MEDYA KÖŞESİ

Reha Muhtar sansürlenen haberini yazdı

İşte 12 Eylül sonrasında Milliyet'te genç bir muhabirken yaşadıklarını gazetecilere meslek dersi gibi kaleme alan Reha Muhtar'ın anlattıkları...

Reha Muhtar sansürlenen haberini yazdı
GAZETECİLER.COM - Reha Muhtar 12 Eylül'de sansürlenen bir haberini köşesine taşıdı bugün.

Tecrübeli gazeteci 30 yıl önce genç ve cıva gibi bir muhabir olduğu zamanlarda elde ettiği bir haberi ckeck etmek için nasıl çabaladığını, haberin doğru olduğunu öğrendiği zaman, manşete taşınacağından emin bir şekilde nasıl gurulandığını, ancak haber sansürlendiğinde neler hissettiğini okurları ile paylaştı.

İşte Muhtar'ın gazetecilere meslek dersi gibi kaleme aldığı o yazıdan çarpıcı bölümler:

12 Eylül 80 darbesi sırasında Milliyet Gazetesi'nde genç fakat çarpıcı haberlere ve manşetlere imza atan cıva gibi bir muhabirdim...

Çok sevdiğim bir arkadaşımın, çok etkin bir konumda olan diplomat babasından "Türkiye'nin Fransa'dan bütün ithalatı durdurduğunu" öğrenmiştim...

Haberi aldığım andan itibaren elim titremeye başlamıştı...

Türkiye Ermeni meselesinde Fransa'nın olumsuz tutumundan dolayı, Fransız firmalarından bütün ithalatı durdurmuştu...

Bu habere manşet kelimesi yetmezdi...

Ertesi günü yer yerinden oynardı...

Gençtim; böyle bir haberin Milliyet gibi bir gazetede manşetten yayınlanmasının sonrasında çıkacak spekülasyonları nasıl kaldıracağımı bilemiyordum...

Haber doğruydu, arkadaşımın babasının bana yalan söylemesi için hiçbir neden yoktu... Kendi oğlu gibi severdi beni...

Ne ki içimi kurt kemiriyor, "ya yalanlarlarsa ne yaparım" diye mesleğimin en keskin virajlarından birini yaşıyordum...

***

Haberi yazdım gönderdim...

İstanbul'da gazete ayağa kalkmıştı...

Haberi birinci sayfadan manşete taşıyorlardı...

Gazetenin Ankara temsilcisi Orhan Tokatlı; gece 22'de bakanı arayıp çek etti...

Bakan Sermet Pasin; haberi duyunca telefonda irkildi;

-"Nereden duydun bu haberi Tokatlı?.." dedi... Orhan Tokatlı soruyordu;

-"Doğru mu haber sayın bakanım?.."

Cevap 12 Eylül günlerinin özeti gibiydi...

-"Nereden duydun bu haberi Tokatlı?.."

Sonunda Tokatlı duyacağını duymuş; telefonu kapatmıştı...

Bana dönmüş;

-"Hiçbir şey söylemiyor... Nereden duydun deyip duruyor... Demek ki haber doğru... Manşet yapıyoruz dedim Bakan'a..." diye konuşmuştu...

***

Akşam saatlerinde ben de Fransız Büyükelçisi'ye konuşmuştum...

Beyaz saçlı kurt bir diplomattı...

Beni rezidansında ağırlamış;

-"Yok böyle bir şey nereden çıkartıyorsun?.. Genç bir gazetecisin...Yanlış bir haber meslek hayatını mahveder..." demişti...

Bende şüphe uyandırmış, acaba haberim yanlış mı diye karnıma ağrılar sokmuştu...

Amaç, beni haberimle ilgili şüpheye düşürüp, haberi yazdırmamaktı...

Rahmetli Orhan Tokatlı haberi bakandan teyid edince, yazmıştım gönül rahatlığıyla...

Gece kutlamak için Tokatlı bizi, "içmeye götürmüştü..."

Arka arkaya şarap kadehlerini deviriyordum... Birkaç haftaya kadar Atina'ya gidecektim... Mesleğimin, gençliğinde ve zirvesindeydim...

***

Ertesi sabah, gazetede haber yoktu...

Fransız büyükelçisi ve ekonomiden sorumlu Bakan birlikte, 12 Eylül rejiminde haberi sansürlemişlerdi...

Gece vakti matbaaya geçilen bir teleks mesajında "kamu yararı açısından, haberin yayınlanmaması, aksi halde, gazetenin dağıtımının durdurulacağı ve sorumlular hakkında cezai işlem yapılacağı" söyleniyordu...

12 Eylül darbesinde Milliyet gazetesine yapılan sansür, o günkü Fransız Büyükelçisi'nin girişimi ve Devlet Bakanı Sermet Refik Pasin'in inisiyatifiyle gerçekleşmişti...

Demokrasi kahramanı, demokrasinin beşiği ülkelerin, iş çıkarlara geldi mi askeri rejimlerle nasıl ittifak yapabileceğini 80 darbesi esnasında gencecik bir gazeteciyken görmüştüm...

***

Haberimin sansür yemesine, genç gazeteci rüyalarımın kesintiye uğramasına rağmen, ne Fransa'dan nefret ettim, ne de Paris'i en hatırlı şehrim olarak saymaktan vazgeçtim...

 

REHA MUHTAR'IN TÜM YAZILARI

ÇOK OKUNANLAR