MEDYA KÖŞESİ

Penis yazarından Hıncal Usta'ya veryansın!..

Son günlerde Penis üzerine biraz daha az yazıyor o kadar... Belki işlevsel olarak kayıp yaşattığı için penisine kırgındır...

Penis yazarından Hıncal Usta'ya veryansın!..
GAZETECİLER.COM – Bizim işimiz bu… Gazeteciler arası dalaşmaları yazmak, yorumlamak…
Ama…
Gazetecilerin işi birbirleriyle didişmek değil ki…
Okurlarını bilgilendirmek…
Aslına bakarsanız Türk medyasında gerçek anlamda “gazeteci - yazar”  pek fazla yok…
Erdal Şafak, Yavuz Donat, Mehmet Barlas (hayret ilk üçü SABAH’ta) Yalçın Bayer ve belki biraz da Cengiz Çandar
Kalanlar “gazeteci – yazar” değil…
Ahkâm kesen köşeci…
Bunu o dostların emeklerini küçümsemek için söylemiyorum…
Asla…
Ahmet Hakan’ın tatlı dilini…
Yılmaz Özdil’in müsrif klavyesini…
Engin Ardıç’ın naif(!) küfürleri…
Ahmet Altan’ın kelimelere efendiliği nasıl görmezden gelinir?..
Ama nihayet yaptıkları gazetecilik değil…
Siyasi, sosyal, dini, ekonomik, sportif, sanatsal vs olayları, kendi pencerelerinden gördükleri şekliyle yorumlamak…
“Bilgi” derseniz, yukarıda isimlerini andığım gazeteci – yazarlar dışında hiç yok…
Bu arada kimisi küfür ediyor bol, bol…
Kimisi, kendisi gibi düşünmeyenlerin ne kadar “cahil” ve hatta “aptal” olduklarını yazıyor…
Bazısının ihtisas alanı “Penis” ki bunların bir numarasını az sonra konuk edeceğiz…
Kimisi ise herkesin bir gün “eşcinsel” olacağı günü nasıl da heyecanla beklediğini (Oray Eğin) yazıyor…
Evet bu kadar “giriş” yeter…
Şimdi geçelim ana konumuza…
Türkiye’nin (belki de dünyanın) “1 numaralı Penis Yazarı” Serdar Turgut, Türkiye’nin Fatih Altaylı’dan sonra en çok bilen yazarı Hıncal Uluç’a veryansın etmiş…
“Hıncal Uluç hiç kitap okuyor mu?” başlığı altında yayımlanan makalesine şöyle başlıyor…
 
Başlıktaki sorunun cevabı 'Hiç okumuyor' değil tabii ki... 'Hayata tavuk suyuna çorba etkili yazıları' toplayan türde kitapları mutlaka okuyordur. Onların da fazla anlamı yok. İnsanın beynini zorlayan, biraz düşündüren şeyler değil onlar. Ancak hal ve tavrından anladığım kadarıyla insanın beynini biraz zorlayacak, farklı boyutlar açacak, beyne biraz disiplin getirecek metinlerle hiç alakası yok onun.
Büyük bir ihtimalle bu tür kitaplardan sıkılıyordur. Yani bilginin, yeni bakış açılarının eksikliğini de hiç duymuyor. Bu eksikliğin beyninde yarattığı kara deliği yaşayarak dolduracağını sanıyor. O yüzden geziyor geziyor geziyor. Konuşarak, deneyerek bilgilenebileceğini sanıyor. Halbuki onlar bilgi değil sadece hayata dair bazı enformasyonlar.
Kitap okusa, biraz beynini zorlasa o enformasyonları güzel bir şekilde toparlayıp bilgi haline getirebilecek belki ama böyle bir arzusu da yok.
'Mutlu adam kendiyle, bana ne' diyebiliriz ama sorun Hıncal ile bir konu üzerine fikir alışverişi yapmaya çalıştığınızda ortaya çıkıyor.
 
Bunların cevabını dilerse Hıncal Usta verir…
Ama…
El insaf!..
Serdar Turgut kitap okuyor da ne okuyor?..
Sanırsınız bilimsel kitaplar okuyup, bilimsel makaleler yazıyor…
Yahu sağından da okusak, solundan da okusak yazdıkları hep aynı şeyler…
Ehh yani…
Son günlerde Penis üzerine biraz daha az yazıyor o kadar…
Belki işlevsel olarak kayıp yaşattığı için penisine kırgındır…
Ama bilmesini isteriz ki (merak etiğini sanmıyoruz ya, lâfın gelişi)…
Bizi Hıncal Usta’nın gezip görmediğimiz yerleri anlatarak bizi “gezmiş görmüş” gibi bilgilendirmesini, Serdar Turgut’un “Penis” yazılarına tercih ederiz…
 Neyse…
Çok uzattık galiba…
Yine de okumak isteyeceğiniz ihtimalini de göz önünde bulundurarak
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar