Şafak Sezer için
Başbakan Erdoğan’ı eleştirmek “sevap” ya da “erdemlilik” de; “övmek” neden “onursuzluk” ya da “günah” oluyor?..
Şafak Sezer bunca hakareti hak edecek ne yaptı?..
Hırsızlık mı?..
Bir kadını taciz mi etti?..
Yolsuzluğa mı bulaştı?..
Başbakan’ın elini öpüp “iş” mi istedi?..
Ya da ihale mi kaptı?..
Ne yaptı Şafak Sezer de böylesine hakaret ediliyor?..
Gezi Park‘ta eyleme destek verdiğinde yere göğe koyulamayacak kadar “onurlu” idiydi de…
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın elini öpünce “onursuz” mu oldu?..
Olabilir mi?..
Hayret bir şey yani…
Bu nasıl bir muhalif anlayış böyle anlayan varsa beri gelsin…
Başbakan Erdoğan’ı eleştirmek “sevap” ya da “erdemlilik” de; “övmek” neden “onursuzluk” ya da “günah” oluyor?..
Şunu biri çıksın da anlatsın, biz de öğrenelim bu derin manayı…
Şafak Sezer diyor ki; "Bir insanı sevmek döneklikse Ben başbakanımı seviyorum Ne ak partiden anlarım Ne de siyasetten ... Kişileri sevmek emek ister"…
Bu sözün yanlışı nerede?..
Yok; olamaz da…
Şafak Sezer diyor ki; "Kimseden özür dilemem Ne çapulcudan ne yandaşdan Özür dilenecek hiç bir şey yapmadım Ağaç kesilmesin diye yürüdüm"…
Bu cümlenin yanlışı nerede peki?..
Bunun da yanlışı yok…
Peki bu kadar hakaret neden o halde?..
Yahu inanıyorsanız Allah aşkına, inanmıyorsanız da elinizi (varsa) vicdanınıza koyun ve söyleyin:
Siz bu yaptığınız hakaretlere “insanlık” diyebiliyor musunuz?..
Ya da “özgür düşünceye saygı” duyduğunuzu söyleyebilir misiniz?..
Biz cevaplayalım:
Bir insanı, bir insana olan duygularından (hem de güzel duygularından) ötürü böylesine aşağılayan birileri “insan” olamaz…
Vicdanları ise asla yoktur…
Özgür düşünceye saygı konusunda da fukaralar liginde ancak oynarlar…
Gezi Parkı eylemlerine katılırken de, Başbakan’ın elini öperken de samimiyetinden şüphe duymadığımız Şafak Sezer’i alkışlıyoruz…