GÜNDEM

Rasim Ozan Kütahyalı'dan çarpıcı tespit!

Mart 2016 tarihinde kaleme aldığı yazısının 15 Temmuz’da gerçekleştiğini söyleyen Rasim Ozan Kütahyalı, yeni darbe uyarısında bulundu. Kütahyalı, "Hedef Türkiye ve Başkan Erdoğan’dır. Objektif bir tespit olarak durum budur." diye yazdı.

Pınar Erden
Pınar Erden[email protected]
Rasim Ozan Kütahyalı'dan çarpıcı tespit!

Güneş yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Türkiye'de darbeyi amaçlayan ve iç karışıklığa sebebiyet verecek kıpırdanma olduğuna dikkat çekti ve "Bu askeri hareketlilik ve kaynaşma tüm Türkiye’de dehşet bir kaos ve kargaşa ortamını tetikleyecek çok feci olayları ardı ardına getirebilir" ifadelerini kullandı.

Türkiye’yi seven herkesin net şekilde tavır koymasının zorunlu olduğunu söyleyen Kütahyalı, Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ile konuştuğunu söyledi ve Pekin'in açıklamalarını okuyucuları ile paylaştı.

Türkiye ve Erdoğan’ı hedef alan operasyonlar

Hiç lafı eğip bükmeye gerek yok. Şu an Türkiye’de askeri darbeyi amaçlayan ve netice olarak büyük bir iç karışıklığa sebebiyet verebilecek militarist bir kıpırdanma vardır.
27 Mart 2016 tarihinde “F-16 pilotlarının en az yarısı Fetullahçı ve bunlar Türkiye’ye saldırabilir” diye yazdığım ve 15 Temmuz geldiğinde maalesef haklı çıktığım yazının başlığını bir kez daha attım bu yüzden. Hedef Türkiye ve Başkan Erdoğan’dır. Objektif bir tespit olarak durum budur.

***

Bu askeri hareketlilik ve kaynaşma tüm Türkiye’de dehşet bir kaos ve kargaşa ortamını tetikleyecek çok feci olayları ardı ardına getirebilir. Bu ülkeyi seven hiç kimsenin bir kaos ve kargaşa ortamını isteyeceğine inanmak istemiyorum. Bu topraklar hepimizin. Siyasi bir hırs ve makyavelizmle bu hain ve rezil plandan medet umanlar açıkça vatana ve insanlığa ihanet etmiş olurlar.

***

O yüzden Başkan Erdoğan’ın en sert ve koyu muhalifi olsalar bile Türkiye’yi seven herkesin şimdiden net şekilde tavır koyması zorunludur. Birileri 76 yaşındayken bile bitmek bilmez ihtiraslarıyla yine 27 Mayıs tarzı birşeyler olacak da bu ortamda da bize “Cemal Gürsel rolü” düşer diye bekliyor olabilir.
Fakat TSK bağlamında yalın gerçek şudur ki en az 15 bin Fetullahçı Terör Örgütü’ne bağlı subay daha muvazzaf durumdadır. En az 15 bin’dir bu rakam. Tüm askeri personel içindeyse en az 40 bin kişi. Bunlar FETÖ’cü kimliklerini kamufle etmek için birilerinin çok istediği o “Cemal Gürsel rolü”nü de verebilirler ama son tahlilde FETÖ’nün borusu öter.

***

27 Mart 2016 tarihinde verdiğim Fetullahçı F-16 pilotları rakamlarından ne kadar eminsem bu yazdıklarımdan da o kadar eminim. Bunlar kışlalarda sabah akşam Fetullah Gülen’e küfreden ve çeşitli sol ve sağ ideolojik görünümlerde bukalemun gibi beklemektedirler.

***

Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum... Ben Nisan 2016’da bu yazı sebebiyle Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gittiğim zaman FETÖ ile mücadeleden sorumlu askeri başsavcı Kurtuluş Kaya kendisiyle ilgili 2009 senesinden itibaren Zaman gazetesinde aleyhinde yapılan haberlerin gazete küpürlerini tek tek göstermişti. FETÖ’nün her dönem hedefinde olmuş Atatürkçü bir Türk subayı olduğunu haykırıyordu ve bu örgütle mücadeleye kararlı bir hukukçu görünümündeydi. Fakat 15 Temmuz geldiğinde anlaşıldı ki bu adam en has FETÖ’cülerden biri. Sonrasında ülkeden firar etti. Şu an Almanya’da yaşıyor ve geride kalan arkadaşlarının yapacağı yeni bir numarayı bekliyor.

***

FETÖ tüm rolleri dağıtmış ve bu rollerin inandırıcı olması için örgüt gazetesinde aleyhinde yüzlerce haber yapılan FETÖ’cü subaylar var Türkiye’de.  Bu FETÖ öyle bir karmaşık istihbarat ve casusluk örgütü ki arka planda bir darbenin içinde olup ardından da nefret ettiği siyasetçileri “FETÖ’nün siyasi ayağı” diye bizzat Kurtuluş Kaya gibi kendi savcılarıyla tutuklamaya kalkar. Kimi akılsız muhteris subayları da suya götürüp susuz getirir. Önce onlara çengel atar sonra da öne onları sürer. 15 Temmuz ihanetinde de aynısını yapmıştı. Bakın bu bahsettiğim “En az 15 bin FETÖ’cü subay” rakamı ankesör soruşturması dahilinde “geçici görevden uzaklaştırılmış” binlerce subayın dışında bir olgudur.

***

Elbette 15 Temmuz 2016 konjonktüründe değiliz. Tüm komuta kademesi ve üst düzey generallerimiz sapasağlam ve Türkiye’ye yürekten bağlıdırlar. Cuntacılık tabiriyle onlara çengel atmak kolay değildir. 15 Temmuz’da olduğu gibi FETÖ’nün 45 Tugay komutanlığını birden kendi emrine alabilmesi mümkün değildir. Zaten şu anki hareketlenmenin idareyi ele alması da imkansız ama dediğim gibi bir kaos oluşturmak, bir iç karışıklık çıkarmak zaten burada ana hedef gibi görülmektedir.

***

Birileri de maalesef bu blitzkrieg yani yıldırım yöntemiyle yaratılmak istenen iç karışıklıktan medet ummaktadır. Yine boş hayaller kuruyor birileri. Ah ahhh 27 Mayıs 1960’dan beri değişmiyor birilerinin kafası...

***

Şu ana kadar mevcut objektif durumu anlattım ve dikkat ederseniz hiç siyasi değerlendirme yapmadım. Benim yapmam da doğru olmaz. Fakat TSK’nın içini çok iyi bilen ve FETÖ’nün tezgahıyla hapis de yatan Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ile dün konuştum. Bana aynen söylediğini yazıyorum...

“Önce RAND Corporation’ın inanılmaz manipülatif raporu ardından İlker Başbuğ’un sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’nün siyasi ayağı olarak Tayyip Erdoğan’ı hedefleyen demeçlerinin üst üste gelmesi tesadüf olamaz. Hayatta böyle tesadüfler mümkün değildir. Bir plan var”

***

Biliyorsunuz daha birkaç gün önce Başkan Erdoğan grup toplantısında Korgeneral İsmail Hakkı Paşa’yı da sert dille tenkit etti. Pekin de her zaman Erdoğan muhalifi olmuş bir insan. Fakat analizlerini siyasi görüşlerinden ayırarak nesnel yapıyor. Çünkü önce fotoğrafı objektif biçimde çekmemiz gerekmektedir.

***

Ben 27 Mart 2016’da 15 Temmuz tipi bir askeri kalkışmayı hedefleyen FETÖ gerçeğini yazdığımda da “Yine askeri darbe bahanesiyle hükümeti mağdur gibi göstermeye çalışıyor” benzeri yorumlar olmuştu. Fakat ben içinde zerre manipülasyon bulunmadan o dönemki fotoğrafı çekmiştim. Şimdi de aynısını yapıyorum. O dönem özellikle bir eski asker üstelik İngilizce olarak uluslarası medyaya da “Hükümet mağdur gösterilmeye çalışılıyor” teziyle yazılar yazmıştı. 2016’da yaklaşan darbe tehlikesini küçümsemeye aşırı gayret etmişti. Aynı isme RAND’ın bu raporunda da neredeyse 50 kere referans yapılıyor. Bu da başka bir ilginç detay.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar