'PKK ile görüşme olabilir' deniyorsa görüşme oluyordur!
Hükümet üyelerinin "Oslo benzeri görüşmeler olabilir" sözlerini yorumlayan gazeteci Mavioğlu "bu görüşme oluyor demektir" dedi.
Mavioğlu'na Ateş'in ilk soruları gazetecilik mesleği üzerine oldu. Kürt sorunu hakkında yeni bir kitap yazmakta olduğunu söyleyen Mavioğlu Adalet Bakanı'nın "Oslo benzeri görüşmeler yapılabilir" şeklindeki sözlerini "Eğer bir bakan böyle diyorsa bu halen görüşme yapılıyor demektir" diye yorumladı...
İşte soru ve yanıtlarla Mavioğlu'nun gündeme dair yorumları:
ZORLU VE RİSKLİ BİR KİTAP GELİYOR
Veyis Ateş: Uzunca bir zaman bir kuruma bağlı gazeteci olarak ağırladık. Şimdi ne diyoruz serbest gazeteci mi sivil gazeteci mi? Bir kurumla yollarını ayırdıktan sonra bir kitap ile ortaya çıkar Mavioğlu.
Ertuğrul Mavioğlu: Evet bir kitapla ortaya çıktım. Cendere Medya Tenceredeki Gazeteci kitabını yazdım. Şimdi de ajandamda bir kitap çalışması var. Ayrıntısını vermeyeyim zorlu ve riskli bir konu, ben de zorluğu aza indirmeye çalışıyorum.
Veyis Ateş: Bir konu başlığı var mı?Ertuğrul Mavioğlu: Kürt meselesiyle ilgili.
ÇALIŞMAMANIN LÜKSÜNÜ YAŞIYORUM
Veyis Ateş: Gazeteciler ve televizyoncular yayın yetiştirme telaşıyla profesyonel olarak bakılıyor. Şimdi dışarıdan nasıl görünüyor.
Ertuğrul Mavioğlu: Ben bir yerde çalışmamanın lüksünü yaşıyorum. Herkese de tavsiye ederim. Biz bir cümleden bin tane yorum çıkartmak için kafa patlatıyoruz. Halbuki dışarı çıkınca bu sürreal hikayeyi görebiliyorsunuz. Gerçekleri anlayalım diye değil, bir başlık çıkartalım diye bakıyoruz dünyaya.
Gazeteciliğe başladığımda bir şefim vardı. Beni bir ayakkabıcıya gönderip "git vitrindeki parlak ayakkabılara bak. Dışarıda öyle ayakkabı göremezsin" demişti. Gerçekten de vitrindeki ile dışarıdaki farklı şeyler.
Şimdi olayları yerli yerine oturtma imkanım doğuyor.
Veyis Ateş:Mavioğlu bugüne kadar kaç bin manşet atmıştır?
Ertuğrul Mavioğlu: Tabi bir gazete ya da televizyonda muhabir olarak çalışıyorsanız o haberle bağlısınız. Ben haber müdürlüğü filan da yaptığım için her manşetin içinde oldum diyebilirim.
YETERİ KADAR KAVGA EDEMEDİĞİM MANŞETLER OLMUŞTUR
Veyis Ateş:Şunun için sordum. Akşam başınızı yastığa rahat koyamadığınız manşetler oldu mu?
Ertuğrul Mavioğlu: Ben rahatım çünkü bir meselenin arkasına bakmadan manşet atmadım. Ama doğru olmadığına inandığım, yalan olduğunu bildiğim manşetler için yeterince kavga veremedim, ya da kavga verdiğim halde hala o gazetede çalışıyorum diye üzülmüşümdür. Verdiğim kavgalar sonucunda iyi sonuçlar elde ettiğim için çok mutlu oldum. Ben doğrunun temsilcisiyim demiyorum. Yanlış anlama ama benimde gözüme parlak gelen yalanlar olmuştur. Ama ben doğru olamayacak kadar büyük haber sözüne inanırım. Dur derim kendi kendime. Kolay kolay inanmam öyle haberlere.
Veyis Ateş: Sorularımı emekli gazeteciye soruyormuşum gibi olmasın...
Ertuğrul Mavioğlu: Yok zaten yakında bir sürprizle göreceksin emekli olmadığımı...
BAKAN OLABİLİR DİYORSA GÖRÜŞME YAPILIYOR DEMEKTİR
Veyis Ateş: Mavioğlu'nu bilenler Kandil, Karayılan röportajlarını da bilir. Mavioğlu'yla bundan sonrasında ne olacak sorusunu konuşmak isterim. Bir taraftan şehitler, bir taraftan operasyonlar... Bunlar sürerken diğer yandan da sanki görüşme mesajları var...
Ertuğrul Mavioğlu: Bütün açıklığıyla söyleyeyim mi? Adalet Bakanı'nın açıklamasındaki olabilir sözcüğünü ben şöyle okuyorum: zaten oluyor. Bugünlerde bu görüşmeler oluyor. Hatta belki de 1 ay önce başlamış bir hikayeyi bizim önümüze olabilir diye koyuyorlar. Nasıl olsa kamuoyuna sızacak.
Kürtler ile Türkler arası bir kopuştan sözediliyor. Ama 31 Ağustos-1 Eylül'de Batman ve Diyarbakırdaydım. Geçen hafta da Diyarbakır ve Mardin'deydim. 1 Eylül için barış panelleri filan düzenleniyor ama daha öncesine ilişkin bir farklılaşma vardı. Çözüme ve Barışa dair cümleler azalmıştı. Herkesin dilinde mücadele vardı. Oslo sürecinin tıkanması, Öcalan'a uygulanan tecrit, tecritte ısrar, yasal siyasetçilerin KCK operasyonu adı altında tutuklanıp içeri atılması... Yaklaşık 10 bin insandan söz ediyoruz.
ESKİDEN TÜRKÇE KONUŞURLARDI ŞİMDİ KÜRTÇE KONUŞUYORLAR
Veyis Ateş:Biliyorum konuya vakıf olduğunuzu... "Tecrit" dediniz...
Ertuğrul Mavioğlu: 15 ay görüştürülmemesi "tecrit"in bir şeklidir.
Veyis Ateş:Böyle mi yoksa başka bir hesap mı var. Kardeşi gitmiş görüşmüş diyor bir gazete. Bu nasıl bir tecrit.
Ertuğrul Mavioğlu: 15 aylık bir süre var Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesinin kesilmesinin... Çarpıcı bir şey söyleyeyim. Barış söylemi mücadele ve direnişe terketti ama duygusal kopuşa dair bir şey söyleyim. Eskiden Kürt etkinliklerinde Türkçe yapılırdı açıklamalar. 15 gün önce bazıları ısrarla Kürtçe konuşuyordu. Bunu da tercüme filan etmiyorlardı. Ben bunu orada birine sordum. Biz kendimizi anlatmaktan vazgeçtik artık bizi anlamak istiyorsan sen mücadele et midir diye. Bu alınmış bir karar değil içimizden öyle geliyor dedi konuştuğum isim. Artık talep kalmamış. Biz elde edeceğiz diyorlar. Biz haklarımızı istemiyoruz. biz haklarımızı kullanacağız diyorlar. İnsanların savaşması ölmesi dünyanın en kötü şeyi...
Ama Türk ve Kürtler et ve tırnak demiyormuyduk biz. Ben artık ruhsal duygusal bir kopuştan bahsediyorum.
Hükümetin bu süreci yeniden başlatması bu kopuşu farketmesinden ötürü bence. Ben en akıllı insanı değilim dünyanın. Bu duygusal kopuşu hükümet de görüyor. Bu duygusal kopuşun resmen kopmasına engel olmak hükümetin görevi onlar da farketmiş işi... Bir de tabi Suriye'deki Kürt hareketi, birleşik kürdistan söylemini yeniden doğurmuş.