RÖPORTAJ

Penguen 8. yılında Habertürk'e konuştu

Mizah dergisi Penguen’cilerin koşuları 8’inci yılına girdi. Gazete Habertürk derginin ağabeyleriyle konuştu...

Penguen 8. yılında Habertürk'e konuştu

Gazete Habertürk'ten Elif Key 8. yaşına giren Penguen’in ağabeyleri Metin Üstündağ, Selçuk Erdem ve Erdil Yaşaroğlu’yla Türk siyasetini konuştu. Hayli eğlenceli geçen röportajda Penguencilerden ilginç mesajlar var.

İktidar ve muhalefetin aktörleri işinizi kolaylaştırıyor mu?

Selçuk Erdem: Penguen, AKP dışında bir iktidar görmedi. Bu süreçte hükümet iki kere dava etti. Bir tanesi "Tayyipler Alemi"ydi, bir keresinde uyuyan bakanımız Atilla Koç, mahkemeye verdi.

Erdil Yaşaroğlu: Akbulut, İnönü, Çiller, Mesut Yılmaz, Türkeş, o kadar çok insan vardı ki... Bunu senaryo gibi görürsen, karakter sayısı azaldı. Bir de iktidar çok baskın. Neden dertleniyorsak, onu çiziyoruz yani sürekli Tayyip Erdoğan çizmek zorunda kalıyoruz. Tabii ki çok sıkıcı! "Bu hafta çizmeyelim artık" diyoruz, bir saat sonra, Başbakan’lı espri onaylanmış, kapak çiziliyor. Muhalefet ettiğimiz düşünülmesin, o gündemi belirlediği için oluyor.

S.E.: Bizim durduğumuz yerden bakınca, her şeye muhalefetiz. Bütün partiler bizim için iktidar.

Metin Üstündağ: Erbakan, Ecevit; hepsi dili mizaha yatkın siyasilerdi.

Putin’le Sarkozy mizahçılara sert davranıyor. Erdoğan’da böyle bir potansiyel görüyor musunuz?

S.E.: Adres gösterme gibi bir tarzı var. Dava açtı, biz davayı kazandık. Ama adres göstermiş oldu. "Başbakan’ı böyle çizemezsiniz" diye emailler gelmeye başladı. O baskı daha rahatsız edici.

EVLENMEYEN BERTARAF OLUR

Başbakan’sız, Kılıçdaroğlu’suz kapaklar çizdiğiniz zaman; tiraj kaygınız oluyor mu?

E.Y.: Tiraj kaygımız yok. 20 senedir profesyonel çizim yapıyorum. Şimdiye kadar hep kendi eğlendiğim şeyleri çizdim. Biz de okuyucuyuz.

M.Ü.: Eskiden daha kolaydı. O zaman ideolojilerin de altı doluydu. Şimdi ılımlılaik kamplaşması var. İkisi de keskin bıçak ve ikisinin de altı dolu değil. Bir de artık yaranamıyorsunuz; arka arkaya bazı kapaklar yapıyoruz, "Aaa, şeyci" diyorlar. Çok tuhaf. 70’li yılların birikimi, siyaset donanımı olmadığı için tamamen psikolojik bakılıyor. Bir espriyi, "Yarıldım" veya "Giydirmişler" diye açıklamak yüzeysel ve saçma!

S.E.: "Süper geçirmişsiniz" diyorlar, halbuki geçirdiğimiz bir şey yok.

M.Ü.: Biz Leman’dan bu yüzden ayrıldık. Bu mizah dergilerinin her zaman başına gelir. Bir süre sonra yaptığınız her şeye komik olmasa da bir anlam yüklenir. Benim gördüğüm; mizahta ve yeni nesilde vicdan eksilmesi var. Selçuk’un çok sevdiğim bir tanımlaması var; "O yatınca hemen uyuyordur" der; bu çok önemli bir gösterge. Şimdiki kuşakta, sadece okurda değil çizer kesiminde de, bu duruş çok az. Biz vicdanı olan bir dergiyiz.

Röportajın tamamını okumak için

ÇOK OKUNANLAR