum cezaya dönüştü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi haksız yere tutuklandığıma dair başvurumu ivedilikle görüşme kararı aldı ve Adalet Bakanlığı’na 4 Ekim 2017’ye kadar cevaplanmak üzere tutukluluğumla ilgili sorular yöneltti. İddianamede ileri sürülen suçların hiçbirisini işlemedim. Yargılama sonunda tümüyle aklanacağımdan kesinlikle eminim.”