MEDYA KÖŞESİ

Ruhat Mengi, aldatmalara karşı!

Meselâ “yandaş medya” sözü; “devlet gücünü elinde bulundurması, ülkenin geleceğiyle ilgili kararları alması,

Ruhat Mengi, aldatmalara karşı!

GAZETECİLER.COM
Ruhat Mengi
iyiden iyiye siyasete sardı görüyor musunuz?..
Kafasına koymuş; medya tarihimize “Laiklik ve Siyaset Uzmanı” olarak geçecek…
Bugün de “Kavram kargaşasıyla aldatma” koymuş yazısının başlığını ve siyasal iktidara destek verdiğine inandığı medyaya “Yandaş medya” diyerek çakmış…
Bakın yazısının bir yerinde ne diyor?..

 Meselâ “yandaş medya” sözü; “devlet gücünü elinde bulundurması,

Ruhat Mengi dünkü programında da “ben meslek hayatım boyunca hep iktidarlara muhalefet ettim” dedi…

Güldüm…

Bunu söyleyen hanımefendi belli ki hafızamızla alay ediyordu çünkü DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’e köstek, ANAP Genel Başkanı Yılmaz’a ise görülmemiş ölçülerde destek verdiğinde yıl 1998’di ve Çiller hanım muhalefette, Mesut Bey ise iktidardaydı ve Başbakan’dı hem de…

A.B.O.

 ülkenin geleceğiyle ilgili kararları alması, ekonomiden ve her konudan sorumlu olması” nedeniyle her ülkede (ki gerçek demokrasinin olduğu yerde zaten olmaz) sadece “iktidarı koruyup kollayan medya” için kullanılır. Oysa Türkiye’de hemen ona da alternatif bulundu; “muhalefete yandaş medya”...

Komedi ötesi bir durumdur bu...

Komedi ötesi bir durumdur bu... Her neyse devam...

Tabii bu beyin yıkama “seçmen aldatma”da işe yaradığı gibi AB’yi ve yabancı basını aldatmada da son derece etkili oluyor.

Birkaç gün önce İngiliz Financial Times gazetesi, tümüyle yanlış ve yönlendirilmiş şekilde, Türkiye’deki son durumla ilgili “yargıdaki kavga; geleneksel olarak katı laik olan üst düzey yöneticilerle, onların ‘Başbakan Erdoğan hükümetini destekleyen muhalifleri’ arasındaki kavganın ürünü” diye yazdı. Erzincan olayının hangi nedenle çıktığı, olayın gerçekte rejimi ilgilendirdiği ve diğer tüm gelişmeler onları ilgilendirmemişti. Çünkü okudukları (veya dinledikleri) kişiler onlara meseleyi böyle anlatıyor.

Yine Erzincan olayının hemen ertesinde iktidara yakın gazetelerde Cumhurbaşkanı Gül’ün “Acilen yargı reformu gerekli. Bunun için de AB uygulamalarına bakılmalı” sözü alkışlarla yer alıyor, yanında da “Zaten AB raporu da ‘Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı değişmeli’ diyor” yorumları yapılıyordu. AB raporunda tamamen aksi, yani “HSYK’nın başından Adalet Bakanı ve Müsteşarı çekilerek siyasetten bağımsız hale getirilmesi”nden sözedilirken bu da yalana dönüştürülmüştü.

 

Ve daha neler neler…
Tekmili birden

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar