POLEMİK

Rasim Ozan'dan Ahmet Hakan'a 23 Nisan sözü!

Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Hakan'ın "şebelek" yazılarına yanıt verdiği yazısında topu Ahmet Kekeç'e attı...

Rasim Ozan'dan Ahmet Hakan'a 23 Nisan sözü!
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın "şebelek" ifadesiyle hedef aldığı ve "Bank Asya'dan 3.7 milyon lira kredi aldın mı" diye sorduğu Rasim Ozan Kütahyalı'dan yanıt geldi.

KEKEÇ'E YANIT VERİRSE 23 NİSAN'DA ONU MUHATAP ALACAĞIM

Kütahyalı Sabah gazetesindeki köşesinde Hürriyet ve Doğan Grubu'nu hedef aldığı yazısına düştüğü not ile Ahmet Hakan'ı Ahmet Kekeç'e havale etti. Hakan'ı Kekeç'in 8 Ocak'ta yayınlanan yazısındaki sorulara yanıt vermeye davet eden Rasim Ozan "söz veriyorum önümüzdeki 23 Nisan'da 24 saatliğine onu muhatap alacağım." dedi.

İşte Kütahyalı'nın yazısındaki ilgili bölüm:

Aydın Doğan satın alıp tasma taktığı kölesini küfür ve iftiralarla üstüme salmaya devam ediyor. Son kullanma tarihi dolmak üzere olan köle, Star'dan Ahmet Kekeç'in 8 Ocak 2014 tarihli yazısında ortaya koyduğu somut kanıtlara tek tek cevap verirse söz veriyorum önümüzdeki 23 Nisan'da 24 saatliğine onu muhatap alacağım. 23 Nisan saçı sakalı aklarla dolup fiziken çökse de zihni ergen kalanların da bayram günüdür.

RASİM OZAN KÜTAHYALI TÜM YAZILARI

İŞTE AHMET KEKEÇ'İN O YAZISI

COŞMA MUHTEREM

Gazeteci şunu yapmazmış, bunu yapmazmış… Mektup taşımazmış… Ulaklık yapmazmış… Kavgada taraf olmazmış, kavgayı yazarmış… Hükümetin gazetecisi olmazmış… Cemaatin gazetecisi de olmazmış… Gazeteci yolsuzlukların üzerine gidermiş…

Doğru…

Gazeteci bunları yapmaz…

Gazeteci yakın akrabalarının ihale aldığı belediyelere “Kaldırımlar pırıl pırıl, bal dök yala” diye övgüler de düzmez.

Gazeteci yediği içtiği mekânların reklamını da yapmaz…

Gazeteci akraba şirketlerine ortak da yazılmaz.

Gazeteci, başkalarının patronunun aldığı “bilmem kaç yıl ödemesiz devlet kredisini” yazıyorsa, kendi patronunun aldığı bilmem kaç yıl ödemesiz devlet kredisini de yazar.

Gazeteci, “Sendikal haklar, emek, alın teri, THY’deki grev” diye afur tafur savuruyorsa, kendi patronunun şirketleri için de küçük bir tecessüs geliştirir ve “Senin şirketlerinde niçin grev yok patron? Niçin sendikaya izin vermiyorsun? Niçin hak arama mekanizmalarını ortadan kaldırıyorsun?” diye sorar.

Gazeteci, “Çirkin mimari, İstanbul’un silueti, tarih elden gidiyor” diye feveran ediyorsa, dönüpTrump Towers’a da bakar, “Bu ne çirkin mimari, bu ne şekilsiz dikit, İstanbul’un silueti elden gidiyor” der…

Gazeteci “Yolsuzluk var… Hırsızlar…” diye bağırıyorsa, “Çamur yapalım, Korkmaz Yiğit’in 1 milyon dolarının üzerine yatalım”diyen patron damadı için de iki satır karalar.

Gazeteci, “Genelkurmay başkanlığı açıklama yaptığında ‘hoş geldiniz paşalar’ mı diyeceğiz?” diye sormadan önce, “27 Nisan e-muhtırasında ‘hoş geldiniz paşalar’ demiştim, bir muhtıraya açıkça destek vermiştim. Ben ne ilkesiz bir adammışım!” diye nedamet getirir.

Gazeteci mektup taşımaz…

Doğru.

Gazeteci patronuna mikrofonluk da yapmaz…

Gazeteci taraf olmaz… Doğru.

Gazeteci medyadaki ideolojik kapışmada taraf olup, “İsmail’in anasını nasıl bellediğini” de ballandıra ballandıra anlatmaz.

Cemaatin gazetecisi olmaz… Doğru.

Holdingin gazetecisi de olmaz…

Hükümetin gazetecisi olmaz… Doğru.

Refahyol’un gazetecisi de olmaz.

Gazeteci, “Ben olsaydım, Başbakan’a bu 10 kazık soruyu sorardım… Sanırım bu soruları soracağım için beni Dolmabahçe’deki kahvaltılı toplantıya çağırmadılar” diye hava atmadan önce, “Başbakanlık konutunda, Erbakan’ın karşısında, beyaz çoraplı ayaklarıyla, dizlerini bitiştirmiş, terbiyeli damat kıvamında oturan gazeteci kimdi?” diye sorar.

Gazeteci yolsuzlukları yazar… Doğru.

Gazeteci şunları da yazar: “Yolsuzlukları yazıyorum ama beraat-ı zimmet asıldır. Kimseyi peşinen suçlu ilan etmemeliyiz. Bir vakitler şirket ortaklığı yaptığım ağabeyimi yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alıp ağır işkencelerden geçirmişlerdi. Beni de yolsuzluktan pay alan bir hırsız gibi teşhir edip, nasıl coştuğumu yazmışlardı. Son yolsuzluk iddiaları için de mahkeme kararını beklemeliyiz!”

Gazeteci kamu adına hükümet edenleri denetler… Doğru.

Gazeteci, hükümet edenlere karşı kurulmuş “Holding-Medya” destekli darbe konsorsiyumlarını da denetler.

Gazeteci mektup taşımaz…

Doğru.

Gazeteci, dedikodu da taşımaz.

Gazeteci goygoyculuk yapmaz… Doğru.

Gazeteci, “Baykal’ın konuşması hakikaten şahaneydi, hakikaten mükemmeldi, hakikaten ikna ediciydi… Kemal Kılıçdaroğlu da rakibinin açığını yakalayan bir boksör gibiydi!” diye goygoyculuğun dibini de bulmaz.

Gazeteci, tarafsız olur… Doğru.

Gazeteci icabında hükümetçi, icabında Ergenekoncu, icabında TÜSİAD’cı, icabında Baykal’cı, icabında Kemal’ci, icabında Sarıgül’cü, icabında çapulcu, icabında kürtajcı, icabında cemaatçi de olmaz.


Deneme
ÇOK OKUNANLAR