MEDYA KÖŞESİ

Ruhat Mengi, Nazlı Ilıcak'a öyle laflar soktu ki

Ruhat Hanım, zapping sırasında kendisini ekranda görenlerin nasıl küfürlerle kanal değiştirdiğini belli ki bilmiyor…

Ruhat Mengi, Nazlı Ilıcak'a öyle laflar soktu ki

GAZETECİLER.COM
Fena çakıyor Ruhat Mengi…
Kime çaktığını söylemiyor ama bal gibi belli kim olduğu…
Kim mi?..
Nazlı Ilıcak tabii…
Sevgili eşi Güngör Mengi’nin kendisini ciddiye alıp Başbakan’ı protesto eden bildiriye yan yana imza attığı Nazlı Ilıcak…
Neyse…
Ruhat Mengi, Nazlı Ilıcak'a bakın ne biçim çakmış!..

El hak, Nazlı Hanım için yazdıkları az bile…
Ama…
Ruhat Hanım, Nazlı Ilıcak’tan nefret edenler kadar olmasa bile, zapping sırasında kendisini ekranda görenlerin nasıl küfürlerle kanal değiştirdiğini belli ki bilmiyor…

Adnan Berk Okan

Bak şu konuşana!

“12 Eylül darbesini çok seven” kadın yazarı artık bilmeyen yok. Kendisi Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi geçmişindeki 3 darbeden biri olan ve tabii ki “darbenin alâsı” sayılan 12 Eylül için:

Darbe öncesi “13 ilde sıkı yönetim yürürlüğe girdi. Huzura susamış milletimiz yürekten sesleniyor; merhaba asker”, sonrasında ise “12 Eylül bir darbe değildir diyen Org. Evren’e tamamiyle katılıyoruz. 12 Eylül ne bir darbedir, ne de bir ihtilal”, “12 Eylül’ün gerekçesi haklıdır, terörden bezen halkın meşru müdafaaya geçtiği gündür” diye yazan kişidir.

Bugüne kadar her iktidara, her başbakana nasıl yanaştığı ve hatta “yağdanlık” olmayı açıkça başka gazetecilerin yanında teklif ettiği ise Hürriyet Yazarı Yalçın Doğan’ın 16 Ekim 1997 tarihli yazısıyla belgelenmiştir.

Bunları bildikten sonra artık o yazarın meslektaşlarının adını, yazılarını kötü niyetle ve farklı anlamlar yükleyerek köşesinde yayımlamasına TV’lerde abuk subuk yorumlarla söz ederek hedef göstermesine veya bir gazeteciye yakışır şekilde gerçeklere ve yazılara bağlı kalmak yerine tam da kifayetsizlerin yöntemiyle tartışmaları kişiselleştirmesine şaşırabilir misiniz?

Yine “12 Eylül’ü ne kadar sevdiğini” hemen unutuvermiş ve yıllardır süren, insanları canından bezdiren darbe iddialarıyla ilgili olarak bir çok yazarın ve benim de eski yazılarımızdan alıntıları (Umur Talu’nun ‘kimler için yazdığı belli olmayan’ yazısından başlayarak ve keyfince isimler seçerek) köşesine taşımış. Bir de üstüne “yanıltmak ve utanmak” gibi bir başlık koyunca, insan “başkalarına utanma dersini sen mi vereceksin, dön de kendine bir bak” deme gereği duyuyor açıkçası... TV’lere çıktığı dakika izleyicinin “görür görmez kanal değiştiriyorum” diyeceği kadar dayanılmaz ve güvenilmez hale gelmiş isimlerin başkasına utanmaktan söz etme hakkı olamaz.

Ruhat Mengi’nin yazısının tamamını okumak için.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 3 yorum