ROK: Reformlara düşman olmak, Türkiye’ye düşman olmaktır
Güneş yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, "Hükümete yakın kimi mecralarda sermayeyi ülkeden kaçırtacak tutumlar var. Yapmak zorunda olduğumuz hukuk ve saydamlık reformlarına düşman olmak Türkiye’ye düşman olmaktır" dedi.
Güneş gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, bugünkü köşesinde "Hükümete yakın gibi kendini gösteren kimi isimlerde paranın ve yabancı sermayenin düşmanı, dolayısıyla şu an gündemde olan reformların düşmanı öyle akılsızca yazılar ve konuşmalar görüyorum ki hayretler içerisinde kalıyorum" diyerek eleştirilerde bulundu:
Hükümete yakın kimi mecralarda sermayeyi ülkeden kaçırtacak tutumlar var. Yapmak zorunda olduğumuz hukuk ve saydamlık reformlarına düşman olmak Türkiye’ye düşman olmaktır.@barissoydan @laplace2011 @nasrullahayan @ykaratepe @AtillaYesilada1 @sozcumuratogluhttps://t.co/eyWEiTabsY pic.twitter.com/tmK1zcBCWm
— Rasim Ozan Kütahyalı (@RasimOzan_K) December 12, 2020
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti yabancı sermayeyi kaçırtmak ve dolayısıyla faizleri artırmaktan başka işe yaramayan bu tarz Eski Türkiye zihniyetini tasfiye etmek amacıyla iktidara geldi. Yabancı sermaye düşmanlığı bildiğimiz klasik Eski Türkiye Mümtaz Soysal tarzı Ankara kafasıdır ve Türkiye'yi sefil bırakmıştır. AK Parti bu zihniyete karşı kurulmuş ve iktidara gelmiştir. Herkesin üzerine çok konuştuğu faiz meselesini ise tüm yurttaşlarımızın anlayacağı bir örnekle anlatmak isterim. Diyelim ki yaşadığınız semtte 30 daireli güzel bir apartman var. O semtte başka güzel apartman olmadığından apartmanın sahibi aylık 5-6 bin TL'den daireleri kiralamış. O sırada yeni apartmanların inşası için araziler imara açılıyor. Bu arsalara dışarıdan sermaye ile yeni apartmanlar yapılıyor. Bu yeni gelişmeden en çok apartman sahibi zarar eder. Çünkü yeni apartmanlar ortaya çıkınca 5-6 bin TL'ye evlerine kiracı bulamaz. Daire başı kira fiyatını 2-3 bin TL noktasına indirmesi zorunlu olur. Faiz de aynı verilen daire kirası gibidir. Faiz ile kira arasında hiçbir fark yoktur. Ne zaman ki ülkede parayı bollaştırırsın, orada paranın değeri azalır. O zaman sanayicimiz, tüccarımız, esnafımız, işçimiz, çiftçimiz, emekçimiz düşük faizlerle kredi bulabilir ve işlerini büyütebilir. Düşük faizli kredi ülkenin önünü açar. Sermaye bollaşınca paraya ulaşmak ucuzlamış olur. Bir şey ne kadar çoksa, değeri o kadar azalır. İşte o yüzden ülkemize nereden gelirse gelsin kaynağı ne olursa olsun bol sermayenin akmasını sağlamalıyız. Başkan Erdoğan'ın önayak olduğu Varlık Barışı yasası tüm dünya sermayesini kapsayacak şekilde genişletilmeli ve süresi uzamalıdır. Gelen paraya sıfır vergi/sıfır sorgu politikası çok doğrudur. Faiz ancak bu rasyonel yöntemlerle kalıcı olarak düşer.