ANALİZ

Radikal'deki beyazlar, Akif Beki'yi neden sevmiyor?

Seni eleştiren ve hatta seni bıktırıp pes etmeni ve bulunduğun mevzii terk edip gitmeni isteyenler var ya...

Radikal'deki beyazlar, Akif Beki'yi neden sevmiyor?

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Akif (Beki);
Korkarım adım, “Mektupçubaşı”na çıkacak bu gidişle…
Neden sadece “Mektupçu” değil de Mektupçubaşı”
Herkesin "Baş" olduğu bir medyada bana da bir "baş" olmayı çok görme be Akif!..
Hem biliyorsun ki eğer Osmanlı Sarayı’nın son zamanlarında yaşasaydım ben de “baş” unvanlarından birini alırdım mutlaka…
Çünkü o zaman Saray’da “baş”tan geçilmiyordu…
Tıpkı bugün senin de “yazar” olarak görev aldığın kurumda “Başyazar”dan geçilmediği gibi…

Değerli kardeşim;
7 Aralık 2010
tarihli makalenin bir yerinde Radikal’in "Öğrenciye aslan, holigana kuzu” başlıklı manşetini eleştirerek Yeni Radikal’de ortalığı yangın yerine çevirdin...
Önce hemen bir hatırlatma yapayım değerli kardeşim…
Haddini aştın(!)…
Sığmadın odana, bendini taştın…
Sen Hıncal mısın ki gazeteni eleştireceksin?..
Dinç Bilgin, Turgay Ciner ve sonunda Ahmet Çalık ne dedi Hıncal için:
“Hıncal’dır ne yazsa bize müstahaktır!”…
İyi ama sen Aydın Doğan’dan böyle bir “ruhsat” aldın mı ki Hıncallaşıyorsun?..

 Şimdi döneyim 7 Aralık gününe…
"Öğrenciye aslan, holigana kuzu” manşetinin tersi asla ve asla senin yazdığın şekilde olamaz Akif
Yani “Emniyete gaddar, vandalizme anlayışlı” ya da “Polise acımasız, militana şefkatli” veya “Otoriteye şedit, anarşizme hoşgörülü” olamaz…
Çünkü öğrencinin yerine vandalzimi koyamazsın…
Tıpkı militanı ve tabii anarşizmi de koyamayacağın gibi…
Koyarsan ne olur?..
O gençlere "haksızlık" etmiş olursun...
Yani senin benzetmen, yumurtasız omlet yapmak gibi bir şey oldu Akif

Demek ki, yanlış yapan sendin…
Ama...
Merak etme...
Ben Ahmet Hakan değilim ki "ama" deyip çakmaya başlayayım...
Aksine...
Bu "ama"dan sonra senden taraf olacağım...
Çünkü o çıkışında samimiydin…
Ve hatta yürekliydin de…
Kolay mı Doğan Gurubu’nun daha taze milyonlarca Dolar harcayıp yeni bir marka yaratmaya çalıştığı umudunu eleştirmek?..
Sen işte o zoru yaptın…

Peki...
Ondan sonra ne oldu?..
Serdar Turgut'a göre gazetenizin Liberalleri (nereleri Liberalse!) sana çakmaya başladılar...
Ankara Temsilciniz ve yazarınız Murat Yetkin, çaktı önce...
Paşalara "çanak soru" tevcih etmesiyle tanınan Murat (bence) şahane ve şahane olduğu kadar da sevimli bir makaleyle daldı sana…
Fehmi Koru ile Takasını istemesiyse sevimli bir espriydiydi…
Benzerlerini hangimiz yapmıyoruz ki?..
Ve Akif…
Senin Murat’a verdiğin cevap da bir o kadar şahane ve olgundu…
Öfkesiz, bağırmadan, çağırmadan, kırıp dökmeden…

