ANALİZ

Ruhat Mengi, sen sus bakayım!..

Şimdi ne hakla çıkıyor da “Muhteşem Yüzyıl”ı eleştirenlere kafa tutuyorsun?.. Ne hakla?..

Ruhat Mengi, sen sus bakayım!..

ADNAN BERK OKAN

Efendiiiim...
Şükür bu konuda da bölündük “karpuz” gibi…
“Bölün ki yerin bu yer değildir, ülkenin geleceği derdin değildir”…
“Ve… Allah kadını yarattı…”

Devamı:
“Ve… Allah Türk’ü yarattı…”
Daha da devamı:
“Bölünmek için…”

Aslına bakarsanız çok eğlenceli geçiyor son birkaç gün…
Muhteşem Yüzyıl’ın gösterildiği Çarşamba gecesinden sonrası daha doğrusu…
Ben şahsen çok eğleniyorum…
Ooooo…
Ne mailler geliyor…
Kimisi küfür - kıyamet
Çok azı da “tebrik” ediyor…
Biri diyor ki:
“Allah belânı versin… Koskoca Padişahın haremine nasıl girerler? Ve sen bunu nasıl savunabilirsin? Sen Müslüman değil misin?”
Bu postayı koyana(!) kısaca ve soruyla cevap verdim:
"Haremin ne demek olduğunu biliyor musunuz?..”
Harem
’in ne demek olduğunu biliyormuş ve karımı haremine alacakmış…

Bu postayı gönderenin adı belli değil çünkü nick kullanıyor ama IP’si var…
Yani kimliğini tespit etmek çok kolay…
Kolay ama şikâyet etsem ne olacak?..
Zavallı bir delikanlı belli ki…
Ona “din işte bu, padişahımız efendimiz de Allah’ın yeryüzündeki halifesi” diye öğretmişler…
Böyle bir delikanlıyı ciddiye almam İslâmiyet’e hakaret sayılır…

Harem haramsa, Mescid-Ül Haram ne?..

Ama belli oldu ki bu konuda bir yazı daha yazmam gerekiyor…
O halde Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca - Türkçe lûgatine bakalım...
Harem için şöyle diyor:
“Herkesin girmesine müsaade edilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer"...
Peki...
İkinci anlamı ne biliyor musunuz?..
Onu da Ferit Devellioğlu tarif etsin:
"Hac zamanında ihrama girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan kısım...”

Hâsılı "Harem" de "haram" gibi "h,r,m" sessizlerinden üretilmiş bir kelime...
Haram'ın kardeşlerinden biri yani...
"Haram" ne demek peki?..
Yine Devellioğlu’na başvuralım:
"Şeriatçe, dince yasak edilmiş şey. Tecavüz edilmesi, dokunulması men edilen, kutsal, mübarek"...

Buraya kadar tamam mı?..
Peki, "Mescid-Ül Haram" neresidir?..
Efendim, efendim?..
Tabii, tabii...
"Kâbe'nin bulunduğu en büyük mâbeddir" ya...
O halde "Haram" neydi bir daha hatırlayalım:
"Şeriatçe, dince yasak edilmiş şey. Tecavüz edilmesi, dokunulması men edilen, kutsal, mübarek"...

Eyvaaaahhhh!...
Gördünüz mü şimdi başımıza ne iş açtık?..
Haremden girdik, haramdan çıkacaktık…
Ama çıkamadık...
Çünkü...
Ve meğer Kâbe "Şeriatçe, dince yasak edilmiş şey" demekmiş...
Ve meğer Kâbe; "Tecavüz edilmesi, dokunulması men edilen, kutsal, mübarek" mekânmış...
Yaaaa....

Ve demek ki neymiş?..
Kâbe’ye girilmesi harammış…
Felâket!...
Felâket ama bunu söyleyen ben değilim ki…
Kur’an öyle buyuruyor…
Kur’an Kâbe için “Mescid-Ül Haram” diyor…
Nerede mi?..
Bakın…
“Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir….” (Bakara Suresi. 149. Ayet. Ali Bulaç çevirisi)
Ve Kur’ân’da sıkça yapıldığı gibi emrin aynen tekrarı hemen bir sonraki ayette…


Kamera nereye girer, nereye girmez!..

Tabii başka sivri akıllalar da var…
Padişahın haremine kamera sokanlar kansız hainlermiş…
Vay anasını!..
İyi de…
445 sene önce ölmüş bir devlet adamının odasına kamera sokmak(!) ayıpsa...
Yaşayan bir devlet adamının
(Baykal) odasına kamera sokmak ayıp değil mi?..
Sizi gidi mentereciler sizi!..

Neyse…
Derdim çoluk çocuk değil…
Ben onları, polise taş atan çocuklara benzetiyorum…
O zavallılar sadece taş atan el (hakaret eden dil)…
Asıl çete o delikanlıların arkasına gizlenerek “dindar” geçinen “dinci” ve “düncü”ler…


Senaristler ve romancılar eserlerinin tanrısıdır...

Şimdi geleyim Muhteşem Yüzyıl’a…
Bre Müslümanlar!..
Yahu film bu be film...
İnsanoğlu yazmış senaryosunu...
Size ters gelecek biliyorum ama şunu bilin ki; senaristler ve romancılar eserlerinin tanrısıdır...
Dilediğini yaşatır, dilediğini öldürür; istediğini Karun'dan zengin yapar, istediğini bir Türk asgari ücretlisinden fukara...
Size ne yahu?..
Meral Okay'ın kartvizitinde "Tarihçi" yazmıyor ki, "Senarist" yazıyor...
Kaldı ki; senaryoya danışmanlık yapanlardan biri aylardır HaberTürk ekranlarında Murat Bardakçı’ya partnerlik eden bir tarih doçenti olan Erhan Afyoncu
Öylesine saygın bir isim ki, itirazlarınız havada kalır…

Birisi, şöyle bir not göndermiş:
“Hadi Atatürk'ün yatak odası da film olsun!”
Altına da bir “link” eklemiş…
Linki tıklamadım ama gönderdiği postayı cevapladım…

Sevgili (adın doğruysa) Caner;
Atatürk'
ün hayatında tam 19 güzel kadın vardı...
Ve Atatürk seksi seven bir erkekti...
Film yapımcısı değilim. Eğer Atatürk'ün o tarafını anlatan filmler yapılmıyor, romanlar yazılmıyorsa bu; yapmayanların, yazmayanların ayıbıdır...
Mustafa Kemal'in Sofya'da ateşe iken yaptığı zamparalıklar dillere destandır ve sadece o 2 yılı anlatılsa muhteşem bir film çıkar ortaya...
Ayıp mıdır yaptıkları?..
Yanlış mıdır?..
Yoooo...
Bekâr adam istediği gibi yer, içer ve...
Size ne, bize ne?..
Sevgilerimle

Adnan


Ve öteki dünyanın “Kinci Düncü”leri…


Şimdi de bir Liberal olarak Ruhat Mengi’nin bu konudaki yazısına geleyim…
Ve VATAN’da “Buna da susarsanız helâl olsun!” başlığı altında yayımlanan yazısından bir alıntı yapayım önce…

“Liberalim, demokratım” etiketli yazarlar başta olmak üzere eğer millet bu dizinin kaldırılmasına ve hükümetin “RTÜK’ü bile beklemeden program kesme yetkisi”ne itiraz etmez ve önlemezse helal olsun onlara. Bari kafalarını kuma sokarak, ülkelerinde neler olduğunu iyice görmeyerek yaşasınlar, hayatları daha da kolaylaşır. İlerde tüm özgürlüklerini kaybettiklerinde sorumluluk, vicdan rahatsızlığı da duymazlar!


Hoop!...
Bir dakika Ruhat kardeşşş...
Sen sus bakayım...
Sen sus çünkü daha birkaç yıl önce Can Dündar'a demediğini bırakmadın...
Neler dediğini hatırlatsam ne olacak?..
Utanacak mısın?..
Yooo...
Peki, peki...
Al sana o halde...
Yahu sen Can'ın "Mustafa" filminin daha kafadan adına takmamış mıydın?..
Sen değil miydin, "Sen yüce Önder'in asker arkadaşı mıydın ki sadece 'Mustafa' diyorsun" diye azarlayan...
"Sen ne kadar kötü niyetlisin... Nasıl olur da yüce önderimiz Atatürk'ü yapayalnız, içkiden ve sigaradan başka zevki olmayan biri olarak gösterirsin?"  diye bağıran, çağıran da sen değil miydin ekranda?..
Şimdi ne hakla çıkıyor da “Muhteşem Yüzyıl”ı eleştirenlere kafa tutuyorsun?..
Ne hakla?..
Bu insanlar senin gibiler yüzünden “haklı” olmuyorlar mı bazen?..
Onları eleştiremeyeceklerin en başında sen geliyorsun...
Sen kendi putunu korumuştun…
Bunlar da kendi putlarını koruyorlar…
Birbirinize mana bulmayın şimdi…

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR