Patronlara patronluk eden gazeteciler!
"Biz burada Tayyip Bey'in hedefleri için varız... Biz gazeteyi ve televizyonu yöneteceğiz, sen de para vereceksin"...
ADNAN BERK OKAN
Aynı hatayı ben de yaptım...
Hem de nasıl yaptım bir bilseniz...
Siyasal iktidara destek veriyordum ya...
Başbakan, bakanlar ağzımın içine bakıyorlardı ya...
"En büyük bendim" ya...
Ve yaşım henüz 50 bile yoktu ya...
"Kibir" denilen illet ruhumu teslim almıştı ya...
Bütün tepeler benim doğduğum gece küçük dağlara dönüşmüştü ya...
İşte öyle bir şey...
Rüyadan uyandığımdaysa işsiz kalmıştım...
Hem de aradaki 1.5 yıl hariç yaklaşık 10 yıl süren bir işsizlik süreci...
Ve...
En başta kendime ve herkese "düşman" olduğum 10 yıl...
Bugün bazı arkadaşlara bakıyor, sonra da kendi yaşadıklarımı hatırlıyorum...
Ben bu arkadaşların yanında, Ak Parti'ye muhalefet eden Kemal Bey'mişim meğer...
Bu arkadaşlar ise, yazdığı Mevlîd'de sevgili Peygamberimiz için naat bölümünü döşenen Süleyman Çelebi...
Kimler mi bunlar?..
Önce sadece ikisinden söz edeceğim çünkü bugünkü yazımın konusu; Star Gazetesi ve Kanal 24 TV...
O halde birinciden başlayayım: Mustafa Karaalioğlu...
Sevgili Mustafa, STAR Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni, medya gurup başkanı falan, falan, falan...
Tiraj açıklamalarına bakarsanız Mustafa kardeşimin yönettiği STAR Gazetesi 103.000 satıyor...
Oysa gazetenin resmi satışı 30 bin bile yok...
Gazete baştan ayağa "ZARAR" yazıyor...
Ethem Sancak, Tayyip Erdoğan sevdasına en az 50 milyon dolarını sokağa attı...
Ve o süreçte gazeteci patron Karaalioğlu'nun, medya patronu Sancak'a verdiği emir şuydu:
"Ben burada Tayyip Bey'in hedefleri için varım... Ben gazeteyi yöneteceğim sen de para vereceksin"...
Ethem Sancak, üstüne düşen göreci yaptı. "Gak" dedi Mustafa, "Al parayı" dedi Sancak...
"Guk" dedi Mustafa, "bankana bak!" dedi Sancak, çünkü emrettiği para yatmıştı...
Eeee...
Para bu...
Kolay kazanılmıyor...
Hükümete destek veriyorsun diye Hazine'den de gönderilmiyor...
Uyandı Sancak...
Gazeteyi sırtından atıverdi...
Fettah Tamince girdi bu defa da Karaalioğlu'nun emrine...
Tamince yalnızdı ama Mustafa yanlız değildi artık...
Akif Beki ile el ele kol kola devam ediyordu yoluna...
Sancak'ın tek gazeteci patronu varken, Tamince'nin gazeteci patron sayısı iki idi...
Yani birinci tekil şahıs içeren emir cümlesi, birinci çoğul şahis zamirine dönüşmüştü sadece:
"Biz burada Tayyip Bey'in hedefleri için varız... Biz gazeteyi ve televizyonu yöneteceğiz, sen de para vereceksin"...
Sonra...
Fettah Tamince de çıkıverdi ateş çuvalının altından...
Bu kez mütevazı bir Anadolu tüccarı girdi ateş demetinin altına...
Aynı zamanda İlahiyat Fakültesi mezunu bir işadamı...
Tevhit Karakaya...
Hem FP'de hem de Ak Parti'de millletvekilliği yaptı...
Bundan sonra Mustafa Karaalioğlu ve Akif Beki ikilisi bu mütevazı İlahiyatçı patrona patronluk edecekler...
"Kâr" hiç yok...
"Zarar" çok medya patronluğuna hoş geldin sevgili Tevhit Karakaya kardeşim...
Allah cebine ve sinirlerine kuvvet versin...
Aman ha!...
Unutma...
Sancak ve Tamince bu işte kendi paralarını yediler çünkü o kadar çok paraları vardı...
Aman kardeşim dikkat!..
Zira senin net varlığın ya da nakit akışın sürekli para yutan bu iki karadeliğin dibini örtmez...
Eğer arkanda adı saklı bir para babası varsa, keyifli iştir medya patronluğu...
Mustafa ve Akif'e rağmen keyiflidir hem de...
Ama...
Kara deliği doldurma eylemi sadece senin kasaya kaldıysa gel vazgeç bu sevdadan...
Ya da git kendine "Başbakan'dan istemesini bilen" bir Yiğit bul...
[email protected]
Aynı hatayı ben de yaptım...
Hem de nasıl yaptım bir bilseniz...
Siyasal iktidara destek veriyordum ya...
Başbakan, bakanlar ağzımın içine bakıyorlardı ya...
"En büyük bendim" ya...
Ve yaşım henüz 50 bile yoktu ya...
"Kibir" denilen illet ruhumu teslim almıştı ya...
Bütün tepeler benim doğduğum gece küçük dağlara dönüşmüştü ya...
İşte öyle bir şey...
Rüyadan uyandığımdaysa işsiz kalmıştım...
Hem de aradaki 1.5 yıl hariç yaklaşık 10 yıl süren bir işsizlik süreci...
Ve...
En başta kendime ve herkese "düşman" olduğum 10 yıl...
Bugün bazı arkadaşlara bakıyor, sonra da kendi yaşadıklarımı hatırlıyorum...
Ben bu arkadaşların yanında, Ak Parti'ye muhalefet eden Kemal Bey'mişim meğer...
Bu arkadaşlar ise, yazdığı Mevlîd'de sevgili Peygamberimiz için naat bölümünü döşenen Süleyman Çelebi...
Kimler mi bunlar?..
Önce sadece ikisinden söz edeceğim çünkü bugünkü yazımın konusu; Star Gazetesi ve Kanal 24 TV...
O halde birinciden başlayayım: Mustafa Karaalioğlu...
Sevgili Mustafa, STAR Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni, medya gurup başkanı falan, falan, falan...
Tiraj açıklamalarına bakarsanız Mustafa kardeşimin yönettiği STAR Gazetesi 103.000 satıyor...
Oysa gazetenin resmi satışı 30 bin bile yok...
Gazete baştan ayağa "ZARAR" yazıyor...
Ethem Sancak, Tayyip Erdoğan sevdasına en az 50 milyon dolarını sokağa attı...
Ve o süreçte gazeteci patron Karaalioğlu'nun, medya patronu Sancak'a verdiği emir şuydu:
"Ben burada Tayyip Bey'in hedefleri için varım... Ben gazeteyi yöneteceğim sen de para vereceksin"...
Ethem Sancak, üstüne düşen göreci yaptı. "Gak" dedi Mustafa, "Al parayı" dedi Sancak...
"Guk" dedi Mustafa, "bankana bak!" dedi Sancak, çünkü emrettiği para yatmıştı...
Eeee...
Para bu...
Kolay kazanılmıyor...
Hükümete destek veriyorsun diye Hazine'den de gönderilmiyor...
Uyandı Sancak...
Gazeteyi sırtından atıverdi...
Fettah Tamince girdi bu defa da Karaalioğlu'nun emrine...
Tamince yalnızdı ama Mustafa yanlız değildi artık...
Akif Beki ile el ele kol kola devam ediyordu yoluna...
Sancak'ın tek gazeteci patronu varken, Tamince'nin gazeteci patron sayısı iki idi...
Yani birinci tekil şahıs içeren emir cümlesi, birinci çoğul şahis zamirine dönüşmüştü sadece:
"Biz burada Tayyip Bey'in hedefleri için varız... Biz gazeteyi ve televizyonu yöneteceğiz, sen de para vereceksin"...
Sonra...
Fettah Tamince de çıkıverdi ateş çuvalının altından...
Bu kez mütevazı bir Anadolu tüccarı girdi ateş demetinin altına...
Aynı zamanda İlahiyat Fakültesi mezunu bir işadamı...
Tevhit Karakaya...
Hem FP'de hem de Ak Parti'de millletvekilliği yaptı...
Bundan sonra Mustafa Karaalioğlu ve Akif Beki ikilisi bu mütevazı İlahiyatçı patrona patronluk edecekler...
"Kâr" hiç yok...
"Zarar" çok medya patronluğuna hoş geldin sevgili Tevhit Karakaya kardeşim...
Allah cebine ve sinirlerine kuvvet versin...
Aman ha!...
Unutma...
Sancak ve Tamince bu işte kendi paralarını yediler çünkü o kadar çok paraları vardı...
Aman kardeşim dikkat!..
Zira senin net varlığın ya da nakit akışın sürekli para yutan bu iki karadeliğin dibini örtmez...
Eğer arkanda adı saklı bir para babası varsa, keyifli iştir medya patronluğu...
Mustafa ve Akif'e rağmen keyiflidir hem de...
Ama...
Kara deliği doldurma eylemi sadece senin kasaya kaldıysa gel vazgeç bu sevdadan...
Ya da git kendine "Başbakan'dan istemesini bilen" bir Yiğit bul...
[email protected]