MEDYA KÖŞESİ

'PKK medya yüzünden isyan etmezse iyidir'

Radikal yazarı Ezgi Başaran, medyanın Kandil çıkartmasını espirili bir dille köşesinde anlattı.

'PKK medya yüzünden isyan etmezse iyidir'
GAZETECİLER.COM - Radikal yazarı Ezgi Başaran, medyanın Kandil çıkartmasını espirili bir dille köşesinde anlattı.

Kandil'de çekilme sürecini fiilen başlatacak açıklamanın yapılacağı basın toplantısı öncesinde bölgeye gelen Türk gazetecilerin, PKK'lıları soruları ile şaşırttığını örnekleri ile anlatan Başaran "Ana akım medyanın bu halinden usanıp başka bir isyan başlatmazlarsa iyidir" diye yazdı.

İşte Radikal yazarının Türk medya mensuplarının Kandil'de PKK militanlarına sorduğu sorulardan örnekler verdiği o yazıdan bir bölüm:

"Eskiden Kandil’e çıkmak bir gazeteci için sorunlu işti. Araya on tane adam koymanız, referans bulmanız, tüm bunları mümkün olduğunca sessiz yapmanız gerekirdi. Hadi bunları hallettiniz... Devlet bir biçimde haberdar olur, görüşmeye taş koyardı. Haberdar olmaz, gazeteci bir PKK lideriyle (çoğunlukla KCK lideri Murat Karayılan’la) röportaj yaparsa hakkında dava açılma ihtimali çoktu. Bu ihtimalin gerçeğe dönüştüğü de çok olmuştu. Yapılan röportajların eskime raddesine gelene dek gazetelerde yer bulamama sorununa ise hiç girmiyorum.

BBC’nin, sesi yayına verilmesi yasak olduğu için IRA lideri Gerry Adams’ın demeçlerini yıllarca dublajcılar aracılığıyla aktarması gibi trajikomik hikâyedir o.

Şimdi... Erbil’de... ATV’den, A Haber’den, Show TV’den, Milliyet’ten, Vatan’dan, Hürriyet’ten, Radikal’den, Sabah’tan, Habertürk’ten, Birgün’den gazeteciler toplanmışız. Bu kompozisyon birazdan Kandil’e çıkıp Karayılan’ın geri çekilmeyle ilgili yapacağı açıklamaları dinleyecek. Dolayısıyla... PKK’nın gazetecilerle irtibatta olan görevlileri için de bizim için de tuhaf haller yaşıyoruz son birkaç gündür.

Ana akım medyanın birbirini atlatma, bir araya geldiğinde haber geçme ve zamanlama pratikleriyle (ve biraz da şuur kaybıyla) tanıştı PKK bu süre zarfında. Güler misin ağlar mısın diyaloglar. Kabacasını aktarayım ki minvali anlayın.

* * *

“Alo, rojbaş! Karayılan’la özel röportaj ayarlamanız şart!”

- Şart derken? İşte toplantıya geleceksiniz ya, özel röportaj ne ola?

“Pardon... Wi-Fi Kandil’de tam nerede çekiyor?”

- Bu hizmeti sunamıyoruz.

“Dağda 3G hiç mi yok! Allahım sen aklımı koru!”

- Amin. Ama Erbil’de de çoğu yerde 3G yok. Sade bizim tesisin eksiği değil valla!

“Telefonla haber geçilecek yer, basın toplantısı alanına kaç dakika?”

- Hiç böyle bir hesap düşünmemiştim. Yarım saat, bir saat. Bunun gibi.

“Öğle yemeği sırasında mı açıklama yapılacak?”

- Belli olmaaaz!

“Arada Mahmur Kampı’na da bir çıkıverseydik, hazır geldik buralara.”

- Oranın yetkilisini arasaydınız, çıkıverseydiniz. Ben şimdi nasıl yapayım?!

“Biz bu Kandil’e nasıl geleceğiz peki?”

- Bir otomobile binmekle başlayabilirsiniz.

“Basın toplantısı niye bir gün ertelendi, mağdur olduk, dönüş biletleri filan...”

-...! (Bu noktada telefonun öbür ucundaki kişinin belindeki şutik’i çözüp boğazına bağlamak suretiyle acısına son vermeyi planlamış olabileceğini düşünüyorum.)

* * *

Ezcümle... Bir gerillanın günlük hayatında pek muhatap olmadığı bu nevi onlarca soruya, sayısız telefon konuşmasında maruz kaldılar.
Ana akım medyanın bu halinden usanıp başka bir isyan başlatmazlarsa iyidir diye şaka yapacaktım ama şakadan anlamayan insanların varlığını hesaplayarak vazgeçtim. (He, bu vazgeçmiş halim.)