Ve daha sonra?..
Yıldırım Türker (Yahu Serdar!.. Bu arkadaş ne zaman Liberal cenahta yer aldı da ben duymadım) isimli bir magazin yazarı çıktı ortaya...
Espri yapmak yerine sana hakaret etmeyi tercih etti…
Senin yerinde ve gücünde bir başkası olsaydı “beni  iliştirilmiş bir yazar gibi tanımlayarak ötekileştiren Yıldırım Türker edepsizini kov!” derdi Eyüp Can’a…
Ama sen öyle yapmadın…
Çünkü adı Radikal olan bir gazetede o tip edepsizlere ya da Ertuğrul’un deyimiyle “Hergele”lere mutlaka yer verilmesi gerektiğini bilecek kadar olgundun…
Fakat Akif
Dünkü yazını sevmedim...
Çünkü ve ne yazık ki kompleks kokuyordu…
Karmaşa içindeydin yani…
Ve...
Özgüveni eksikti…
Hatta hiç yoktu
Zira ne sen Mr. Cosby'sin ne de Radikal'deki diğer yazarlar Beyaz Amerikalı

Lütfen bundan sonra yazacaklarımı çok ciddiye al Akif;
Seni eleştiren ve hatta seni bıktırıp pes etmeni ve bulunduğun mevzii terk edip gitmeni isteyenler var ya...
Bil ki onlar senin düşüncelerini veya inançlarını değil, bulunduğun yeri sevmiyorlar…
Ve sen bunu okuyamadığın gibi bir de onları "beyazlaştırarak" şımartıyorsun...
Biliyorum canım...
Sen kendince onlarla dalga geçiyorsun...
Amma çok komik olduğunu belli ki görmüyorsun...
Belli ki sen o tipleri hiç tanımamışsın...

Yahu Akif!..
Onlar senin patronajdan kaynaklanan gücünden nefret ediyorlar…
Çünkü onlar insanların renklerinden çok, güçleri ve cüzdanlarıyla ilgilenirler…
Yani onlar için yüzünün değil, cüzdanının renginin “beyaz” olması yeterlidir Akif

Peki…
Neden bir eleştirin yüzünden ayağa fırladılar?..
Senin Radikal’e yönelik eleştirini fazla antidemokrat buldukları için mi?..
Ya da öğrencilere karşı polislerin yanında yer aldığın (ki bana göre de yanlış yaptın) için mi?..
Hadi canım sen de…
Güldürme beni…

Neden mi pekiii?..
Onlarla kurmadığın ya da kuramadığın ilişki onları nefret ettiriyor senden…
Ve belki de onların karşısındaki dik duruşun…
Her taleplerine “evet” demeyişin seni sevmelerinin önündeki engeldi…
Ahmet Hakan geçen gün şöyle itiraf ediyordu:
“Her şeye evet deme huyumu sevmiyorum”…
Tam da böyle değil ama buna benzer bir şeyler…
Yani…
Senin “Beyaz” dediklerin Ahmet’i de beyazladığı için değil; onların taleplerine sürekli “evet” dediği için kabul ettiler aralarına…
Ve onlar gibi olmaya (dönmeye) rıza gösterdiği için…
İstersen bir kere dene…
“Beyaz” diye nitelediğin o kişilerle arandaki mesafeyi biraz kapat, Kanal 24’te birkaçına “paralı program” yaptır ve o zaman gör bakalım sen mi beyazsın onlar mı siyah?..

 Bu arada unutmadan ve son olarak…
Eskişehirli öğrencilerin “Kartopu Savaşı”(!)nı izledin mi TV’de?..
Ne güzeldi…
Genç bunlar be Akif
Delikanlı…
Hatta birçoğu henüz “çocuk”
Neden hepsinin tek tip olmasını istiyorsun?..
Ya da öyle olmalarını bekliyorsun?..
O gençlerin bir kısmı evcilik oynuyor…
Bazıları kartopu
Kimileri de yumurtacı
“Paskalya çocuğu” yani…
Mayıs’ın ilk haftası Avrupa’ya gidersen rengârenk yumurtalardan milyonlarcasını görürsün...

 Az daha unutuyordum Akif
“Eskişehir Kartopu Savaşı”na kim müdahale etti biliyor musun?..
İnanmayacaksın ama söyleyeyim: Senin sevgili POLİS’in…
Polis o “Kartopu Savaşı”nı nükleer savaş gibi bir şey mi zannetti ne(!)…
Bakalım, 18 yaşındaki gençlerin kolayca beş taneye kadar silâh sahibi olmasını sağlayan yasayı çıkarmaya çalışan ama bu arada siyaset yapmak isteyen gençlerin silâh olarak “yumurta” kullanmasına bile izin vermeyen hükümeti de eleştirecek misin?..
Gözlerinden öper, mevziini terk etmemeni tavsiye ederim…

Adnan

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR