Sabah eskisi kadar tarafsız değil (mi?)
Sabah gazetesi el değiştirdikten sonra rotasından saptı mı? Artık korkusuz ve özgür değil mi? Bir okur Sabah'a bunu sormuş:
GAZETECİLER.COM - 20 yıllık bir Sabah gazetesi okuru.
Eğriyi-doğruyu ayırt eden, zeki ve uyanık, sorgulayıcı bir okur profili...
İsmi Arkın Demir...
Deniz Fener'i haberleri (daha doğrusu habersizliği) nedeniyle eşiyle aralarında "SABAH eskisi kadar tarafsız mı, korkusuz mu, özgür çizgisini yitirdi mi?" tartışması çıkmış.
İçlerine Sabah'ın Deniz Feneri davasıyla ilgili haberleri es geçtiği yönünde ciddi bir kuşku düşmüş...
Bahsettikleri konu soruşturmayı yürüten üç savcının görevden alınması süreciyle ilgili... Bu konuda gazeteleri tarafından yeterince bilgilendirilmedikleri kanaatine varmışlar ve çareyi gazetenin Okur Temsilcisi Yavuz Baydar'a başvurmakta bulmuşlar.
Ona sormuşlar:
-"Sabah eskisi kadar tarafsız, korkusuz ve özgür" değil mi?
SABAH'TA BU KONUDA TEK
BİR YAZAR KALEM OYNATMIŞ
Yavuz Baydar, Deniz Feneri savcıları ile ilgili Sabah'ta yapılan haberleri incelediğinde okuruna hak vermiş. Çünkü bu haber Sabah'ta ilk anda küçük verilmiş. Sonrasında ise fikri takip yapılmamış. Dahası Sabah yazarları içinde sadece bir köşe yazarı (Nazlı Ilıcak) bu konu üzerine yazı kaleme almış.
YAVUZ BAYDAR SABAH'I ELEŞTİRDİ
Baydar diyor ki:
12 Eylül 2010 referandumu ardından hız kazanan yargı reformu, yeni düzenin yargı bağımsızlığı lehine yerli yerine oturması için, basının sıkı takibine ihtiyaç duyuyor. Deniz Feneri davası bu bağlamda önemli bir süreçtir. Kaldı ki, açılan çok kesitli tartışmada bakan da devreye girme kararını vermiştir. Demek ki, haberci merceğini gerekli kılan bir durum söz konusuymuş. Bu mercek kullanılmamış.
Medyanın çoğulcu yapısının güçlendiği, internetin yadsınamaz erişim ve kapsama gücünün olduğu ortamda, haber değeri taşıyan gelişmeler göz ardı edilemez. Hak ettiği yer verilmeyen haber okurda şüpheleri yeniden üretir. Kimi haberleri es veya teğet geçmek, sadece "güven açığı"nı besliyor.
Gerçeğe sadakat, "haber değeri"ne cesaretle sahip çıkmaktır. Bütün bunlar bir gün daha iyi anlaşılacak.
Yazının tamamını okumanızı öneriyoruz...
Buyrun
Eğriyi-doğruyu ayırt eden, zeki ve uyanık, sorgulayıcı bir okur profili...
İsmi Arkın Demir...
Deniz Fener'i haberleri (daha doğrusu habersizliği) nedeniyle eşiyle aralarında "SABAH eskisi kadar tarafsız mı, korkusuz mu, özgür çizgisini yitirdi mi?" tartışması çıkmış.
İçlerine Sabah'ın Deniz Feneri davasıyla ilgili haberleri es geçtiği yönünde ciddi bir kuşku düşmüş...
Bahsettikleri konu soruşturmayı yürüten üç savcının görevden alınması süreciyle ilgili... Bu konuda gazeteleri tarafından yeterince bilgilendirilmedikleri kanaatine varmışlar ve çareyi gazetenin Okur Temsilcisi Yavuz Baydar'a başvurmakta bulmuşlar.
Ona sormuşlar:
-"Sabah eskisi kadar tarafsız, korkusuz ve özgür" değil mi?
SABAH'TA BU KONUDA TEK
BİR YAZAR KALEM OYNATMIŞ
Yavuz Baydar, Deniz Feneri savcıları ile ilgili Sabah'ta yapılan haberleri incelediğinde okuruna hak vermiş. Çünkü bu haber Sabah'ta ilk anda küçük verilmiş. Sonrasında ise fikri takip yapılmamış. Dahası Sabah yazarları içinde sadece bir köşe yazarı (Nazlı Ilıcak) bu konu üzerine yazı kaleme almış.
YAVUZ BAYDAR SABAH'I ELEŞTİRDİ
Baydar diyor ki:
12 Eylül 2010 referandumu ardından hız kazanan yargı reformu, yeni düzenin yargı bağımsızlığı lehine yerli yerine oturması için, basının sıkı takibine ihtiyaç duyuyor. Deniz Feneri davası bu bağlamda önemli bir süreçtir. Kaldı ki, açılan çok kesitli tartışmada bakan da devreye girme kararını vermiştir. Demek ki, haberci merceğini gerekli kılan bir durum söz konusuymuş. Bu mercek kullanılmamış. Medyanın çoğulcu yapısının güçlendiği, internetin yadsınamaz erişim ve kapsama gücünün olduğu ortamda, haber değeri taşıyan gelişmeler göz ardı edilemez. Hak ettiği yer verilmeyen haber okurda şüpheleri yeniden üretir. Kimi haberleri es veya teğet geçmek, sadece "güven açığı"nı besliyor. Gerçeğe sadakat, "haber değeri"ne cesaretle sahip çıkmaktır. Bütün bunlar bir gün daha iyi anlaşılacak.Yazının tamamını okumanızı öneriyoruz...
Buyrun
